kapat

27.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Minik serçe
Üzerinize pisleyen herkes düşmanınız, ve de sizi pislikten kurtaran herkes dostunuz değildir!

Bir varmış, bir yokmuş. Uyumsuz bir minik serçe varmış. Uyumsuz serçe diğer serçelerin her yıl havalar soğumaya başlayınca yaptıkları gibi kışın güneye uçmamaya karar vermiş. Ancak, soğuk, kısa sürede aşırı derecede artınca mutsuzlaşan serçe istemeye istemeye güneye uçmaya başlamış.

Fakat geç kaldığı için kısa bir süre sonra kanatları soğuktan buzlanmaya başlamış ve hemen hemen donmuş bir vaziyette bir ağıla düşmüş.

Bu arada minik serçenin yanından bir sığır geçmiş ve üzerine pisliğini yapmış. Serçecik sonunun geldiğini sanmış ve hayatından ümidi kesmiş. Lakin, sığırın pisliğinin sıcaklığı onu ısıtmış ve kanatlarındaki buzları çözmüş.

Sıcak ve mutluymuş ve nefes alabiliyormuş artık minik kuş. Sevinmiş, coşmuş ve şarkı söylemeye başlamış.

Tam o sırada sesleri duyan büyük bir kedi gelmiş, pisliği bir patik darbesi ile açmış ve bizim miniği bir güzel mideye indirmiş.

Hikaye bu kadar. Kıssadan hisseler ise şunlar:

* Üzerinize pisleyen herkes illa düşmanınız değildir.

* Sizi pislikten kurtaran herkes de illa dostunuz değildir.

* Ve, şayet bir tabaka bok içinde sıcak ve mutlu iseniz çenenizi tutmasını öğrenin.

Bu gazete iş yaşamına yönelik bir gazete. "Ne alakası var şimdi bu hikayenin" demeyin. Gençken bir şirkette şef olarak çalışıyordum. Koskoca holdingin patronu beni ve müdürümü yanına çağırdı ve onun yanında beni ağır bir şekilde fırçaladı. Hikayedeki benzetme ile sığırın yaptığı gibi üstüme etti. Ancak müdürüm beni çok sevdiği için hep arka çıkıyor ve koruyordu. Buradaki benzetme ise şu; kedinin yaptığı gibi beni pislikten kurtarmaya çalışıyordu. Yıllarca patronun yaptığı sığırlığa küfredip durdum. Eh, müdürüm de beni korumuştu zaten, haklıydım.

Halbuki hiç de haklı felan değildim. İnsan haksızlığını zor ve geç kabul ediyor, hele destekçileri varsa. Üstüme pisleyen sığır geç ve zor da olsa aklımı başıma getirmişti. Yani bana düşmanlık ya da daha başka bir deyişle kötülük yapmamıştı. O tarihten sonra, "yaptığım büyük hatalarda üstüme pisleme bahasına da olsa birisi beni uyarsın" diye düşündüm bir süre. Daha da sonra o birisi'nin benim, kendimin olması lazım geldiğine karar verdim.

Üzerimdeki pisliği temizleyip beni kurtarmaya çalışan müdürüm ise aklımın başıma geç ve zor gelmesine neden olmuştu. Yani yine hikayedeki gibi bana dostluk ya da yine diğer bir deyişle iyilik yapmamıştı.

Üçüncü hisse için, pislik dediğimiz o üç harfli şeyi, "yaşamımızdaki sorunlar" şeklinde düşünün; kurtulamadığımız ve yaşamımızın bir parçası olan sorunlar. O zaman 3. hissenin de manasını açıklayabiliriz. Sorunlarımızla yaşamayı öğrenelim.

ULAŞ BIÇAKÇI


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır