kapat

27.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
intermerkez
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Ciguli krizi bastırdı
Uzmanlara göre o bir "kriz çocuğu." Ekonomik-siyasi krizler bastırdıkça millet "herşeye rağmen eğlenmeye" çalışıyor, Ciguli'nin "maskaralığı" prim topluyor.

İstanbul'un ve İstanbul'la birlikte belki tüm Türkiye'nin tavernalarında, gece kulüplerinde, meyhanelerinde hastalıklı bir ateş yanıyor bugünlerde... Hangi bu tür 'gece-eğlence mekanları'ndan birine gidilirse gidilsin, insanların kitle halinde, sanki mecburmuşlar, son kez eğleniyorlarmış, sanki bir büyük fırsatı değerlendiriyorlarmış gibi, takıntılı bir tutkuyla azıp coştuğu görülüyor... Kocaman bir fırın bu; Türk popüler müziği bu fırının kömürü ve sönmemesi için fırına sürekli kömür küremek gerekiyor...

Ateşçibaşı Ciguli
Bugünlerdeki 'Ateşçibaşı'nın kim olduğunu herkes biliyor: Ciguli... 1.5 ay önce ancak Kumkapı müdavimlerinin tanıdığı biriyken, şimdi bütün Türkiye 'çalgıcı karısı Binnaz'ın maceralarını dinliyor. 'Ciguli patlaması' en çok 'plakçılar çarşısı' olarak bilinen İMÇ'de (İstanbul Manifaturacılar Çarşısı) kendini belli ediyor. Bugünlerde İMÇ'ye giren bir kişi, sektör dışından olsa bile, 'çarşının karışık' olduğunu farkedebilir. Dükkanı siftahsız kapatan plakçı çok. Körfez Savaşı'ndan sonra yaşadıkları bu en kötü günlere dayanamayarak dükkanın kepengine kilit vuran plakçıların sayısı her geçen gün artıyor. 'Ciguli'ninki satan tek kaset' diyor esnaf. Piyasaya çıkalı henüz iki ay olmayan kasetin satışları 300 bini çoktan 'devirmiş.' Kasetlere gelen son yüzde 25'lik zamma rağmen sipariş yağıyor.

Yalnızca kasetleri satmıyor. Ciguli televizyon ve gazino şovlarının, ekstraların da gözdesi. Ekstradan ekstraya, bir televizyondan diğerine koştururken zayıf düşüp hasta oldu, zatüre teşhisiyle hastaneye kaldırıldı. Sadece müzik ve eğlence alanında da değil. Ciguli'nin şarkı sözleri, bir slogan olarak toplumsal hayata, konuşma diline girdi. Geçenlerde İzmir'de yapılan bir sosyetik düğünde, gelin ve damadın arkadaşları tam nikah anında, 'Mimar karısı Binnaz' diye bir pankart açtıklarında kimse bunu yadırgamadı, hatta pek esprili olduğunu düşünenler çoğunluktaydı. Derdini, Ciguli'nin 'Yaeğpmeaa beanaa nümeraaa' deyişindeki gibi, kelimelerin sesini eğip bükerek söylemek gençlik arasında hızla yayılıyor...

Nasıl oluyor da oluyor?
Ne oluyor? Ne buluyor insanlar Ciguli'de? Tip olarak şov dünyasının erkek sanatçılardan beklediği standartlara uymadığı kesin. Sempatik olup olmadığı bile tartışmalara açık sayılır. Şarkı sözleri için, Selahattin Dumanvari bir deyişle 'tiner koklamış hisli şopar sayıklamaları' demek bile zor. Peki ya müzikal kabiliyet? Eh, o var işte Ciguli'de. Orhan Gencebay, 'İyi, özgün bir müzisyen olduğu ortada, çok iyi bir akerdeon müzisyeni olduğunu biliyorum' diyor. Ama gazeteci-yazar Emre Aköz'ün dediği gibi, efsanevi klarnetçi, gerçek bir Roman müziği virtüözü, 'Ayılana gazoz, bayılana limon'un yaratıcısı 'Deli Selim'le örneğin kıyaslanamaz. Üstelik Deli Selim, hayatı boyunca kenar köşe düğün salonlarından kurtulamazken, Ciguli bütün bir milleti oynatıyor. Bu nasıl açıklanabilir?

Yapma bana açıklama
Bunu yapabilecek kişiler, sosyologlar, antropologlar, müzikologlar da fili tarif etmeye çalışan körlerden başarılı olamıyorlar açıklama çabalarında. Çoktan dev bir sanayiye dönüşmüş müzik kaseti sektöründe Ciguli'nin 'akıllı, biraz da şanslı bir yapım' olduğunu hemen herkes kabul ediyor. 'Maskaralık' boyutunun 'yeni' olduğu bir çoklarınca vurgulanıyor... Bu önemli bir husus, uzman gözüyle,"Maskaralık, kriz döneminin eğlencesi, insanlar böylece 'her şeye rağmen eğleniyoruz ve moralimizi yüksek tutuyoruz' mesajı veriyor."

Herkes bu maskaralık-bayağılık karşısında soğukkanlı kalamıyor. Devlet Sanatçısı Merih Çimenciler için örneğin Ciguli, bizdeki 'niteliksiz, şahsiyetsiz şeylere zafiyet'in bir belgesi. 'Oryantal ve Roman karışık bir müzikle ortada şaklabanlık yapıyor' diye yakınıyor Çimenciler, ama 'mantar gibi biten bu adamlar aynı şekilde yok olacaklar' diye umutla da ekliyor. Ciguli'nin kalıcı olmayacağını başkaları da dile getiriyor. Her ne kadar Orhan Gencebay, 'esprili-halka yakın-özgün' Ciguli'nin kalıcı olacağını söylese de, bir çokları Ciguli'nin başarısından, sabun köpüğü, saman alevi gibi sıfatlarla söz ediyor... Ciguli gelip geçicidir muhtemelen; bilemeyiz. Ama aydın şahsiyetlerin tartışmaları 'gargara yapma, lafı don lastiği gibi uzatma' diye yürüttüğü bir ortama 'yakışmadığını' kim iddia edebilir?

Görüşler-Düşünceler

Niteliksiz şey
Merih Çimenciler (Devlet Sanatçısı): Oryantal-Roman karışık bir müzikle şaklabanlık yapıyor. Sanatçı seviyesinde görmüyorum. Seviyesiz müziklerin ülkesi olmaya başladık. Maalesef bizde kalitesiz, niteliksiz şeylere zafiyet var.

Çok uyduruk değil
Orhan Tekelioğlu (Sosyolog-Bilkent Üniversitesi): Yaptığı müzik çok uyduruk değil; hatta sesiyle yaptıkları özgün. Pazarı olduğu, altyapısının da sağlam olduğu kesin. Bir alternatif başarı öyküsü diyebiliriz. Roman yükselişi, 3-5 yıllık bir hikaye; Ciguli de onların ilk pop yıldızı...

Para, para, para...
Muammer Ketençoğlu (Müzisyen, müzik tarihçisi): Ciguli'nin temel ivmesi, para; bunlar fırsatları değerlendiriyorlar. Ciguli, bir de üstüne, maskaralık yapıyor! Dış nedenleri ise, tamamen tesadüfi bence. Adamın bağlantıları iyiymiş demek ki. Öte yandan güzel müzisyenlerle çalışmış, albümün geneli Balkan tadını hoş bir biçimde veriyor. Aldım albümü, CD Allah'tan, atlata atlata dinliyorum...

Kriz döneminin eğlencesi
Emre Aköz (Gazeteci): Ciguli'de bir ahlaksızlık, bir koyvermişlik; yani alt sınıfların tınısı var... Eğer Deli Selim, bu işin birinci sınıfıysa, Ciguli ikinci sınıf. Bu patlamayı,1990'lara bağlıyorum ben; 99'da zaten her şey sürünüyor. Kriz döneminin eğlencesi bu... Maskaralık.. 'Her şeye rağmen' eğleniyoruz ve böylece moralimizi yüksek tutuyoruz.

Bulgar'ın Lada'sı
Hasan Saltık (Kalan Müzik sorumlusu): Bulgarlar, Rus Lada'larına "Ciguli" derler. Onlar için Mercedes ayarındadır o külüstür arabalar... Ben Ciguli'ye aynı gözle bakıyorum. Türk popu sürünüyor, ortaya boşluktan yararlanan biri çıkıyor, giyinişi, komik hareketleri, kıvrak havası ilgi topluyor. Böyle absürd şeyler birkaç yılda bir olur; sonra söner gider. Apo'dan sıkılmış insanlar, gündemden sıkılmış...

Al birini, vur ötekine
Sezen Cumhur Önal (Müzik otoritesi): Bu kadar kötü müziklerin üretildiği bir ülkede, Ciguli'yi yadırgamamak lazım. Genç popçulara bir tokattır bu! Bize üç numara büyük bile. En azından samimi bir adam, küpeli, tıraşlı şekilci taklitçiler gibi değil hiç olmazsa. Şu anda doğal sesler bile kalmadı müzikte, davul yok, piyano yok... Ciguli'de bunlar var. Ders olsun popçulara.

Postklasik Kemal Sunal
Ahmet Tan (DSP İstanbul Milletvekili): Ciguli'nin başarısı halkın biçareliğe, garibanlığa, mizaha, eğlenceye bakış açışını sergiliyor. Komik-eğlendirici kişi, fizikçe güzel olmayacak. Zekaca parlak görünmediği halde şeytana papucu ters giydirecek. Sunal'ın rekorları hâlâ bu yüzden kırılamıyor.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır