kapat

11.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Bilgisayar olmadan asla!


Artık bilgisayar çağında yaşıyoruz; işyerlerinde, evde bilgisayarlarla çalışıyoruz. Onlar bizim sağ kolumuz haline geldi. Evinde bilgisayar olanlar çok şanslılar, sıkılmaya vakit yok! Hele birde internet bağlantısı varsa tamam işte! Bütün gün bilgisayar başında oturmak için bire bir.

İnternete bağlandıktan sonra Netscape ya da Internet Explorer'a girip istediğiniz adresi yazıyorsunuz ve siteye giriş yapıyorsunuz. Sonra da ekranda kaybolup içinden çıkamıyorsunuz. Bir bakıyorsunuz saatler geçmiş ve siz hâlâ bilgisayarın başındasınız. Tuşlara basmaktan parmaklarınızın uçları kızarmış, sırtınız ağırmış, gözleriniz buğulanmış, bulanık görmeye başlamışsınız ama canınız kalkmak istemiyor ve uykusuzluktan bayılana kadar başında oturuyorsunuz.

İşte böyle bir hastalık bu bilgisayar, daha doğrusu internet. Ben de bir ara bu hastalığa yakalanmıştım ama neyse ki, kurtulmayı başardım; mutluyum! Artık sadece gerçekten ihtiyacım olduğu zamanlarda internete giriyorum.

Aslına bakarsak her eve lazım, çünkü oturduğunuz yerden dünyanın her köşesine gidebiliyorsunuz, çok uzak bir ülkedeki arkadaşınızla kolaylıkla sohbet edebiliyorsunuz, mektuplaşabiliyorsunuz, kendi özel sayfanızı hazırlayabiliyorsunuz. Hatta işinizi evinizde yapıp işyerinize fakslayabiliyorsunuz bile, ve daha neler neler...

Yüklediğiniz programlara göre bilgisayarınızın kapasitesi genişliyor ve her türlü ihtiyaca cevap verebilir hale geliyor. Örneğin radyo kartı ve tv kartı taktırırsanız bilgisayarınızı, radyo ve televizyon olarak da kullanabiliyorsunuz. Daha gösterime girmemiş olan filmlerin cd'lerini alıp, aylar öncesinden seyredebiliyorsunuz. Aslında ben film seyretmeyi fazla sevmiyorum, çünkü sinemada izlemenin tadı bambaşka. Bilgisayarın yapamadığı tek bir şey var, o da sanırım yemek yemek!

Bilgisayarla bütünleştiğimizi gösteren bir faktör; işe eleman alırken bilgisayar kullanıp kullanamadığının çok önemli olması. İstediğiniz okulu bitirin, bilgisayar bilmediğiniz zaman şansınız azalıyor. Ama bizim nesil bu konuda şanslı sayılır, çünkü neredeyse hepimizin evinde bir bilgisayar var. Çok iyi olmasa da bir şeyler biliyoruz, en azından istenene cevap verebiliyoruz. Bu da şimdilik yeter. İleride kendimizi bu konuda geliştirerek uzmanlaşabiliriz.

Zararları da var
Tabii bu muhteşem aletin zararları da yok değil. Mesela; bütün gün bilgisayar başında oturan bir insanın gözlerinin bozulma olasılığı çok yüksek, ya da zamanının büyük bir kısmını onun başında geçirdiği için sosyal hayatı yok olabilir, ilişkileri düzensizleşir ve uzun süre oturmanın sonucu olarak bacakları ağırır, sinirleri bozulur. Ben bir ara günün 16 saatini bilgisayar başında geçiriyordum, dış dünyayla bağlantım kesilmişti resmen. O yüzden işi tadında bırakmak gerek, günde bir iki saat internet yeter de artar bile. Hatta o bile fazla olabilir, çünkü 2 saat kalacağım diye internete girerseniz işiniz uzar da uzar, mümkün olduğu kadar az oturmak gerek bilgisayarın başında. Zaten geçen her dakika maddi olarak da kayıp.

Tabii şimdi internet deyince akla açık ya da vahşi siteler giriyor. Açık sitelere sadece üye olanlar girebiliyor ama vahşiler için aynı şey söz konusu değil. Öyle siteler var ki, onlara girdiğiniz zaman feci şekilde parçalanarak ölmüş insan cesetleriyle karşılaşıyorusunuz. Sinirlerinizin sağlam kalmasını istiyorsanız, o sitelere pek uğramayın, hatta hiç bakmayın bile.

Eğer hâlâ bir bilgisayar almadıysanız, mutlaka bir tane edinin. Hiçbir şekilde aldığınıza pişman olmayacağınız garanti.


Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır