Peşin cehennem

Şükrü Kızılot'u okuyor musunuz?

Çoğumuza ilaç tarifi gibi gelen vergi konularını, açık, net, duru bir biçimde anlatıyor.

Çok da iyi ediyor doğrusu.

Onun köşesi sayesinde, büyük Türk milletinin ne büyük kazıklar yemekte olduğunu iyice anlıyoruz.

Dünkü yazısından öğreniyoruz ki devlet bize yüzde yüzden fazla vergi ödetmekte.

Dünyanın neresinde böyle adaletsiz, insafsız bir vergi vardır bilmiyorum.

Devlet, bizler gibi vergi kaçırmayanların sırtına daha çok binip, posamızı çıkarmayı marifet sanıyor.

***

Şükrü Kızılot'un, dehşet verici yazısına göre "yüzde yüzün üstünde" vergi ödeme mekanizması şöyle:

* Gelir vergisi mükellefleri, 1999 yılında verdikleri beyannameye göre, oranı yüzde 60.5'a varan gelir vergisi ve fon ödediler. Ayrıca her üç ayda bir 1999 yılı kazancı üzerinden yüzde 15 geçici vergi ödediler. Toplam oran yüzde 75'i buluyor.

* Kurumlar vergisi mükellefleri ise, 1999 yılında verdikleri beyannameye göre;

-Oranı yüzde 44'e varan vergi ve fon ödediler.

-Ayrıca her üç ayda bir, 1999 yılı kazancı üzerinden yüzde 25 geçici vergi ödediler.

* Kurumların bu yıl ödediği verginin oranı yüzde 69'u buluyor.

* Kurumlar vergisi mükellefi olan anonim ve limited şirketler, 1998'de kar dağıtmışsa, ortakları da bunu 1999'da beyan edip ayrıca gelir vergisi ödediler.

Böylelikle aynı kazanç üzerinden değişik adlar altında ödenen vergiler yüzde 80-85'i buldu.

* Siz buna bir de yüzde 50-60 arası seyreden enflasyonu ekleyiniz. Oran yüzde 100'ü aşıyor.

***

Şükrü Kızılot, bu bilgileri verdikten sonra diyor ki:

Mevcut koşullara göre, 1999'da Türkiye, vergi ödeyenler için bir cehennem, vergi kaçıranlar için de bir cennet olmaya devam edecek.

***

Türkiye'de kamu harcamaları düzensiz.

Kamuda olağanüstü israf var.

Yolsuzluk, adam kayırma almış yürümüş.

Devlet birilerinin cebine milyarlarca dolar aktarıyor.

Bunların hepsini biz ödüyoruz: Yani namuslu vergi mükellefleri.

Şimdi bununla da yetinmeyen devlet, boğazımızı iyice sıkıp, israf edeceği para miktarını artırmak için yüzde yüzden fazla vergi almaya çalışıyor.

Türkiye gibi vadeli çalışan bir piyasada, parası tahsil edilmemiş malın KDV ve peşin vergisini almayı "büyük vergi uzmanlığı" zannediyor.

Oysa, bunca ayrıntı arasında yapılan iş, despot hükümdarların her aklına esince vergi salmasından farklı değil.

***

Türkiye daraldı.

Piyasaları durdu.

Halk geçim sıkıntısından inim inim inliyor.

Esnaf kepenk kapatmakta.

Bizimkiler ise lüks Mercedes'lere, devlet ricali afur tafuruna, özel uçaklara, yurt dışına yapılan birinci mevki "tetkik gezilerine", kral dairelerinde ağırlanan bürokratlara ve eşe dosta dağıtacakları milyarlara kaynak sağlamak için, vergi mükelleflerinin boğazına sarılıyorlar.

Faturayı Türkiye ödüyor.

***

Umarız, son vergi yasasının bizi götürdüğü uçurumu boylamadan, akl-ı selim galip gelir de, gerekli düzeltmeler yapılır.

Yoksa yandı gülüm keten helva!

Hep beraber "Padişahım, elde zulmetmeye ahali kalmadı!" noktasına geri döneriz.