kapat

11.06.1999
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
S u p e r o n l i n e
Magazin
micro
Siber Haber
L E I T Z
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
Bayan Sabah
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
Hazırlayanlar
Sabah Künye
E-Posta

1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 1999
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Sadettin Tantan dönemi..

Türkiye farklı bir İçişleri Bakanı görmeye hazır olsun.. Zaten görmeye başladı bile..

Polis de hazır olsun.. Medya da..

Fatih Belediye Başkanı olduğu dönemlerde, Ertekin'de uzun gece sohbetlerimiz olurdu. Bu ülkenin en saygın polislerinden olduğu için polisi de konuşurduk.. Tantan az ve öz konuşurdu.. "Herşeyin çözümü var, Hıncal bey," diyerek..

İçimden "Tam İçişleri Bakanı olacak adam" diye geçirirdim..

Onun hedefinde İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı vardı.. Polisliğinden de iyi bir belediyecilik anlayışı olduğunu Fatih'i yakından izlerken görmüştüm.

Mesut Yılmaz'ın garip hesapları Tantan'ı muhtemelen kazanacağı Başkanlıktan etti, ama İçişleri Bakanlığına getirdi, kadere bakın..

Çarşamba sabahı erkenden aradı "Teşekkürlerimle" diye.. Edirne'de genç kız öğrencilerin asılsız bir ihbarı ciddiye alan polisler tarafından nasıl teşhir edildiklerini yazmıştım.. Polisin son zamanlarda insanları teşhire nasıl merak sardığını yazmıştım..

Teşekkürü ondan..

"Sizler yazacaksınız ki, haberimiz olsun, düzeltelim" dedi..

Düzeltelim dediği kişiler değil.. Sistem.. Tantan kişilerin pek fazla suçlu olduklarına inanmıyor.. "Düzen böyle kurulunca gelen hava uyuyor" dedi.. Mesele bu düzeni değiştirmek..

4 haziranda teşkilata gönderdiği emirde yer alan satırlara bakın..

"Yapılan operasyonlarda basın görevlilerinin polisin önünde yer alarak kişileri yargılarcasına soru sormaları ve suçlu olarak kamuoyuna tanıtmaları kişilik haklarının ihlaline yol açmaktadır. Adli yargıya sevk aşamasında tahkikatı tamamlanan olayların açıklanması ancak yetkili kişi tarafından yapılabilir.

"Suç oluşturan bu tür davranışlardan kaçınılarak, tüm teşkilat mensuplarının uyarılmasını, uymayanlar hakkında gereken yasal işlemlerin yapılacağının tebliğini rica ederim."

Bu ne demek bilir misiniz?..

Yandı bazı ana haber bültenleri..

Önde kameralar, ardında TV muhabirleri, en arkada polis sözüm ona ahlak baskını şovlarından reyting ummaya paydos.. Kameralar polisle beraber ve polisin gücünden yararlanarak artık kimsenin evine, özel hayatına selamsız sabahsız dalamayacak..

Amerikan Yüksek Mahkemesi polis - medya işbirliğinin, vatandaşların haber alma hakkı değil, tersine vatandaşların temel haklarının ihlali olduğu kararına vardı geçen ay ve yasakladı. "Arama emri sadece polisin eve girmesine izin verir, başkasının değil" dedi. Bundan böyle yanına medyayı alıp aramaya çıkan polisler, zarara uğrayan vatandaşların tazminat davalarında doğrudan sorumlu olacaklar.

Polis suçluyu yakalamaya artık yalnız gidecek. Çünkü suçluların da özel hayatlarını tecavüzden koruyor yasalar.

Ayni madde Türk anayasasında var.. Tantan şimdi bu maddeyi işletiyor..

"Bu olumsuz tabloyu ortadan kaldıracağız. Türk halkının polise güveninin zedelenmesini önleyeceğiz" dedi Tantan..

Ve Tantan dediğini yapacak adamdır!..

Bankamı seviyorum!..
Yapı Kredi Bankası'nı seviyorum.. Banka diye değil.. O zaten işleri.. Kendilerini bana sevdirmeye mecburlar.. Sanat ve Kültür'e verdikleri değerden.. Önemden.. Toplumdan kazandıklarının bir bölümünü sanat ve kültür aracılığı ile topluma geri vermek için çok önemli yatırımlar yapmalarından..

Yapı Kredi Sanat Festivali, bu ülkenin en önde gelen kültür organizasyonlarından biri haline geldi.

Burhan Karaçam'ı sevgi ve saygı ile anmamak mümkün mü, bunları söylerken.. Ve onun açtığı çığırı aynen sürdüren bugünkü yönetime teşekkür etmemek olur mu?..

Harika bir Tango ile açıldı, festival 1999!.. Ama her seyirci gibi ben de, Tango'dan çok Arjantinli at çobanları Gauchoların ilk defa izlediğim o müthiş danslarına bayıldım.

Bu gece de kısmetse, nostaljiye dönüş, Peppino Di Capri'ye gideceğiz.

Seni seviyorum bankam..

Evim ve işim!..
Ev telefonum 118'de kayıtlı değil.. Çünkü orası benim özel dünyam.. Özel dünyama benim istemediklerim giremez. Girmemeli. O zaman Özel'liği kalmaz!.

Evime çok ender ve elzem durumlar dışında iş götürmem. Bilgisayar çağında yazımı evde yazıp anında sisteme girmek mümkünken bile, hergün gidiş geliş nerdeyse 100 kilometre yapar işe gelirim..

İşime saygım ve bağlılığım kadar, evimin ve özel yaşamımın kutsallığından..

Bunu şimdi niye yazıyorum..

Ev telefonumu her nasılsa ele geçirenler, beni giderek artan sayıda evden arıyorlar..

Evimi iş için arayanlar bilsinler ki, adları, makamları, bana yakınlıkları ne olursa olsun, tele sekreterime bırakılan o notlar, tarafımdan yok sayılmaktadır.

Boşuna ve defalarca zahmete girmeyin.

İş telefonum, bakın köşede yazıyor.. Hem orda tele değil, canlı sekreter var!..

Çağdaşlık Anayasası
Çağdaş insanın kendisi için, kendi kendine yazabildiği anayasa:

1."Bugün ülkem için ne yaptım?" sorusu kadar anlamlı bir soru yoktur. Bu sorunun en güzel yanı özeleştiri olanağı da sağlamasıdır.

2. Kendimi eğitmek için, bana sunulanların değerli oldukları kesin ama, ben yine de doğru ve bilimsel kaynaklara, bilgilere, araştırmalara ulaşmak için özgürüm.

3. Yetişkin olmam, çocuk hakları, kadın olmam işçi hakları için bayrak açmamamı gerektirmez.

4. Tüketim toplumunda yaşıyorum. Bunun için derin dondurucuya atılmış bilgiler değil, taze bilgiler istiyorum.

5. Ölmeden önce kesinlikle bir kitap yazmak zorundayım. "Yurttaşlık Bilgisi" kitabı. Torunlarımın gereksinimi olabilir!

6. Bireyim. Kendimi tüm öteki bireylerin yerine koyacak kadar.

7. Bulanık suda balık avlamayan partilere oy veririm: Balık benim.

8. Bir önceki maddede "balık benim" dedim ama, bu hep balık kalacağım anlamına gelmez. Bir gün bir siyasi partiye girebilirim. Bulanık sulara ağ atmayan bir partiye!

9. Bütün kutsal kitapları ilgiyle okuyorum. Ben de o çağlarda o kitapları öyle yazardım.

10. Hoşgörülüyüm, ama bunu hoş görünmek için yaptığım sanılmasın sakın!

11. Yeryüzündeki bütün sanatçılara hayranım, çünkü onlar beni donandırdılar.

12. Bunları yazarken Türkçe'nin ne kadar güzel bir dil olduğunu algılıyorum.

Kalıcı Ek madde:
Çağdaş olabilmek ve kalabilmek için herkes, her gün bu anayasaya bir madde eklemelidir.

SEVDİĞİM LAFLAR
"Her aptal, onu beğenen başka bir aptal bulur."

Boilsau

BİZİM DUVAR
Apo mahkemedeki savunmasını kitap yapsa "En çok SATAN kitap" olur

Hakan*Utku

Yazarlar sayfasına geri gitmek için tıklayınız.

Copyright © 1999, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır