Analist ve bankacılar, dünya merkez bankalarının bankası durumundaki BIS'ın (Bank of International Settllements) yeni önerileri kabul edildiği takdirde aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ülkelerin borç almalarının daha zor ve pahalı hale gelebileceğini söylüyorlar.
Mevcut kurallar çerçevesinde Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyeleri ticari banka kredilerinde otomatik olarak sıfır riskten faydalanıyorlar. Ancak BIS'ın yeni önerilerine göre ticari kuruluş kredi notları kullanılacak. Bu da devletlere verilen krediler için bankaların bulundurmaları gereken risk sermayesini ve dolayısıyla kaynak maliyetlerini yükseltecek.
JP Morgan stratejisti Arnab Das, "Öneriler sonucunda gelişmekte olan devletlerin dış kredi yelpazesinde daha büyük farklılaşma muhtemeldir" dedi. Rusya krizinin ardından gelişmekte olan piyasalara verilen krediler 53 milyar dolar düzeyinde. Ancak yeni sistem bazı ülkeler için daha büyük kayıplara neden olacak.
Standards and Poor's kredi sisteminde AA- notu alan bir ülke, banka bilançolarına göre sıfır risk ağırlığına sahip olacak. A- yüzde 20, BBB- yüzde 50, B- eksi yüzde 100 risk ağırlığı olarak kabul edilecek. Rusya gibi B- altındaki ülkeler ise yüzde 150 riskli sayılacak. Das yeni sistemden en fazla zarar görenlerin Avrupa'nın gelişmekte olan ülkeleri -Türkiye ve Macaristan- ile Güney Kore ve Meksika olacağını söylüyor. OECD üyesi olan bu ülkelerin kredi riski sıfırdan yüzde 100'e çıkacak.
Rusya'ya verilecek kredilerin yüzde 150 riski karşılaması gerekecek. Bankacılar, Sovyet dönemi borçlarında zaten temerrüde düşmüş olan bu ülkenin ilişki geliştirmek ve gelecekteki işler için kredi vermeye istekli olan bankacılarla sıcak bir döneme gireceğini söylediler.
Merrill Lynch'e göre, devlet kredilerinde riskin artması şirketlerin kredi almak için daha yüksek bedel ödemeleri anlamına gelecek. Bunun da bankacılık sistemlerine büyük olumsuz etkileri olacak. Das, "Ancak bu değişikliğin pratik etkileri mütevazi olacak çünkü bu ülkeler küçük borç sahibi ve görece küçük ikincil piyasalara sahipler" dedi.
Merrill analisti Denise Vergot Holle, bir araştırmasında, "Mevcut BIS ve AB kurallarına göre sadece yüzde 20 risk ağırlığı olan gelişmekte olan Avrupa OECD ülkeleri (Türkiye, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan) bankalarının değişiklikler çerçevesinde maliyetlerin artmasına maruz kalabilirler. Türk bankaları ise bunlar arasında en dezavantajlı durumda olanları" dedi.
Holle'ye göre büyük sermayeli bankalar kazançlı çıkanlar arasında yer alabilir. Ancak belli alanlarda uzmanlaşmış bankalar zarar görecek.