Koca kurt döndü

O bütün kadınların gözdesi, yüzyılın belki de en seksi erkeği. 60'ını geçkin mütekait James Bond, genç ve güzel bir kadınla aşk yaşayabilecek mi? Sean Connery, güzel Zeta-Jones'un kalbine girebilecek mi? Yanıtı 'Kurda Tuzak' filminde..

Kurda Tuzak (Entrapment)
Yönetmen: Jon Amiel/ Senaryo: Ron Bass, William Broyles/ Görüntü: Phil Meheux/ Müzik: Christopher Young/ Oyuncular: Sean Connery, Catherine Zeta-Jones, Ving Rhames, Will Patton/ Fox filmi.

Yaşlı kurt Sean Connery dönüyor. Aslında kendisine yakışan bir rolde: gizemli, usta, özel hayatında yalnızlığı seçmiş, kaşarlanmış hırsız Robert rolünde... Ama karşısına Catherine Zeta-Jones gibi dayanılmaz bir fıstık çıkıyor. O da ikiyanlı bir kişilik... Bir sigorta şirketinde çalışıyor ve çalınan bir Rembrandt tablosu için ilk akla gelen Robert'in peşine düşüyor. Ne var ki hikaye ilerledikçe roller ve kimlikler sürekli değişecektir. Hangi kişilik yasa çizgisinin hangi yanındadır, kim kime kazık atacaktır... Ve görünürdeki işbirliğinin ardında gizlenen boy ölçüşmeden kim galip çıkacaktır?

"Kurda Tuzak", eski usul bir soygun ve gerilim fantezisi. Anlattığı öyküye bir an için bile inanmaya ve olup biteni ciddiye almaya olanak yok. Hele Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'daki dünyanın en yüksek binalarından birinde, tam 2000 yılına girilirken yapılan ve sadece 48 saatte hazırlanan bilgisiyar destekli elektronik soygun!

Bu sabun köpüğünden hafif filmin asıl gerilim ögesi başka yerde... Acaba, yaşamı kadınlarla geçmiş bu ünlü zampara, dünyanın en güzel kadınlarıyla oynaşmış eski James Bond, 60'ını geçmişken genç ve güzel bir kadınla aşk yaşayabilecek midir? Bir diğer deyimle yaşlı Connery, güzel Zeta-Jones'un kalbine girebilecek midir?

Bu sorunun yanıtını merak edenler, bu filme gidip hoşça vakit geçirebilirler.

Basit ve sıkı bir seyirlik
TEK ve siyah-beyaz kanallı günlerde tüm ülkeyi ekran başına toplayan ve Türk halkına ilk bilim-kurgu zevkini aşılayan "Uzay Yolu" TV dizisi, sonradan (1979'dan başlayarak) sinemaya atlamış ve o da bir diziye dönüşmüştü. Karşımıza gelen dizinin tam sekizinci filmi: Uzay Yolu-İsyan...

Filmin yönetmenleri de kadrosu da değişti. Yeni oyuncular, yeni kavramlar, yeni ufuklar geldi. Ama değişmeyen temel ögeler var. Artık rahatça yolculuk edilen ve uçsuz bucaksızlığı dev gemilerle aşılmış bir uzayda, gezegenler-arası savaş, otorite paylaşımı, garip ve ürkünç insan-hayvan arası yaratıklar... Ve en garip koşullarda bile ortaya çıkan bir gönül ilişkisi, yeşeriveren bir aşk... Bu yeni film, o biraz naif, çocuksu bilim-kurgusal masal duygusunu yeniden karşımıza getiriyor. Göçe zorlanan ve teknolojiye karşı eski, temel değerleri koruyan bir topluluk, sanki çağımıza, giderek Kosova'ya atıfta bulunuyor. Ve filmi "Mesaj" benzeri bilim-kurgulardan sonra, basit ve sıkı bir seyirlik haline getiriyor...

Altyazıları hazırlayan arkadaşa sormak isterim: hiç Atılgan adını duymamış mı? Sürekli "Kaptanın gemisi" diye çevirdiği ünlü Entreprise uzay gemisinin bizde, 25 küsur yıldır bilinen adı budur da!..