|
|
|
|
Gösterimler ücretsiz!
Kızıl Gökyüzü / Le Fond de l'air Est Rouge Chris Marker 240' / Fransa Film 1967-77 yılları arasındaki sol hareketi bir yandan analiz ederken, bir yandan da bu hareketi felsefi anlamda bir yere yerleştirmeye çalışıyor. Birinci bölümde, Les mains fragiles, bize Vietnam savaşının uluslararası hareketler üzerindeki etkisini anlatır. Fransa'da 1968 Mayıs'ında başlayan patlamanın nedenidir bu savaş. İkinci bölümde, Les Mains coupees, Prag baharıyla başlar. Bu bölüm askerlerin hayal kırıklıklarının Sovyet işgaliyle yüzleşmesini anlatır. Siyasi partilerin liderleri yenilenme ihtiyaçlarıyla ilgilenmektedir. Militarizmin yüzü bütün dünyada değişmektedir. Kadın hakları savunusu, çevrenin korunması ve silahlanmaya karşı başlatılan mücadele giderek artmaktadır. Bu toparlanmanın gücü pek çok yorum arasındaki ilişkilerden kaynaklanmaktadır. Diyalektik olarak gerçekliğe karşı olsa da, Chris Marker bu filmde nesnelliği sorguluyor. Kör Doğmak / Born to Be Blind / A Pessoa para o que nasce Roberto Berliner 83' / 2004 / Portekizce, İngilizce / Brezilya Görme özürlü üç kız kardeş, kaderin ilginç bir oyunuyla birbirlerine bağlanmıştır. Hayatlarını Brezilya'nın kuzeydoğusundaki şehirlerinde şarkı söyleyerek ve caddelerde, yoksul semt pazarlarında ganzçalarak geçirmektedirler. Bu belgesel, bu üç kadının gündelik yaşamlarını, hayatlarını kendi yöntemleriyle sürdürme biçimlerini izliyor. Bu kadınların öyküleri filmle birlikte beklenmedik bir şekilde değişmeye başladı; sinema onları birer şöhrete dönüştürdü. Hem yönetmen hem de filme konu olan kadınlar onları birbirine bağlayan şeylerle yüzleştiler, bu belgeselciyi baştan çıkaran şeydi. Kuştepe Blues / Kushtepe Blues Nedim Hazar 41" / 2004 / Türkiye / DV-CAM / Türkçe / İngilizce Altyazılı Müzikte "Mannheim Okulu"nun yeri ve önemi nedir? Ya aydınlanma çağı? Aydınlanma çağı çağdaş müziği hangi anlamda etkilemiştir? Bu soruların yanıtını, "Şakşuka"nın semti Kuştepe'de 7, 8, 9 yaşındaki çocuklardan öğrenebilirsiniz. Anneleri babaları Karadeniz'den, Kayseri'den, Kırklareli'nden, Kahramanmaraş'tan gelen bu çocuklar birkaç yıldır, semtin ortasına kurulmuş olan Bilgi Üniversitesi'nde özel bir eğitime tabi tutuluyor, solfej, enstrüman, teori dersleri alıyorlar.
Bilgi'deki bu çalışmayı üstlenen müzik hocaları da bu esnada yeni şeyler öğreniyor. Örneğin Bülent Ersoy'un emekli klarnetçisi Çorlulu Nazmi Zurnacı onlara, rast makamını sadece majör olarak algılamanın doğru olmayacağını kanıtlıyor. Mahalle berberindeki müşterilerse bir başka acı gerçeği dile getiriyor: Kuştepe'liler müziği sever sevmesine ama, onların kitabında müzik eğitiminden önce hayat kavgası gelir. Nedim Hazar ve ekibi, izleyiciyi Kuştepe'de çocukların müzik dünyasına davet ediyor. "Rumelihisarı'nda bir restağurant'ta solist arkasında çalan" babasından pek geride kalmayan yeni yetme Roman kemancı ve arkadaşları, anneleri ders aldıkları üniversitenin koridorlarında hademelik yapan ve maddi nedenlerle pek uğrayamadıkları "memleket"lerindeki yeşile, ağaçlara özlem duyan genç kızlar müzisyen olmak istiyorlar bu semtte. Kimi "sütüdyo"larda çalmak istiyor büyüyünce, kimisinin hayali senfoniler bestelemek. En sevdikleri müzik tarzı ise: "Sılow", yani "Kuştepe Blues". Maçahela Şarkıları / The Songs Of Maçahela Mihriban Tanık 30' / 2004 / Türkiye / Digital Betacam / Türkçe / İngilizce Altyazılı l921'de Anadolu'nun kuzeydoğusuna çizilen sınır, Maçahela vadisinde yaşayan 18 köyü ayırdı; 12 köy bu günkü Gürcistan'da, 6 köy Türkiye'de kaldı. Bu vadide insanlar akraba, şarkılar ortaktı... Geçit vermeyen dağları arasında, dış dünyaya kapalı, 'derin ve yüksek' yerde yaşayan yöre halkı, geleneksel kültürünü yüzyıllarca korudu. Büyüleyici coğrafyası ile saklı bir cennet olan bu vadi, kültürel bir zenginliğin 'son sesleri'ni de bugüne dek sakladı. Yörenin yaşlıları; düğünlerde, şenliklerde, tarlada çapa yaparken, imecelerde çok sesli şarkılar söylüyorlar. Bu şarkılar geleneksel; yani,yüzyıllar öncesinden,kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa geliyor. Sözlü bir miras yani ... Bu şarkılar vokal; yani insan sesiyle,enstrümana gerek duyulmadan söyleniyor. Bu şarkılar çok sesli; tek kişiyle değil topluca ve 2-3 ayrı ama uyumlu sesle söyleniyor. Etnomüzikologlar, Gürcü dilinde söylenen polifonik ve vokal nitelikteki bu müziği , 1500 yıllık bir geçmişe bağlıyorlar. Bu belgesel; Maçahela vadisinde yankılanan ama giderek kaybolmakta olan bu şarkıların son seslerini yakalamak,kaydetmek ve saklamak için yapıldı.
|
|
|
|
|