kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Nisan 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Dotbilsarda projesi, 5 Nisan’da Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Türkiye Merkezi geleneksel yılın tiyatro ödülü sahibi oldu (üstte). Murat Daltaban (ortada) ve Mark Ravenhill’in projesi ayrıca, Yapı Kredi Sigorta Afife "Tiyatroda Yeni Kuşak Özel Ödülü"nü kazandı.

Vur, yağmala, yeniden! Ama, ne yap ne et, sakın kaçırma

EVRİM ALTUĞ
10.04.2009
Bilsar binasındaki 17 oyunluk Dotbilsardaprojesi şimdiden iki ödül aldı. Dot Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Murat Daltaban, 'Bir ekol kendini kişileri, mahallesiyle kurar' diyor..
Dotbilsarda projesinin aldığı olumlu eleştiri ve izleyici ilgisini SABAH'a yorumlayan Dot Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Murat Daltaban, "Bir model, o modele ikna olmuş kişilerden güç alıyor.
Ancak her yapının da kendi modelini oluşturması şart" diye konuşuyor.

- Sizce Türkiye'de oluşabilecek yeni bir 'ekol' için en acil ihtiyaç ne olabilir ?
- Bileşenlerden oluşan tiyatro, estetik bir bütünlüğe ulaşmak için süreci hep birlikte yaşamayı gerektiriyor. Bu bileşenlere seyirci de dahil. (Ve yazar ve oyuncu ve tasarımcı ve...ve yapımcı ve sponsor ve ...) Postmodern yapı, eseri, kişilerden, yaşam tarzlarından v.s. bağımsız tanımlamıyor. 'Ekol' kendini şehriyle, mahallesiyle, kişileriyle oluşturuyor. Bu da farkındalıkla mümkün.
Bileşenlerden oluşan tiyatroda yaratım sürecinde her element gibi seyirciyede yaratıcı olma sorumluluğu yükleniyor.
Mesela, "Tiyatroya hangi noktada ihtiyaç duyuyorsun?" sorusunun cevabını, seyirci kendine sormak ve cevabını bulmak zorunda. Bu cevabı verme sorumluluğu var.
Bu cevabı verirken de, ihtiyacını giderirken de, izleyici de yaratıcı olmak zorunda.

- Dotbilsarda üretim modelinin hangi açılardan emsal olmasını arzu ederdiniz?
- Bir model, o modele ikna olmuş kişilerden güç alır. Her yapının kendi modelini oluşturması şart. Model oluşurken kişilik özellikleri çok önemli roller üstleniyor çünkü.

- Türkiye'deki sanat emekçilerinin popüler kültür ürünlerinde ortaya döktükleri terlerini, görece avangart projelerde saygıdeğerlikle korumaya çalışmalarını doğal mı karşılıyorsunuz?
- Elbette. Aslında bu iki farklı yapının birbiriyle ilişkisi çok da gerçek değil... Sanat ve zanaat arasındaki fark ve birinin diğerine karşı üstünlük kurma çabası olmadığı gerçeğini kabullenmeli.
İhtiyaçlar farklı motivasyonlardan oluşuyor. 'Saygıdeğerlik' işini ya da sanatını iyi yapmaktan geçmeli. Geride kalansa, sadece bir illüzyon. Kişilerin oluşturmaya çalıştıkları illüzyon numaraları. Kulvarlar farklı ve her bir yapının saygıdeğerlik kriterleri farklı, idealizm tanımları farklı.
Haberin fotoğrafları