Giriş Saati : 10.04.2009 17:26 Güncelleme : 10.04.2009 23:46
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan ile Ermenistan arasında mutabakat sağlanmadığı sürece Türkiye ile Ermenistan arasında nihai bir sözleşmeyi imzalayamayacaklarını'' söyledi.
Başbakan Erdoğan, Antakya Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ı makamında ziyaretin ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, ''Ermenistan Devlet Başkanı, Rusya'nın bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, 7 Ekimde Türkiye'de yapılacak, Türkiye-Ermenistan milli maçı öncesinde, Türkiye-Ermenistan sınırının açılacağını umduğunu söyledi. Buna katılıyor musunuz? Bu durum Azerbaycan'da da huzursuzluk yaratıyor. Oradaki huzursuzluğa gidermeye yönelik yeni bir durum söz konusu mu?'' sorusu üzerine, şunları söyledi: ''Bu söylediklerinizi her zaman medya üzerinden gelen haberler olarak görüyorum. Siz, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın ne söylediğine bakmıyorsunuz, sağdan soldan gelen haberlere bakıyorsunuz. Biz Azerbaycan-Ermenistan arasında mutabakat sağlanmadığı sürece Dağlık Karabağ konusunda, Türkiye-Ermenistan olarak nihai bir sözleşmeyi imzalamayız. Alt çalışmasını yaparız, ön çalışmasını yaparız. Ancak, bu kesinlikle Azerbeycan-Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun çözümüne bağlıdır. ABD'nin bu konuda bir defa Minsk Üçlüsü olarak üstlendikleri görevi yerine getirmesi lazım. Bunun içinde Fransa var, Rusya Federasyonu var, önce bunu çözmeleri lazım. Bunu çözmelerinden sonra bizim için hiçbir sorun yok. Biz bunu aşarız. Bunu ben defalarca söylemiştim. Ermenistan Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'deki milli maça gelmesi, konunun çözümü anlamında bir gelişme değildir. Bizim Cumhurbaşkanımız oraya o amaçla gitmedi çünkü.''
Erdoğan, aynı soruda ısrarcı olunması üzerine de ''Ben size ne diyorum? Beni bunun dışında bir şey bağlamaz. Cumhurbaşkanımızı da bağlamaz. Buradaki milli maça gelme olayının kapı açılmasıyla yakından uzaktan alakası yok. Cumhurbaşkanımızın Ermenistan'daki milli maça gitmesi, bunun açılması anlamına mı geldi? Böyle bir şey olur mu? Şu anda Türkiye Cumhuriyetini temsil eden Hükümet'in Başbakanı olarak böyle bir şeyin olamayacağını söylüyorum, daha ne söyleyeyim'' diye konuştu.
Erdoğan, Hatay'a geliş nedeninin hem yoğun bir tempo sonrası dinlenme hem de teşekkür ziyareti olduğunu belirterek, ayrıca ''milletvekilleri ve belediye başkanı ile bir değerlendirme yapma imkanı bulduklarını'' ifade etti. ''BEN DE İNSANIM, BIRAKIN BEN DE TATİLİMİ YAPAYIM''
Erdoğan, Bir gazetecinin, ''Buradan sonra bir başka yere de gideceğinizi anlıyoruz, o adres belli mi? Biz sizi bırakmıyoruz biliyorsunuz, takip etmek zorundayız'' sözlerine, ''Evet bırakmıyorsunuz, o da doğru olmuyor. Ben de bir insanım, sizler rahatlıkla tatilinizi yapıyorsunuz, bırakın ben de tatilimi yapayım. Odaların metre karesine varıncaya kadar her şeyi bizden çok daha iyi biliyorsunuz'' karşılığını verdi.
Erdoğan, bir başka gazetecinin kaplıcaya girip girmediği yönündeki sorusunu ''Evet değerlendiriyorum'' diyerek yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, kabinedeki revizyonla ilgili soruyu cevapsız bırakarak, ''Açıklayınca duyacaksınız'' dedi. Erdoğan, Necmettin Erbakan'ın yarın İran'a gideceğini hatırlatılarak, bunun siyasetteki dengeleri nasıl etkileyeceği yönündeki soruyu cevapsız bırakırken Partisi ve Hükümetiyle ilgili soruları cevaplandırabileceğini söyledi. Anayasa değişikliği paketi ve yüzde 10 seçim barajının aşağıya çekilmesinin koalisyon hükümetlerinin yolunu açabileceğiyle ilgili değerlendirmelerin belirtilmesi üzerine Erdoğan, şunları kaydetti: ''Arkadaşlar, her şeyden önce bu geniş bir uzlaşmayı istiyor, ama bu uzlaşmanın olup olmaması bir kenara biz kendimiz daha önce de ifade ettiğim gibi bireysel başvuru hakkı, seçim yasası, siyasi partiler yasasıyla ilgili daha önce yaptığımız çalışmalar vardı. O çalışmayı Meclis'e göndereceğiz. Meclis komisyonlarında nasıl bir ilgi uyandırır, bunu gönderdikten sonra göreceğiz.''
SARKİSYAN'IN AÇIKLAMALARI
Öte yandan Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Türkiye ile ortak sınırın, iki milli takım arasındaki maçın yapılacağı 7 Ekim öncesi açılacağı umudunu dile getirirken "Ermenistan ve Türkiye, müzakerelerin son aşamasına yaklaşıyor" dedi.
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Rus Vesti kanalı ile yaptığı söyleşide, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın, iki ülke milli takımı arasında 7 Ekim'de İstanbul'da yapılacağı maç öncesi açılacağını umduğunu ifade etti.
"Ermenistan ve Türkiye, müzakerelerin son aşamasına yaklaşıyor. Bildiğiniz gibi Türkiye ile müzakereleri koşulluz başlatma konusunda anlaşmıştık" diyen Sarkisyan, dünyada "soykırım" reddedecek bir tek Ermeninin bulunmadığını da söyledi.
Bu arada, Ermeni basınına yansıtılan açıklamalarında Serj Sarkisyan, "İyi niyet gösterdik ve Türk tarafının bizim iyi niyetimizi takdir edeceğini umuyorum" diye konuştu.
ECONOMİST: "TÜRKİYE-ERMENİSTAN ANLAŞMASI BİRKAÇ GÜN İÇİNDE PARAFE EDİLEBİLİR"
The Economist dergisi, ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretini değerlendirirken Türkiye ile Ermenistan arasındaki anlaşmanın "birkaç gün içinde" parafe edilebileceğini ve sınırın "birkaç ay içinde" açılabileceğini yazdı. Obama'nın Türkiye'nin AB üyeliği çağrısını "taktik hata" olarak nitelendiren dergi, "Amerika'nın, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılımı yönünde kamuoyu önünde yaptığı çağrı geri tepebilir" görüşünü de dile getirdi.
Prestijli The Economist dergisi, son sayısında ABD Başkanı Obama'nın Türkiye ziyaretini hem bir başyazısı hem de bir analizde değerlendirdi. Dergi başyazısında daha çok Obama'nın Türkiye'nin AB üyeliği yönündeki yaptığı çağrı eleştirilirken analizde Obama'nın TBMM'de yaptığı konuşmanın mesajlarının ve bunların nasıl karşılandığını irdeledi. "OBAMA'NIN AÇIKLAMALARI DİASPORAYA DARBE"
The Economist, ABD Başkanı Obama'nın Türkiye ziyaretine ilişkin analizinde Obama'nın Türkiye'de "çok iyi bir performans" gösterdiğini belirtti. Dergi, Obama'nın "Ermeni soykırımı" meselesine ilişkin görüşleri değişmemekle birlikte Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkileri normalleştirme ve sınırı açma çabalarının gölgelenmemesi gerektiği yönündeki açıklamalarını da "diasporaya bir darbe" olarak yorumladı. Dergi, şöyle devam etti:
"Türkiye ile Ermenistan'ın, aylarca Bern'de devam eden İsviçre'nin sponsorluğundaki görüşmelerden sonra yakında bir anlaşma imzalaması bekleniyor. Müzakelere yakın yetkililer, bir belgenin iki tarafça birkaç gün içinde parafe edileceğini ve sınırın "birkaç ay içinde' yeniden açılabileceğini söylüyorlar."
The Economist, "Türkiye'nin birçok dostu, Sayın Obama'nın Ermeni soykırımı konusundaki taahhüdüne sadık kalacağını umuyor. Bunun, Amerika'nın ahlaki inandırıcılığını restore edeceğini ve dikkatini Türkiye'nin pek de parlak olmayan insan hakları siciline çevirmeye imkan tanıyacağını söylüyorlar. Şimdiye kadar Avrupa'nın sitemleri daha çok önemseniyordu. Ancak, Ankara'daki bir AB diplomatı, Avrupa'nın, Türkiye ile üyelik müzakerelerindeki ayak sürme alışkanlığı nedeniyle artık "ne havuç ne de sopa'sının kaldığını teslim ediyor." "AB ÜYELİĞİ ÇAĞRISI TAKTİK HATA"
İngiliz dergisi, başyazısında Obama'nın Avrupa gezisini Türkiye'de tamamlama kararını vererek görevine başladıktan sonra ilk 100 günde bir Müslüman ülkesini ziyaret etme sözünü yerine getirdiğini belirten dergi, bu ziyaretin Obama'ya ABD'nin İslam ile savaşta olmadığını teyid etmek ve Türkiye'nin Batı için taşıdığı stratejik önemini vurgulama fırsatını verdiğini de kaydetti.
Türkiye'nin ABD için taşıdığı öneme dikkat çekildiği başyazısında Obama'nın, Türkiye'nin AB üyeliği için yaptığı çağrı ise eleştirilirken "Amerika'nın, kamuoyu önünde yaptığı Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılımı çağrısı geri tepebilir" yorumunu yaptı. "TÜRKİYE'NİN ÜYELİĞİNİ MASADA TUTMAK WASHİNGTON'UN GÖREVİ DEĞİL"
The Economist, Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin pek iyi gitmediğini belirterek "Türkiye'nin üyeliğine engeller, çok ve Türkiye kadar büyüktür" ifadesini kullandı. Bu çerçevede Fransa ve Almanya'nın muhalefetine işaret eden dergi, Türkiye'de de reform hevesinin azaldığını kaydetti. Dergi şu görüşleri dile getirdi:
"Bütün bunlar dikkate alınarak Sayın Obama'nın AB'nin Türkiye'yi alması gerektiği yonündeki Amerika'nın görüşünü yinelemesi anlaşılır. Ancak taktik bir hata idi. Tıpkı Sayın Obama, Avrupalılar, ABD'nın Meksika ile olan sınırını tümüyle açması gerektiğini söylerse hoşnut olmayacağı gibi AB liderleri, (sadece Sayın Sarkozy değil), birlik dışındakilerin, kamuoyu önünde klüplerine kimin katılıp katılmayacağını söylemelerinden hoşlanmıyor."
İngiliz dergisi, Avrupa liderlerini, esasen ABD'nin fikri olduğu gibi değerlendirilebilecek bir lobicilik çabası değil, Türkiye'nin kendisinin ikna etmesi gerektiğini vurgularken de her şeyden önce AB'nin, Türklerin, yurt içinde gerekli olan değişiklikleri yapmaya hazır olduğuna inanmaları gerektiğini belirterek "Türkiye'nin AB üyeliği, en iyi koşullarda bile uzun bir zaman alacak. Bunu masada tutmak, Brüksel ve Ankara'daki siyasi liderlerin görevidir, Washington'un değil" diye yazdı.(ANKA) TÜRK EĞİTİM-SEN SORDU: ERMENİSTAN SINIR KAPISI NEYİN KARŞILIĞINDA AÇILACAK?
Öte yandan Türk Eğitim-Sen ve Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye-Ermenistan sınır kapısının "neyin" karşılığında açılacağının açıklanmasını isteyerek, "Unutulmamalıdır ki; Azerbaycan'ı kaybetmek demek, bütün Türk ve İslam dünyasının güvenini kaybetmek demektir" dedi.
Türk Eğitim-Sen ve Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği Genel Başkanı İsmail Koncuk Türkiye-Ermenistan sınır kapısının açılacağına ilişkin haberlere yönelik açıklamada bulundu. Türkiye-Ermenistan sınır kapısının açılacağı yönündeki haberlerin bir süredir kamuoyu gündemini işgal ettiğini ifade eden Koncuk, "Nihayet, son olarak ABD Başkanı Baracak Huseyin Obama'nın TBMM'de yaptığı konuşmadan sonra bu tartışmalar hızlanmış ve yüksek sesle dillendirilir hale gelmiştir" dedi.
Gelişmeler karşısında Türk yetkililerin sessiz halde kalmalarının konunun muhataplarındaki kaygıları artırdığını belirten Koncuk, "Nitekim Azerbaycan cephesinde de bu kaygılar oluşmuş ve rahatsızlıklar ifade edilir olmuştur. Gelinen noktada, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkiler açısından olumsuz bir süreç başlamak üzeredir. Korkarız ki; ivedi tedbirler alınmazsa kardeş bir ülkeyle aramızda istenmeyen bir ortam oluşacaktır" diye konuştu.
Koncuk, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in İstanbul'da yapılan "Medeniyetler İttifakı" zirvesine katılmamasının ve temsilci olarak bir Bakanını dahi göndermemesinin "muhtemel nahoş durumun" bir göstergesi olduğunun altını çizdi. "İKİ ÜLKE ARASINDAKİ SIKINTILARIN KAYNAĞI ERMENİSTAN'DIR"
Sınır kapısının açılmasının Türkiye'nin bir talebi olmadığını anımsatan Koncuk, konunun uluslararası Ermeni lobisinin bir "manevrası" ve Ermenistan dış politikasının önemli "hedeflerinden" bir tanesi olduğunu söyledi. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde yaşanan sıkıntıların kaynağının hiçbir zaman Türkiye'nin yürüttüğü politikalar olmadığını da belirten Koncuk, "Mevcut problemin nedeni, Ermenistan Devleti'nin ve diasporasının ülkemiz ve tarihimiz aleyhine hasmane tutumlarıdır. Ermenistan'ın resmi politikalarında ülkemizin kuzey sınırını tanımıyor olması, Ağrı Dağı'nın bile hala resmi belgelerinde simge ve hedef olarak kullanılıyor olması, soydaşlarımızı katlederek gasp ettikleri Karabağ'da yıllardır işgalci olarak bulunmaları, sözde soykırım iddialarıyla bizi tarihe ve insanlık vicdanına mahkum etmeye çalışmalar vs. Türkiye-Ermenistan iyi ilişkilerinin önündeki büyük engellerdir. Dolayısıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin normale döndürülebilmesi için bu engellerin ortadan kaldırılması gereklidir" diye konuştu. "HÜKÜMET KAMUOYUNU AYDINLATSIN"
Koncuk, Türkiye adına hareket edenlerin iç politik çıkarlar ya da dış politika manevraları adına; sınır kapısının açılması, TRT radyosundan Ermenice yayın yapılması ve başka açılımlarla "tarihi onuru, milli gururu ve kardeş ülkelerle olan iyi ilişkileri" rencide etmemesi gerektiğini söyledi, Türkiye'nin komşularıyla iyi ilişkiler kurması, bölgesindeki barış ortamının sağlayıcısı ve öncüsü olması gerektiğini ifade eden Koncuk, hükümete seslenerek, "Ermenistan Sınır Kapısı'nın neyin karşılığında açılacak" sorusunu yöneltti. Hükümetin bir an önce kamuoyunu aydınlatmasını ve sınır kapısıyla alakalı "iddialara" son vermesini beklediklerini kaydeden Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümetin sessizliği hem ülkemiz içerisinde hem de kardeş Azerbaycan'da hayal kırıklığı oluşturmakta ve güveni sarsmaktadır. AKP Hükümetinden beklentimiz; dertlerimizle dertlenen, sevinçlerimizle sevinen kardeşlerimizle aramıza nifak sokacak politik manevralardan uzak durmasıdır. Azerbaycan bizim için büyük öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki; Azerbaycan'ı kaybetmek demek, bütün Türk ve İslam dünyasının güvenini kaybetmek demektir."