kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Mart 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Şalvar kesimi akımı devam ediyor.

Milano moda haftası güncesi

YAPRAK ARAS ŞAHİNBAŞ
13.03.2009
Sonbahar-kış 2009 koleksiyonlarının sergilendiği Milano'da sokaklar sakindi belki ama defileler her zamanki gibi hareketliydi. Sokak modası blog'ları sayesinde ünlenen karakterler de fotoğrafçılara süzülüp durdu.....
Yine bir moda haftası, yine Milano'dayım. Şehir, önceki yıllara göre nispeten boş. En turistik bölgeler; Duomo Meydanı ve Montonapoleone sokağı bile, yılın bu vakti için 'sinek avlıyor'. Milanoluların ünlü pub'ı Radetzky'nin önünde uzun kuyruklar oluşmuyor bu sene. Kent sakinleri sükûneti, ekonominin gidişatına bağlıyor. Bir tek Giorgio Armani her zamanki yerinde; Nobu'daki masasında, bütün karizmasıyla oturuyor.

SOKAK MODASI ÜNLÜLERİ
Defilelerde nispeten daha 'giyilebilir' kıyafetler sunuluyor. Alberta Ferretti her telden çalmış mesela. Marni de fonksiyonu iyice ön planda tutmuş; şık kıyafetleri tamamlayan kayak eldivenlerini estetik kaygılarla açıklamak zor! Defilelere blogger'ların da davetli olduğu gözümden kaçmıyor. Özellikle sokak modası blogger'ları podyumu izlemeye değil, arşınlamaya gelmiş gibi görünen kadınları ve Marni defilesine baştan aşağı Marni giyip gelen 'yaratıcı kişilikleri' fotoğraflamakla meşgul. Bu blog'lar, kendi ünlülerini de yaratmış bu arada. Aşağı yukarı aynı kişilerin fotoğrafları çekiliyor. Görüntülene görüntülene ünlenen simalar arasından bana da tanıdık gelen yüzler var. Sonradan tanışıyoruz; Japon ve İtalyan Vogue'unun moda editörleri çıkıyorlar. Anna Piaggi ve Suzy Menkes'le de tanışıyoruz ama Anna Wintour'un yanına bile yaklaşamıyoruz. Çünkü üç adet korumayla dolaşıyor, defile bittiği anda koşar adım salonu terk ediyor!

2.55'SİZ MANKEN OLMAZ!
Sahne arkası çok curcunalı. Tüm koşuşturmacaya rağmen mankenler hobilerine zaman ayırabiliyor. Kimi Blackberry'sinde oyun oynuyor, kimi fotoğraf çekiyor, Jourdan Dunn gibi edebiyat meraklıları (!) ise başını kitabından kaldıramıyor. Neyse ki birileri akıl etmiş de (kural olarak da getirilmiş olabilir!) backstage'lere sağlıklı yiyecekler ve meyvelerden oluşan barlar yerleştirilmiş. Model kızlar vakit buldukça üşüşüyorlar başına. Öyle bir saldırmak ki, aç gezdiklerini sanırsınız. Aslında evet, muhtemelen aç geziyorlar! Sahne arkası modasına siyah renk hâkim. Şalvar modelli pantolonlar ve bir de motorcu botlar tabii. Chanel 2.55 çantası olmayanı ise defilenin kastına bile almadıklarından endişe ediyorum. Chanel sebil dağıtmadıysa eğer, sanırım modellikte 'oldum' noktası, bu çantalardan geçiyor; kızlar modellikteki rütbelerini birbirlerine böyle ispatlıyor!

ERKEKLERİN BOYUNLARI FULARLI
Milanolu erkekler yine 'jilet gibi'. Boyna fular bağlamak da Avustralya filmindeki Hugh Jackman'den esinlenilmiş bir trend. Gençlerde ise 'hırpani görünüm' akımı başlamış. Bere takanlar, sakal bırakanlar az değil. Sokaklardaki turistler yine marka peşinde koşuyor. Ugg'ları yalnızca onlar giyiyor. Kadınlar ise her telden çalıyor. 'Boyfriend jean'ler ve saçaklar, modada birleştikleri tek konu.
Haberin fotoğrafları