kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Şubat 2009, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Türkiye üçüncü dünya ülkesi olmaktan çıktı"

AA
Giriş Saati : 25.02.2009 11:11
Güncelleme : 25.02.2009 16:26
Yeni Haber
TBMM Dışişleri Komisyonu Sözcüsü ve AK Parti Çankırı Milletvekili Suat Kınıklıoğlu, Türkiye'nin artık NATO'nun güneydoğu kanadını savunan bir üçüncü dünya ülkesi olmaktan çıktığını söyledi.

Suat Kınıklıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 2002'den bu yana devam ettirdiği ''komşuluk siyaseti''nin yeterince anlaşılmadığını belirterek, Türkiye'nin o yıldan itibaren özellikle komşularına yönelik yeni bir siyasi açılım içinde olduğunu ifade etti.

Bu açılımın temelinde Türkiye'yi merkezde gören bir bakış açısı olduğunu kaydeden Kınıklıoğlu, şöyle konuştu:

''Türkiye artık 70'li, 80'li yıllardaki gibi NATO'nun güneydoğu kanadını savunan bir üçüncü dünya ülkesi olmaktan çıktı. Türkiye artık Balkanlar, Karadeniz, Kafkasya, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz bölgelerinin kesiştiği merkezi bir ülke konumuna geldi. Türkiye, tarihsel geçmişinin yanı sıra, siyasi ekonomik ve kültürel ilişkileriyle bu bölgelerde etkinliği olan bir ülke oldu.''

Türkiye'nin çevresiyle yeniden entegre olduğuna dikkati çeken Kınıklıoğlu, özellikle yabancı basında Türkiye'nin bu durumunu yanlış aktaran ifadeler yer aldığını söyledi.

Kınıklıoğlu, şöyle konuştu:
''Yabancı basında 'Türkiye sırtını batıya mı dönüyor yoksa batıdan uzaklaşıyor mu' diye garip, anlaşılması güç ithamlarla karşılaşıyoruz. Bunlar bizim yürüttüğümüz siyasetin inceliğini anlamayan, yanlış, zaman zaman zaman da maksatlı analizlere tekabül ediyor. Türkiye tam anlamıyla zaten soğuk savaştan da önce, yüzyıllarca var olduğu bölgeye geri dönüyor. Bunda anormal, batıya rağmen veya bir batıya alternatif olarak bir bakış açısı söz konusu değil. Aksine Türkiye'nin batıdaki stratejik değerini artıran bir boyutu var. Çevresindeki sorunları çözebilen bir Türkiye, hem daha kredibilitesi artmış bir AB adayı hem de ABD ile ilişkileri daha iyi ve daha uyumlu bir ülke haline gelmiş durumda.''
Bunun yanında Türkiye'nin eskisi kadar batılı müttefikleriyle her konuda anlaşmak durumunda olmadığını kaydeden Kınıklıoğlu, Türkiye'nin bölgeye yönelik açılımları olduğunu söyledi.

İSRAİL-FİLİSTİN SORUNU

Suat Kınıklıoğlu, Türkiye'nin 2002'den beri uyguladığı dış politika kararlarının yerinde olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''ABD, inşallah İsrail-Filistin sorununda Başbakanımızın getirdiği noktayı anlar ve daha orta bir noktaya gelir. İnsanlar beğensin veya beğenmesin seçimle iktidara gelmiş Hamas iktidarı mutlaka İsrail-Filistin sorununda konuşulması gereken bir partner. Hamas olmadan İsrail-Filistin çatışmasında çözüm aramak gerçekçi değildir. Hamas'ı seversiniz sevmezsiniz. Hamas'ı eleştireceğiniz noktalar vardır yoktur ama bir realite vardır ortada.''

Bu konuda Türkiye'nin tek taraflı siyaset yürütmediğini kaydeden Kınıklıoğlu, Filistin lideri Mahmut Abbas'ın ve Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in Türkiye'ye gelmesinin birer gösterge olduğunu söyledi.
Kınıklıoğlu, ara bulucu olmak için geceleri uykusuz kalan bir iktidar olmadıklarını belirterek, şunları kaydetti:

''Sadece talep geldiği zaman çerçeveye giriyoruz. Türkiye'nin dış politika gündeminde düzinelerce sorun var. Bunlara zor yetişiyoruz. Bir yerlerde illa ara bulucu olalım, illa bu meselenin içinde olalım diye ara buluculuk yapamayız. Türkiye, dış siyasette talep geldiği zaman ve kendi rolünün yapıcı ve katkı sağlayacağı düşünüldüğü zaman çerçeveye girer. Yoksa biz artık bölgenin devi, bölgeye katkı sağlayan bir ülke haline geldik.''

DAVOS TOPLANTISI


10 veya 20 yıl önce bir Türk başbakanın Davos'ta olamayacağını ifade eden Kınıklıoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'ta bulunmasının bile ülkenin yer aldığı konumu gösterdiğini söyledi.
Kınıklıoğlu, ''70'li 80'li yıllardaki Türkiye olsaydı bir Türk başbakanın çıkışı dünyada bu kadar ses getirmezdi. Neden ses getirdi? Çünkü biliniyor ki Türkiye sözlerinin arkasında durabilen, askeri, siyasi, iktisadi gücü olan, bölgede sözü dinlenen, bölge ülkeleri tarafından dikkate alınan bir ülke. Bu durum Türkiye'nin geldiği konumu gösteriyor.''