kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Şubat 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Dünyanın sonunu reyting getirecek!

Ne petrol, ne su savaşları ne de nükleer silahlanma... Dünyanın sonunun "reyting savaşları" yüzünden geleceğine artık iyice inandım. Televizyon kanalları arasındaki acımasız reklam rekabeti, insanlara insanlığını unutturur hale geldi. Bunun en son örneği İngiltere'de yaşanıyor. Living TV'deki BBG yarışmacısı Jade Goody, ırkçı söylemlerinden dolayı diskalifiye edilmişti. Daha sonra aynı yarışmanın Hint versiyonunda da yarıştı. Bir gün görüşme odasına çağırıldı. Canlı yayında, yüzüne karşı "rahim ağzı kanseri olduğu" söylendi. Şoka uğrayan genç kadın, apar topar İngiltere'ye döndü. Ama yapımcılar bu büyük "reyting potansiyelinin" peşini bırakmadı. Bu kez ünlülerin yarıştığı yeni BBG yarışmasına davet edildi. Goody yarışma sırasında birkaç hafta ömrü kaldığını öğrendi. Evlenmeye karar veren Goody'nin hikayesi için ünlü OK! dergisi bir buçuk milyon dolar verdi Living TV ise geçen pazar günü yapılan düğün törenini naklen yayınlamak için tam 150 bin doları gözden çıkardı. Bir internet sitesi ise Goody'nin ölüm gününü ve saatini doğru tahmin edene Ipod hediye edeceğini duyurdu. Bugüne kadar televizyoncuların bir dediğini iki etmeyen Goody bütün bunları, geride bırakacağı çocuklarının hayatını garanti altına almak için kabul ettiğini söylüyor. Kendi adına haklı olabilir. Peki ya "medya etiği" denilen o "ruh" nerede? Bu ruhu birilerinin artık masaya çağırması lâzım, öyle değil mi? "Ey ruh geldiysen, şu gözü dönmüş medya vampirlerinin kafasına iki kere vur!.." Ölmek üzere olan bir insanın dramından reyting ve reklam geliri süzme fikri kanımı donduruyor. Kendimi zamanda yüzlerce yıl geriye dönmüş, bir arenada aslanlara yem edilen köleleri izliyormuş gibi hissediyorum. Eski Roma'da hiç olmazsa kölelerin eline kendilerini aslana karşı savunmaları için bir kılıç, mızrak filan verirlerdi. Şimdi o da yok... İmparator koltuğunda gözü dönmüş patronlar, kanal yöneticileri, ekran başında gözünü vahşet bürümüş, başparmağını aşağıya çevirip, "Öldür, öldür" diye tempo tutan izleyiciler... Canlı ötenazi yayınlıyorlar, millet burnunu ekrana yapıştırıp, izliyor. En ucube, en garip insanların en iğrenç gösterileri "şov" diye yayınlanıp, reyting rekorları kırıyor. Tıpkı, eski çağlarda fiziksel anormalliği olan hastaların, "Yaratığı görün, yaratığı görün" diye bağıran çığırtkanların eşliğinde, kafeslere kapatılıp, sokak sokak dolaştırılmaları gibi... Televizyon asrın icadı... "Reyting" ise bugüne kadar icat edilmiş en tehlikeli silah!.. Yavaş yavaş ölüyoruz. Farkında mısınız?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın