Bursa'yla ilgili son bir olay nakletmek istiyorum. Festivalin ulusal Altın Karagöz yarışmasının Hülya Koçyiğit başkanlığındaki saygın jürisi, kapanış gecesi garip bir tutum sergiledi. Önce Hülya Hanım söz alıp uzunca bir konuşma yaptı, yarışmada ödüllendirilmeyen farklı dallarda da ödül verilmesi için öneride bulunduklarını, ama bunun kabul edilmediğini söyledi. Sonra jüri aniden hep birlikte sahneden iniverdi. Oysa diğer dallardaki jüri üyeleri sahnede kalmış ve ödülleri vermişlerdi. Hülya Hanım sonra gelip fikrimi sordu. Ben, daha çok dalda ödül verilmesinin elbette iyi olacağını belirttim. Ama daha sonra öğrendim ki, jüri tam altı yeni dalda (müzik, görüntü, kurgu, sanat yönetmenliği ve yardımcı oyuncular) ödül verilmesi için bastırmış. Bu yapılmadığı için de, protesto olarak sahneden inmişler. Şimdi... Gönlümüz hep sanatçıdan yanadır ve herkes yönetimleri eleştirmeye hazırdır. Ama bu durumda jüriye hak verilebilir mi? Altı yeni ödül eklemek radikal bir karardır. En azından altı yeni heykelcik demektir bu... Bu gibi öneriler ayaküstü kabul edilmez, olsa olsa geleceğe dönük olarak ele alınır. Ödül alamadığı için jüri üyelerine veryansın eden film sahiplerini kınıyoruz, katıldıkları anda tüm koşulları kabul etmiş oldukları için... Aynı şey jüri üyeleri için de geçerli değil mi? Onlar da koşullarını, yönetmeliğini bildikleri bir festivale katıldıkları anda, tüm bu koşulları kabul etmiş sayılmazlar mı? Türkiye'de şu günlerde bir jüri sorunu yaşanıyor. Yıllardır sinemanın içinde olan, sayısız festivale katılmış kişilerden bile ya garip istekler geliyor ya da ciddi olmayan sonuçlar çıkıyor. Acaba bu 'jüriler sorunu'nu masaya yatırmak mı gerek?
Yayın tarihi: 7 Şubat 2009, Cumartesi Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/07/ct/haber,8C5782B934594950B18F7AF3DA6D5491.html Tüm hakları saklıdır.