kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
31 Ocak 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Günün her saati dolu

Deniz Erbil
15.01.2009
Susam Sokak'ta bir yıldır hizmet veren ve organik yemekleriyle ünlü White Mill, hem doğal ürünler marketi hem sürpriz yemekler sunan bir kafe hem de bar özelliği taşıyor. Kahvaltı seçenekleri de zengin..
İngiltere ve İrlanda'nın en çok pub'larını severim. Günün her saatinde semt sakinlerinin uğrak yerleridir buralar.
Bazılarında sabah kahvaltısı bile bulabilirsiniz.
Öğlen saatlerinde civardaki iş yerlerinden yemek arasında çıkıp bir şeyler atıştıranlar, bir arkadaşlarıyla yemekte buluşan ev hanımları bu pub'ların müdavimleridir. Ancak pub'lar akşam iş çıkışında gerçek canlılığını bulur. İşlerinin yorgunluğunu, stresini eve taşımak istemeyenler paydos saatinin ardından soluğu sürekli devam ettikleri pub'larda alır. Burada dostlar bir araya gelir, yeni dostluklar kurulur. Ancak iş çıkışı pub keyfi fazla uzun sürmez. Bir, bilemedin iki bardak birasını yudumlayanlar soluğu evlerinde alır.
Akşam iş çıkışı uğrayanların bir bölümü de evde yemeklerini yedikten sonra pub'larına kapağı atar.
Kısacası pub, mahallelinin buluşma odağıdır.
Müşterilerinin çoğunu mahalleliler oluşturur.
Bizde de pub ve barlar son yıllarda giderek çoğaldı.
Hatta kafeler bile pub'ların özelliklerini taşıyor, hatta belli bir saatten sonra kulüp atmosferine bürünüp geç saatlere dek yüksek volümlü müzik ve cazip içkilerle konuklarını ağırlıyor.
Çoğunlukla sanatçı, aydın, kozmopolit kesimin yaşadığı Cihangir'de son zamanlarda bu tür mekânların arttığını görüyorum; bir dönem Beyoğlu'nun birçok kesimi gibi yozlaşan Cihangir, bugün tekrar altın çağını yaşıyor. Binalar birbiri ardından elden geçiriliyor, cepheleri boyanıyor ve buralarda hoş bar ve cafeler açılıyor.
Geçen hafta Cihangir Susam Sokak'ta White Mill adlı kafede bir öğle yemeği yedim. Ancak buraya en yanlış mevsimde ve saatte geldiğimi anladım. White Mill'in bahçesi yazın şehrin göbeğinde bir vaha gibi. Ancak kara kışta pencereden bahçeye bakmak bile insanın içini ürpertiyor. Sonradan öğrendim, müdavimleri özellikle sabah kahvaltısı ile akşamları ve gece içkilerini yudumlamak için burayı tercih ediyormuş. Bense buraya bir arkadaşımla öğlen gittim.

BARI GENİŞ

İki katlı bir yer burası. Giriş katında doğal ürünlerin sergilendiği raflar ve küçük grupların oturabileceği bir masa ile birkaç koltuk göze çarpıyor. Merdivenlerle çıkılan üst kat, çok yüksek tavanlı modern dekorasyonlu bir mekân. En dikkati çeken kısım geniş barı. Barın iki yanında az sayıda masalar ve rahat kanepeler konmuş.
Geri dönüşümlü kâğıda basılı mönünün bir yüzünde çok zengin kahvaltı seçenekleri, tost ve sandviçler ile sekiz çeşit salata yer alıyor. Yemek mönüsü ise sade. Başlangıçlarda restoranlarda pek servis edilmeyen tarhana çorbası ile pazı yaprağına sarılmış patates püresi ve közde kırmızı biberden oluşan 'Mill Pazı Dilimleri' dikkati çekiyor. 'Yemekler' başlığının altında ise çeşitli makarna, noodle ve erişteler, ızgara et, balık ve tavuk ile buharda pişmiş balık seçenekleri görülüyor. Yemeklerin bir bölümü organik malzeme kullanılarak yapılmış ve bunlar mönüde özel bir işaretle gösterilmiş.
İçki listesi tipik bir bar mönüsü. Özel kokteyllerin yanı sıra oldukça geniş bir içki yelpazesi mevcut. Şarap mönüsündeyse tek bir firmanın ürünleri var. Ancak yemek mönüsünde ana yemeklerin her biri için, ikişer de şarap önerisi verilmiş. Bu şaraplar kadehle de servis ediliyor. Alakart listesine ilave olarak her gün bir de 'Günün Yemekleri' başlığı altında küçük bir mönü çıkarılıyor. Biz gittiğimizde bu listede domates çorbası, zeytinyağlı taze kereviz, hamsi tava, limonlu cheesecake ve kaymaklı ayva tatlısı belirtilmişti.
Ancak günün yemeği olarak ilan edildiği halde hamsi tava yoktu. Garson, balığın yetiştirilemediğini söyledi.
Biz bir porsiyon bonfileli noodle'u paylaştık, ayrıca Uzakdoğu usulü tavuk ve buharda levrek ısmarladık. Yemekler çok olağanüstü olmamakla birlikte oldukça lezzetliydi. Yemeğin üzerine kaymaklı ayva tatlısı ve bademli keşkül söyledik.
Ben oldum olası ayva tatlısına gıda boyası ile renk verilmesine karşıyım.
Ne yazık ki organik ve sağlıklı yemekleriyle ünlü böyle bir restoranda, boyalı ayva tatlısı ile karşılaşmak benim için hayal kırıklığı oldu.
Haberin fotoğrafları