İşte olay budur değerli okurlar! Cem Yılmaz'ın, Okan Bayülgen'in, hatta ve hatta Şahan Gökbakar'ın beğenildiği, dahası seksi bulunabildiği bir dünyada, beni de beğenecek kadınların olacağından emindim. Nitekim yanılmadım. İzdivaç programları ve ardından Yabancı Gelin yarışması üzerine yazarken arada izdivaç peşinde olduğuma dair imalarda bulunmam netice verdi, pek çok hanım okurumuzdan 'aslında' çekici bir tipim olduğuna dair mesajlar almaya başladım. Gerçi, bu mesajlar henüz, 'aslında' çekici olduğum yönünde veya, "Evli ve çocuklu olmasaydım, kesin sana talip olurdum," seviyesinde ama olsun... Bu insanlık için küçük bir adım olabilir ama benim için çok büyüktür... Efendim, aslında aldığım ilk sinyal, geçenlerde Elif Aktuğ'dan gelen bir mesajdı. "Sana bayılıyorum müsaadenle," diye yazıyordu mesajda. Malum, kendisi önemli bir köşe yazarımız, özellikle de 'seksi' yazıları çok cezp edici. O tabii ki vücudumdan değil, üslubumdan hoşlanıyordu ama ben nedense kendimi bir seks objesi gibi görmeye başlamıştım bile! Elif Aktuğ'a gelince... Daha dikkatli inceledim tabii ve dikkat çekici bir sonuca ulaştım. Kendisi sürekli seks hakkında yazsa da, o aslında bunu iş icabı yapıyor. Mesela geçenlerde bir yazı yazmış, "Yaptığım işi çok sevmek ve bundan inanılmaz zevk almak, sevişme duygumu köreltmiş olabilir mi?" diye sormuş ve bunu 'evet' diye yanıtlamış. Aslında, Elif Hanım'ın yaptığı işin bir parçası 'sevişmek'. Yani mevzuu o. Son olarak 'Kevin Costner ile sevişmek' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Baştan 'atmasyon' bir yazı olduğunu belirtiyor ama olsun, bize fantezi dünyasının derinliklerine doğru bir kapı açıyor. Gerisi bizim hayal gücümüze kalmış. Zaten köşe yazarının görevi budur: Okuru uyandırmak! Kıymetli okurlar, ben de sizi uyandırayım, ekonomik kriz televizyonları bir tuhaf etti. Koskoca Star TV, bir gözetleme müessesesi haline geldi; bir çöpçatan, bir yabancı gelin bulma ve bir de yeni başlayan çakma yemek pişirmece programıyla olayı bitiriyorlar artık. Bunların arasına haberlerde bir Uğur Dündar yerleştiriliyor, hadise halloluyor! Böyle iş mi olur arkadaşım? Türkiye'yi yeniden eski BBG dönemi röntgenciliğine döndürmeye ne hakkınız var? Bakın, millet sokakta başladı bile Yabancı Gelin kaynanalarına öfkelenmeye. Malum, kriz vatandaşın verdiği tepkiyi her geçen gün daha da sertleşiyor. Maazallah!
KIZI ALMADAN ÖNCE HARİTA AL Neyse efendim, bizim valide hanım bu Yabancı Gelin olayına benimle birlikte dahil olmayı reddettiğinden beri ayrı bir gözle, hani 'Ben olsam...' psikolojisiyle takip ediyorum olan biteni. İşte kavgadövüş sezonu açıldı bile. Cümbür cemaat dalaşıyorlar. Hani, "Cennet anaların ayakları altındadır," sözünü bir kez daha düşünmek geliyor içimden, kaynana adaylarını gördükçe. Ayrıca, eve İzmir Karşıyaka'dan, "Kendimi çok yakışıklı buluyorum," diyerek sonradan dahil olan genç kardeşimiz ve annesinin, daha ortama girer girmez harp çıkarması bende gelecek hakkında derin kaygılar uyandırdı. Tabii bizim Hasan da, kendisinden beklediğimiz üzere, Yabancı Gelin evinde bitirimliğe başladı. Hem arada dans ediyor, hem gazino şarkıları söylüyor, hem de dalaşıyor. Bir nevi komple saç bakım seti gibi. Ama ben en çok Halim'in haline üzülüyorum. Hanımlar hakkındaki vizyonu muhtemelen Konya'daki bir hamburgercide cilveleşmekle sınırlı olan bu kardeşimiz, kendisinden yaşça da büyük olan Amerikalı model Guelioussia'ya abayı yakmış, kızın envai çeşit yerlerine temas geliştirmek için bin türlü hallere giriyor, kız da bunu, eskilerin tabiriyle, iç çamaşırında sallıyor... Halim'in validesi Hülya Hanım da evin en mazlum hanımı, ne yapacağını tam olarak kestirebilmiş değil; son olarak koşu bandında spor yapmaya heveslendi fakat bandı durduramadığı için ölümden döndü. Tabii ben de düşündüm ister istemez, bu yabancı gelin olayına giren kaynana adaylarının, hatta damat adaylarının önüne dünya haritasını koyduğunuzda, aralarından kaçı, mesela Litvanya'yı ezbere gösterebilir? Yahu kız almadan bir harita al, bak, değil mi? Efendim, bu arada bu haftadan itibaren yeni bir uygulamaya geçmeyi planlıyorum. Siz de uygun görürseniz, her hafta bir 'bomba haber'le gazetecilik maharetimi sergilemek niyetindeyim. Malumunuz, İsmail Türüt, zamanında, "Tarabya'da bizim uşaklar, Etiler'de yumuşaklar," diye fevkalade mühim bir demeç vermişti. Aynı İsmail Türüt, artık Yenikapı'da Yılmaz Morgül'le beraber sahne alıyor. Yanlış anlaşılma olmasın, 'uşak' mekân değiştirmiş, haber vereyim dedim...
Haberin fotoğrafları
Yayın tarihi: 31 Ocak 2009, Cumartesi Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/31/ct/haber,5B536F8094EF4571AB4C788CD1A12219.html Tüm hakları saklıdır.