Yüksel Aytuğ'dan sonra, Yavuz Baydar'ın da TRT'nin o iğrenç, o utanç verici, o utanmazca yayınını "Habercilik" diye savunması inanın beni dehşete düşürdü ve Sabah'ın "İktidar uşağı" olduğunu iddia edenlere yeni bir koz verdi..
Yazarların ve yazı işlerinin çok ama çok duyarlı olması gereken günler yaşıyoruz. "İktidar Gazetesi" damgasını yersek biteriz.. Sabah markasına büyük gölge düşer ve Sabah biter.. Böyle zamanlarda yazarken iki kez düşünmemiz gerek.. O haham bozuntusu, zamanında güya Fethullah Efendi müridi, ne idüğü belirsiz sapığı ekrana çıkarıp saatlerce konuşturan bir özel
televizyon olabilir. Onlar reyting uğruna analarını bile satmak hakkına sahipler. Çünkü o sayede yaşıyorlar.
Oysa TRT anayasal bir kurum ve Türk halkının vergileriyle yaşıyor, reytinge ve reklama muhtaç olmasın, BBC gibi bağımsız yayın yapsın diye..
Bu mudur TRT'nin bağımsız yayıncılığı.. Bir sapığı ekrana getirip Ana Muhalefet Partisi liderine sövdürmek..
Utanmazlığın daniskasına bakar mısınız?. Deniz Baykal'a cevap hakkı tanımışlar da gelmemiş..
Gelir mi?.. Ana muhalefet lideri, Atatürk'ün Partisinin Başkanı bir sapıkla ayni düzeye inip ona cevap vermeye tenezzül eder mi?.. Ederse o koltukta kalmaya devam edebilir mi?.
Sabah da bu TRT'yi savunursa, yazıklar olsun.. Yerel seçimler yaklaştıkça, göreceğiz, Yüksel'le Yavuz'un sevgili TRT'lerini..