G.Saray camiası, heyecanla Seyrantepe'deki yeni stadın tamamlanmasını bekliyor. Statla ilgili her türlü gelişmeyi çok yakından takip ediyor. Özellikle, stadın inşaatı ve vaat edilen 29 Ekim 2009 tarihine yetişip yetişmeyeceği camiada dikkatle izleniyor.
Dubai'de bulunan Eren Talu'nun Pazar gecesi Star TV'de Seyrantepe ile ilgili sözlerini dikkatle dinledim. Talu,
"29 Ekim'e stadın biteceğinin sözünü veriyorum. G.Saray, ilk yarı maçlarını dışarıda; ikinci devreyi Seyrantepe'de oynar" dedi.
Talu'nun 2009-2010 sezonuna yönelik ortaya koyduğu maç takvimi, kafamda G.Saray yönetimi tarafından yanıtlanması gereken şu soruları oluşturdu. 1- G.Saray bu sezon Ali Sami Yen'e veda sezonunu mu yaşıyor?
2- G.Saray 2009-2010 sezonuna Ali Sami Yen'de start veremeyecekse maçlarını Aslantepe'nin açılacağı 29 Ekim 2009 tarihine kadar nerede oynayacak? Yeniden Olimpiyat Stadı'na mı gidilecek, yoksa bir başka statta
(Örneğin BJK İnönü Stadı) mı oynayacak?
3- G.Saray ilk yarı maçlarının tümünü dışarıda oynamak isterse federasyon kabul edecek mi? Ya da Aslantepe'nin açılış tarihine
(29 Ekim) kadarki iç saha maçlarının deplasmanda oynanmasını mı talep edecek? Bu da yaklaşık 10 lig haftası yapıyor.
4- Geliyoruz en önemli noktaya... G.Saray yönetimi, Mart 2009'dan itibaren yeni stadın koltuk ve localarını satmayı ve ilk etapta 30 milyon euro gelir elde etmeyi planlıyor. G.Saray'ın 2009-2010 sezonunun takvimi hakkındaki bu karışıklık kombine ve loca satışlarını olumsuz etkilemeyecek mi?
5- G.Saray bu sezonki derecesine göre Avrupa Kupaları'na katılma hakkı elde ederse UEFA'ya hangi stadı veya statları bildirecek? Bu sezonun şampiyonu doğrudan Şampiyonlar Ligi'ne girecek. 29 Ekim'e kadar belki de üç grup maçının ikisi oynanmış olacak. Taraftara yine Olimpiyat yolları mı görünecek? G.Saray'ın İstanbul'daki taraftarı belki kızacak ama özellikle Avrupa Kupası maçlarının
Almanya'da oynanması bir çözüm olabilir mi? Ne de olsa; Avrupa'ya gitmek Olimpiyat'a gitmekten daha kolay! Ancak bu alternatifin de kombine talebini olumsuz etkilemesi kaçınılmaz.
ÖNCE 'SOFT OPENİNG' Bir önerim daha var.. Otelcilikte
'Soft Opening' ve
'Grand Opening' diye iki terim vardır. Bunu başkan Adnan Polat iyi bilir. Soft Opening, reklamsız açılıştır. Otel hem hizmetini verir hem de eksik yönlerini tamamlamaya çalışır. Grand Opening; tamamı bitmiş otelin reklamlı ve görkemli açılışıdır.
Aslantepe, maç oynanacak durumdaysa
'Soft Opening' ile hizmete girer. Örneğin açılıp kapanan çatısı, restoranları daha sonra tamamlanabilir. Dört dörtlük olduğunda da görkemli bir açılış yapılabilir. Olimpiyat Stadı'nın yollarının açıldıktan sonra yapıldığını unutmayalım.
Yayın tarihi: 6 Ocak 2009, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/06//haber,C20B7AAF4D834533A6ABD7C3417F1732.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.