kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Aralık 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Güçlü olmanın gerçek ölçüleri farklıdır

Newsweek dergisi kendince "Dünyanın en güçlü 50 kişisi"ni belirlemiş.
Dergi, "Dünyanın En Güçlü Kişisi" ilan ettiği Barack Obama'yı kapak yaparken, Çin lideri Hu Jintao 2'nci en güçlü, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ise 3'üncü en güçlü kişi olarak gösterilmiş.
Gündemde global ekonomik kriz bulunduğu için de ABD, AB ve Japonya merkez bankaları başkanları 4'üncü, 5'inci ve 6'ncı sıralarda yer almışlar.
IMF Başkanı da 32'nci sıraya yerleştirilmiş.
İsimleri bu listede bulunan isimler, acaba sabahları aynaya bakıp "Amma da güçlüyüm" diyebiliyorlar mı kendi yüzlerine?
Mesela ocak ayında ABD Başkanlık görevini Bush'tan devralacak olan Obama "Ben o kadar güçlüyüm ki" dedikten sonra, gücü ile neleri başarabileceğinin listesini yapabiliyor mu?
- Ben o kadar güçlüyüm ki, Arapların, Filistinlilerin ve İran'ın İsrail'in varlığını kabul etmelerini sağlayacağım. Buna karşı İsrail son olarak Gazze'de yaptığı gibi çaresiz Filistinlilere dünyada cehennem azabı yaşattığı takdirde, İsrail'in siyasi karar mekanizmalarını, Irak'ın Baas'ından ve Afganistan'ın Taliban'ından daha ağır biçimde cezalandıracağım.

Biraz da demokrasi
Veya Çin lideri Hu Jintao şöyle diyebiliyor mu?
- Çin'in ekonomik gelişmesi, sanayileşmesi, kentleşmesi ve dünya rekabetine açılması yetmiyor. Ben o kadar güçlüyüm ki, Komünist Partisi Merkez Komitesi'ni ikna edip, çoğulcu ve özgürlükçü demokrasiye geçmemizi sağlayacağım. Bilgisayar yapıyoruz, GSM telefonları imal ediyoruz ama hâlâ internete sansürsüz giremiyoruz. Gücümle bu ayıbı gidereceğim.
İşin özü işte bu güç sınamalarından geçiyor.
Çünkü neticede dünyadaki herkes kendi ölçüsünde güç sahibidir.
Bir savaş kararı alabilmek de gücün varlığını kanıtlamaz mı?
Ama barışı sağlayamayan gücün ne kadar anlamsız ve değersiz olduğunu tarihte de bugün de defalarca görmedik mi?
Mahallenin en güçlüsü esnafı haraca bağlayan külhanbeyi olduğu takdirde, o gücün bir değeri olabilir mi?

Gücün sınırları
En önemli olan kendi gücünün sınırlarını bilmek ve gücünü ahlakla, hukukla, insanlığın gerekleri ile sınırlayabilmektir.
Bir toplumda hukukun üstünlüğü varsa ve o ülkenin hukuku evrensel hukukun, temel hak ve özgürlüklerin, barışın, insan sevgisinin zemini üzerine oturmuşsa, o toplumda herkes güçlüdür.
Bunun ötesindeki "Güç" anlayışı masaldaki cadı kadının aynaya bakıp "Ayna ayna söyle dünyada benden daha güzel var mı" demesinden farksızdır.
Obama ne kadar güçlüyse, Bush da o kadar güçlü değil miydi?
Ama ikisi de Saddam, Çavuşesku, Stalin, Hitler, Mussolini veya Franco kadar güçlü değildiler.
Acaba asıl güçlülük, gücü elinden bıraktıktan sonra da, güçlü ve itibarlı kalabilmek midir?
Bakalım Obama bu açıdan Clinton kadar güçlü olabilecek mi?