Yedi aylık bebek sahibi bir anne olarak, bu bayram çok farklıydı benim için. Her zamanki ziyaretlerimizi kızımızla birlikte yapmak bu kez çok keyifli ama bir o kadar da yorucuydu. "Zorluk işin neresinde?" diye sorarsanız, hemen anlatayım. Bir kere bebek sahibiyseniz, öyle istediğiniz ya da planladığınız saatte sokağa çıkmanız mümkün olmuyor. Hele ki bayram günü, üç-beş yere de gidecekseniz hazırlıklara iki gün öncesinden başlamak gerekiyor. E, dile kolay trafiği de hesaba katarsanız neredeyse bütün bir günü dışarıda geçireceksiniz, bebeğiniz sizin gibi hep aynı kıyafetle duracak değil ya! Hiç yoktan kakasını yapacak, o da büyük ihtimal arabada ana kucağında otururken yaptığından belinden dışarı taşacak, sonra meyve suyunu içer ya da sebze püresini yerken mutlaka onlar üzerine saçılacak... Bu yüzden önceden yanınıza alacağınız yedek kıyafetlerin yıkanmış, ütülenmiş sizi bekliyor olması gerek. Yedek iç çamaşırı, çorap, alt açma örtüsü, bez, poposunu silmek için ıslak mendil veya yıkayabilecekseniz havlu almayı da unutmamalısınız. Sabah kalktığınızda hepsini bir çırpıda halledeceğinizi düşünürseniz yanılırsınız çünkü bakalım sevgili bebeğiniz o sabah kaçta kalkacak, keyfi nasıl olacak, sizin iş yapmanıza izin verecek mi? Hem o gün tüketmesi gereken meyve suyu, sebze püresi, yoğurdu vs.'si de var. Onları hazırlama, kaplarına koyma ve çantaya yerleştirme işini de unutmamak gerek. Dadınız veya bir yardımcınız olabilir ama her şeyin sizin kontrolünüzde olması gerekiyor. Bir annenin "Tüh görüyor musun, nasıl da unutmuş!" diye suçu bir başkasına yıkma lüksü yok çünkü. Tüm bunları yaparken işin yarısını sizinle paylaşacak bir eşiniz varsa, ne mutlu... Ama erkeklerin çoğu bunu beceremiyor (benim kocam istisna) bu da bir gerçek!
EMZİRME ODALARININ HALİ Yalnızca bayramlarda geçerli değil tabii bu telaş ve hazırlanma faslı. Bebeğinizle dışarı çıkmaya ve de birkaç saat evden uzak kalmaya karar verdiğiniz her defasında bu böyle. Alışverişe çıkmak ise bir başka kabus. Oysa ki artık anne olsak bile hala çoğumuzun vazgeçemediği tutkularından biri alışveriş. Ama sağ olsun bazı alışveriş merkezleri sizin işinizi daha da zora sokuyor. Bebek emzirme ya da alt değiştirme odalarının hali içler acısı... Sözüm ona en temiz olması gereken yerler. Ne çöp tenekeleri boşaltılmış, ne de tezgahlar silinmiş; lavabolar kir bağlamış! Bazısı da öyle küçük ki içerde bir anne emzirirken diğerinin alt değiştirmesi işkenceye dönüşüyor. Bu konuya özenle yaklaşan yerler de yok değil. Mesela bayram öncesi gittiğimiz en yeni alışveriş merkezlerinden birinin emzirme odasının önünde öyle bir kuyruk vardı ki sormayın. İçerde iki anne öyle rahat ettik ki dışarıyı unutup diğer yerlerden ne kadar rahatsız olduğumuzu konuşmaya daldık. Hatta diğer anne bana, "Aslında biz Anadolu yakasında oturuyoruz ama bebeğimizle başka hiçbir yerde bu kadar rahat edemiyoruz. Sırf emzirme odaları güzel ve temiz diye buraya geliyoruz," dedi. Açıkçası ben de katıldım bu tespite. Bir de o gün kapıda eşlerini bekleyen babaları görünce aklıma takıldı... Erkekler tuvaletinde de bebeklerin altlarını değiştirebilecekleri bir yer olsa, babalar da kendi başlarına çocuklarıyla pekala alışveriş edebilirler öyle değil mi? Eşime sordum, "IKEA'da erkekler tuvaletinde alt değiştirme tezgahı var ama başka yerde dikkatimi çekmedi," dedi. Haklarını yemeyelim ama varsa da sürpriz olur. Türkiye'de hâlâ çocuğu anne uyutur, anne yedirir, altını anne değiştirir, anne yetiştirir zihniyeti yaygın olduğundan erkekler henüz pek 'adam' yerine konmuyor!
Yayın tarihi: 20 Aralık 2008, Cumartesi Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/20/ct/haber,AC75352F52494D9CA7FA4BE3DDEBE5CE.html Tüm hakları saklıdır.