Kendi telefonunu dinleten hakimler!

Teknik takip nasıl ve neye göre yapılıyor?

Teknik takip, 1999'da yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'yla birlikte, "Çıkar amaçlı suç örgütleriyle mücadele" amacıyla Türk hukukuna girdi ve yasanın 135. ile 140. maddesiyle düzenlendi. Bu maddelerde, teknik takip "Gizlilik içinde yürütülen teknik araçla izlemenin, belirli bir süre devam eden; kişilerin hareket, ilişki veya başkalarıyla yaptıkları konuşmaların tespiti amacını güden ve çeşitli teknik cihazlar vasıtasıyla gerçekleştirilen işlemler" olarak tanımlandı.

Teknik takip için de öncelikle suç dolayısıyla yapılan bir soruşturmanın bulunması, sonra da 140. maddede sayılan suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphelerin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi gerektiği belirtildi. Bu maddede ayrıca "Adam öldürme, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu madde imal ve ticareti, parada sahtecilik, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, fuhuş, rüşvet ve silah kaçakçılığı gibi suçlarda" teknik izlemeye başvurulabileceği, teknik araçla izleme kararının da kural olarak hâkim tarafından, gecikmesinde sakınca bulunan istisnai hâllerde ise Cumhuriyet Savcısı tarafından alınabileceği ve 24 saat içinde hâkim onayına sunulması gerektiği, ayrıca en fazla da 2 ay kadar sürebileceği vurgulandı.

Yengeç operasyonu

Yargı içindeki son yılların en ilginç operasyonu, çete lideri olduğu iddiasıyla 101 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuklu olarak yargılanan Vedat Orhan Çelenk'in, savcı Murat Gök'e yazdığı bir ihbar mektubuyla başladı. Çelenk, bazı avukatların kendisini, yargılandığı 10. Ağır Ceza Mahkemesi başkanına vereceği rüşvetle tahliye ettirme teklifinde bulunduğunu öne sürüyordu. Savcı Gök, kendisinden aldığı izinle teknik takip yaptığı hakim Asım Korkut'un telefon konuşmalarında çete lideri Orhan Çelenk'in tahliyesi için anlaşma yaptığını tespit etti. Orhan Çelenk ve kardeşi Ayhan Çelenk tahliye edilince, mahkeme başkanı telefonla Orhan Çelenk'in bırakıldığı bilgisini karşı tarafa verirken, beraberinde kardeşi Ayhan Çelenk'i de "rüşvetin bonusu" olarak tahliye ettiğini söylediği bile belgelendi. Operasyonu başlatan polis rüşvet alışverişine de suçüstü yaparken, gözaltına alınan zanlılardan hakim Asım Korkut, market işleten yeğeni Mehmet Korkut, avukatlar Ahmet Erpek, Ayhan Doğan, Sadullah Kaba, İsmail Canvarol, 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nden emekli olan hakim Erdem Yandımata'nın kardeşi Halil Ercan Yandımata ve işadamı Ali Mersin tutuklandı.

Operasyonun ikinci ayağında da, aralarında geçtiğimiz dönem milletvekili adayı olan avukat Tarcan Ülük, Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin avukatlığını da yapan Ergün Bademci, MHP İl Başkan Yardımcısı Murat Sakal, Bayram Özcan, Metin İnan, Özgür Değirmenci, ilk operasyonda tutuklanan mahkeme başkanı Adem Korkut'un yeğeni Mehmet Korkut, Suat Aktaş, İsmail Can Varol, Mümtaz Baytekin ve Ahmet Ömer Ayçiçek'in de bulunduğu 11 avukatla, 4 ay önce emekli olan hakim Erdem Yandımata ve İzmir Sanayi ve Ticaret Eski İl Müdürü Ferruh Güneş'in de bulunduğu 24 kişi gözaltına alındı ve 18'i tutuklandı. Aralarında avukatlar Mürsel Ünlü ve Bora Ergüden ile babası emekli bir tuğgeneral olan İzmir Emniyet Müdürlüğü Eğitim Şube Müdürlüğü'nde görevli emniyet amiri Alpay Tolga Evci'nin de bulunduğu 6 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Ancak üst mahkemeye yapılan itirazla, hakim Erdem Yandımata'nın da aralarında bulunduğu 3 kişi 5 gün sonra, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.