''Ergenekon'' davasında, tutuklu sanık Bekir Öztürk'ün çapraz sorgusu yapıldı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusu yapılan Öztürk'e, diğer tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz, ''Sizinle kaç kez görüştük?'' diye sordu.
Öztürk de Kerinçsiz ile 9 Nisan 2006'da ''Kaymakam Kemal Bey'i Anma Toplantısı''nda tanıştıklarını, Kerinçsiz'in ofisine de 2 kez gittiğini ve toplam 3 kere yüz yüze görüştüklerini anlattı.
Kerinçsiz, Öztürk ile fikir ayrılığına düştükleri 6 Kasım 2006'da Öztürk'ün Büyük Hukukçular Birliği ile ilgili haberleri internet sitesinden kaldırıp kaldırmadığını sordu. Öztürk de ''Doğrudur'' diye yanıt vererek, kaldırdığını söyledi.
Tutuksuz yargılanan Güler Kömürcü Öztürk de iddianamede kendisiyle ilgili 1,5 sayfa değerlendirme bulunduğunu, bunun bir sayfasının Bekir Öztürk ile ilgili irtibatlandırma üzerine olduğunu söyleyerek, Öztürk'e, ''Sizin Güler Kömürcü ile gazeteci-okur çerçevesi dışında görüşmeniz oldu mu?'' diye sordu. Bekir Öztürk de ''Asla'' diye yanıt verdi.
Güler Kömürcü Öztürk, bunun üzerine ''Ben gazeteci-yazar Güler Kömürcü kimliği dışında herhangi bir toplantınıza katıldım mı?'' diye sordu. Bekir Öztürk de ''Hayır'' şeklinde yanıtladı.
''VELİ KÜÇÜK'LE İLGİLİ SİZE BİR TALİMAT GETİRDİM Mİ?''
''Veli Küçük'ü tanıyor musunuz?'' sorusuna ''Hayır'' cevabını veren Bekir Öztürk'e, Güler Kömürcü Öztürk, ''Veli Küçük ile ilgili size bir talimat getirdim mi?'' diye sordu. Bekir Öztürk, bu soruya da ''Hayır efendim'' diye yanıt verdi.
Kuvva-i Milliye dernekleri ile ilgili ve bu konuda yetkililerin dikkatli olması, sızmaların olabileceği konusunda 6 Eylül 2005'te bir yazı yazdığını söyleyen Güler Kömürcü Öztürk, ardından, Bekir Öztürk'ün kendisini arayarak, ''Haksızlık yapıyorsunuz'' dediğini belirtti.
Müdahil Şebnem Korur Fincancı'nın avukatı da söz alarak, Bekir Öztürk'e, Oktay Yıldırım, Güler Kömürcü ve Kemal Kerinçsiz ile ne zaman tanıştıklarını sordu.
Bekir Öztürk de Oktay Yıldırım ve Kemal Kerinçsiz ile 9 Nisan 2006'da, Güler Kömürcü'yle ise 2005'te tanıştığını söyledi.
Bunun üzerine, iddianamede Oktay Yıldırım ile 485, Güler Kömürcü ile 111, Kemal Kerinçsiz ile ise 181 kez cep telefonu görüşmesi yaptıklarının belirtildiğini dile getiren avukat, 485 görüşmenin fazla olduğuna dikkati çekmek için, ''Ben eşimle 15 senedir o kadar görüşmemişimdir'' dedi.
Avukatın bu sözüne bazı sanıklar ve salonda bulunanlar tepki gösterdi. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de ''Avukat Bey soru sorun, yorum yok'' dedi.
Bekir Öztürk de bu konudaki rakamların abartılı olduğunu düşündüğünü ifade ederek, 52 defa telefonla görüştüğü iddia edilen bir kişiyi tanımadığını anlattı.
Kemal Kerinçsiz de söz alarak, Bekir Öztürk'ün, Büyük Hukukçular Birliğinin haberlerini sitesine koyduğu için aralarında telefon görüşmeleri olduğunu söyledi.
Tutuklu sanıklardan Halil Behiç Gürcihan da telefon görüşmelerine ilişkin rakamların son 8 yılı kapsadığını belirterek, ''Ben avukat beyle eşi arasındaki son 8 senelik telefon görüşmelerinin sayısının sorulmasını talep ediyorum'' dedi.
Güler Kömürcü Öztürk'ün avukatı Metin Çetinbaş, Bekir Öztürk'e tayini konusunda Güler Kömürcü Öztürk'ün kendisine yardımcı olduğunun söylendiğini hatırlatarak, ''Tayininiz oldu mu?'' diye sordu. Bekir Öztürk de ''Hayır'' yanıtını verdi. ''BANA HİÇ KİMSE TALİMAT VEREMEZ''
İsmail Yıldız'ın avukatı Hicran Danışman, Bekir Öztürk'e, müvekkilinin kendisine hiç talimat verip vermediğini sordu. Bekir Öztürk ise ''Bana hiç kimse talimat veremez. İsmail Yıldız da vermemiştir'' dedi.
Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese, Bekir Öztürk'e, yapılan dijital incelemede bulunan e-postaya ilişkin soru yöneltti. Bekir Öztürk de bu e-mailde adı geçen Alpaslan Aslan'ın bir isim benzerliği olduğunu ifade etti. Bekir Öztürk, Hakim Özese'nin, dernek kurarken herhangi bir yerden yardım alıp almadığını sorması üzerine de almadığını söyledi. Bekir Öztürk'ün avukatı Ahmet Ülger, müvekkilinin web sitesindeki yazılardan ötürü bir heyetten rapor alınmasını talep etti. Eskiden izlediği, Kızılderilileri kötü gösteren filmlerden bahseden avukat Ülger, yargılanan sanıkları bu Kızılderililere benzetti.
DOĞU PERİNÇEK
Söz alan Doğu Perinçek iddia makamı tarafından isimlerin büyük çoğunluğunun üstü kapatılarak mahkeme dosyasına konulan MİT'in ''Ergenekon Şeması''nın isimler açılarak dosyaya sunulmasını 13 Kasım 2008 günkü duruşmada talep ettiğini ve talebinin mahkemece kabul edildiğini hatırlatarak, şemanın gelmiş olmasını memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Perinçek, ''2 saat içinde verilebilecek bir kağıdın 15 gün yollanmamış olması derin şüpheler gerektirir. O şemanın üstü neden perdeyle kapatılmış?'' dedi.
Savcılığın dün bir gazete üzerinden cevap verdiğini söyleyen Perinçek, ''Haberde MİT'e tehdit yöneltiliyor. (Sen madem ki o şemayı gönderdin, bizim tertibimizi açığa çıkarttın, biz de Tuncay Güney'in senin elemanın olduğunu ilan ediyoruz) deniliyor'' şeklinde konuştu.
Güney'in MİT elemanı olduğu yönünde yanlış haberler yer aldığını söyleyen Perinçek, MİT'in dünkü açıklamasına dikkati çekti. Perinçek, ''belki 1997'ye kadar bir dönem haber elemanı olarak vesair kullanılmış olabileceğinin'' üstü kapalı olarak ima edildiğini öne sürdü.
4 Şubat 1999'da Tuncay Güney'e 10 yıllık ABD vizesi verildiğini söyleyen Perinçek, Mahkeme Heyeti Başkanına hitaben, ''Siz başvursanız 1 ay verilir veya verilmez'' dedi.
''4 ŞUBAT, TERTİBİN BAŞLANGIÇ TARİHİ''
''4 Şubat tarihi, tertibin başlangıç tarihidir'' diyen Perinçek, ''Burada sızma faaliyeti yok. Başlıyorlar çalışmaya, başlarında Mehmet Eymür. Birtakım belgeler yayılıyor, dağıtılıyor'' iddiasında bulundu. Tuncay Güney'in 2000 yılı Temmuz ayında 9 günlüğüne ABD'ye götürüldüğünü ileri süren Perinçek, ''Orada 9 gün eğitiliyor. Aynı zamanda güvenceler gösteriliyor. Sonra Türkiye'ye gönderiliyor. Tezgah kuruluyor. 2001'de de dolandırıcılık olayı üzerinden ifadesi alınıyor'' diye konuştu.
Perinçek, dolandırıcılıktan sorguya çekilen bir insanın böyle bir ifade vermeyeceğini söyledi.
Tuncay Güney'in MİT tarafından takip edilen bir şüpheli olduğunu söyleyen Perinçek, ''Bunun önemi şudur; Bu Ergenekon tertibi Türkiye'yi hedef alan bir Amerikan operasyonudur. İşçi Partisi burada siyasi hedeftir'' dedi. Perinçek, ''Ergenekon dosyasının 4 Temmuz 2003'te Kuzey Irak'ta Türk subay ve askerlerine çuval geçirilmesinden 6 gün sonra MİT tarafından Genelkurmay'a gönderildiğini, Türk Ordusu'nun Genelkurmay Başkanı'na şikayet edildiğini'' öne sürdü.
Türk Ordusu'na karşı psikolojik savaş sürdürüldüğünü ileri süren Perinçek, Türk Ordusu'nun ve Türkiye'nin ''bir futbol topu gibi tekmelendiğini'' savundu.
''Bunun bir CIA tertibi olduğu bütün ayrıntılarıyla dökülecektir'' diyen Perinçek, şunları söyledi: ''Savcılara, 'siz bir CIA tertibine alet oluyorsunuz, alet olmayın' dedim. İfademde vardır bu. Biz burada Amerikan devletinin iradesiyle tutukluyuz, Türk Devleti'nin değil. Biz burada Türk Adaleti'ni istiyoruz. Bizi derhal, bugün serbest bırakmanızı istiyoruz. Bütün arkadaşlar olarak tahliye talep ediyoruz. Artık biz arkadaşız. Bizim suçumuz, Türk Milleti olarak örgütlenmemiş olmamız.
Orduya, İşçi Partisi'ne, Türkiye'ye karşı tertip var. Amerika inisiyatifi kaybetmiştir. Amerika'dan korkacak bir şey yok.''
''MAHKEMENİN KİMSEDEN KORKUSU YOK''
Bunun üzerine, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ''Mahkemenin kimseden korkusu yok. O konuda müsterih olun'' dedi. Doğu Perinçek de buna emin olduklarını söyleyerek karşılık verdi.
Perinçek, mahkeme heyetine ''Gladyo ve Ergenekon'' adlı kitabının 3 örneğini verdi. Ayrıca, Tuncay Güney'in ABD vizesinin bulunduğu pasaport fotokopisini de mahkemeye sundu.
Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül de dün bir gazetede Tuncay Güney'le ilgili belgenin yayınlandığını söyleyerek, ''Belgenin servis edildiğinden bilgi sahibiydim. Uzun yıllar gazetecilik yaptım'' dedi. Ergül, aynı gazetede yarın da Tuncay Güney'in Emekli Sandığından maaş aldığını gösterir belgenin kullanılacağını ileri sürerek, Güney'in kayıtlı MİT elemanı olmadığını, dolayısıyla kendisine ödeme yapılması mümkün görmediğini söyledi.
Güney'e bir kamu kuruluşundan emekli edileceği yönünde güvence verildiğinin de söylenmekte olduğunu iddia eden Ergül, Tuncay Güney'i kendisinin de tanıdığını, MSN'den görüştüklerini anlattı. Ergül, Emekli Sandığına yazı yazılarak, Tuncay Güney'in dosyasının istenmesini talep etti.