Yok ben hâlâ bu işi çözemedim. Yakınında durdum da, gözlerimle gördüm de, yine de her seferinde şaşkınlığımı gizleyemedim; tariflendiremedim. Çünkü aşk müziğin içinde hiç bu kadar 'yalın' olmamıştı. Duygularımızın hikayesi şarkılarda hiç böylesine samimi yazılmamıştı. Evet! Evet! Söyleyenler haklı; o aşkın markası! Kim mi? Yalın tabii... Benim ve bizim kız grubunun Yalın hayranlığını artık duymayan kalmadı. Bu köşede bol bol Yalın yazmışlığım var (Tutmayın beni). Peki neydi onun özelliği? Neydi? Neydi? İşte yine bir Yalın konseri... Bu kez sırrını bulabilecek miyim acaba?
Küçücük elleri... Ankara Anadolu Gösteri Merkezi'ndeyiz. Salon tıklım tıklım. Yalın 'Aşk Ne Demek'le çıkıyor. Salon yıkılıyor. "Seviyorum, seviyorum da senden hiç haber yok..." (olsa şaşarım) Sonra diğerleri... İzliyorum seyircileri. Her şarkıda nasıl 'işte bu benim şarkım' duygusuna kapıldıklarını, nasıl en derinlerinde hissederek ona eşlik ettiklerini.... Bakıyorum sahnedeki adama... Küçücük elleri, kocaman ruhu var! Demin de sordum ya, acaba nedir onun özelliği? Nedir hayatımın en mutlu, en mutsuz, en sancılı, en açmaz dönemlerinde onun sözleriyle beni yola devam ettiren şey? Öyle garip ki... Hem acılarımı paylaşan, hem umut aşılayan, hem hayranlık duyduğum, hem 'korkma' diyen müzik kahramanım hem de arkadaşım o benim. O sahneden indikten sonra kuliste yanına gittiğimde hep aynı duyguya kapılıyorum... Bu sözler nereden çıkıyor? Bu nasıl bir ruh? Nasıl bir büyü? Bulamıyorum, çözemiyorum. Şurası kesin; aşkı onun gibi çok az sanatçı anlatabiliyor. "Her şey sensin" diyebilecek kadar yürekli, "Benden değerli değilsin" diyebilecek kadar kendinden emin, "Kalbimin orta yerinde bu nasıl bir cumhuriyet?" diyebilecek kadar romantik, "Koyver gitsin, bırak gururu" diyebilecek kadar da aldırmaz...
Dinginleştiriyor Aşkına en kızgın halini anlatırken bile asaleti bozmamayı başarabiliyor, en acı kokan şarkılarına bile umudu sokmayı başarıyor. Klişe cümlelere başvurmadan aşkı kendine göre tarif edebiliyor. Dinginleştiriyor, dizginliyor, derinleştiriyor. Hal böyleyken de bir süre sonra konserde herkes tanımasa bile yanındakine yakınlık duymaya başlıyor. Misal yarım saat sonra ben bir grup Yalın hayranı kızla kol kola girmiş avaz avaz şarkı söylüyordum ve onları sevdiğimi, hayatımdaki bir sürü insandan daha yakın olduğumuzu hissediyordum. Ve birçoğumuzun kaybettiği, sadece lafta bırakıp harcamaktan çekinmediği aşkı özel kıldığı, aşkı aşk yaptığı için Yalın'ı çok sevdiğimi biliyordum. Evet! Evet! Aslında ben her birimizin kalbinin orta yerine bir cumhuriyet diliyordum, diliyorum... Amin!
Yayın tarihi: 17 Kasım 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/17/gny/haber,99DD5B59FA50468A80387D4364833E06.html
Tüm hakları saklıdır.