- Aklınızdan ölümü geçirdiniz mi hiç?
- Z.D: Ölümü hiç düşünmedim. 'Ne yapabilirim?'in çarelerini aradım hep.
- İ.D: Hastanede bana "Yün al, şiş al, örgü öreceğim," dedi. Yapabildiğini gördü, hayata tutundu...
- Büyüme çağında, annesi olarak konuşmaz mıydınız Ceyda'yla?
- Z.D: Öyle pek anlatan bir tip değil.
Bazı kızlar annelerine çok yakın olur.
Ceyda kendine dönüktür. Arkadaşlarıyla paylaşır. En yakını da anneannedir. Şimdi biraz daha düşkün bana. O zamanlar değildi.
- Bu üzmedi mi sizi?
- Z.D: Tabii ki çok üzdü, keşke bir danışmandan destek alsaydım.
- Mutluluk nedir sizin için?
- Z.D: Mutluluğu kendi kendime, kendimde buldum. Evde papağanım var, çok konuşur benimle. Ses tonu aynı İsmail'inki gibi.
- Özel bir eğitim aldınız mı peki?
- Z.D: Bilgisayar öğrendim. Üç ay Kadıköy Belediyesi'nin körlere verdiği eğitime gittim. Eşim getirdi götürdü.
İnternete giriyorum şimdi. Biz bir alet takıyoruz, bir şahıs okuyor bize. En son Diriliş'i okudum. Okumayı çok seviyorum. "Keşke," diyorum "biri bana okusa..."
Yayın tarihi: 8 Kasım 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/08/ct/haber,C16A67D4630943329444497BBDB019CD.html
Tüm hakları saklıdır.