Talat: Obama'nın seçilmesinden biz de etkileneceğiz
Giriş Saati : 07.11.2008 14:44 Güncelleme : 07.11.2008 23:41
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Barack Obama'nın ABD Başkanı seçilmesinden dolaylı olarak etkileneceklerini belirterek, ''Dünya sorunlarını barışçıl yollardan çözmesi yönünde hedef gütmesini umduğumuz ABD'nin, Kıbrıs sorununa katkıda bulunması son derece doğaldır diye düşünüyorum. Bu bakımdan olumlu etkisi olacağı umudundayım'' dedi.
Kıbrıs sorununu çözme konusunda umutlu olduğunu ifade ederek, ''Çözüm umudu taşımasak masaya oturmazdık'' diyen Talat, ''2009'un ilk yarısında sorunu çözmeyi çok istediklerini'' kaydetti.
Talat, KKTC Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordinasyon Kurulunun (YÖDAK) daveti üzerine KKTC'de bulunan Türk basın mensuplarıyla yaptığı sohbet toplantısında, Barack Obama'nın ABD'nin yeni başkanı seçilmesinin sadece ABD için değil, dünyada bir değişim olduğunu belirtti.
Obama'nın seçilmesinin bir süre önce kimsenin hayal bile edemeyeceği bir değişiklik olduğunu ifade eden Talat, sözlerine şöyle devam etti:
''Bir de Bush dönemini düşündüğünde insanlık Obama dönemine daha fazla umut bağlıyor. Genel hatlarıyla dünyada daha iyiye doğru bir gidiş bekliyoruz. ABD'deki değişikliğin dünyanın başka ülkelerini saracağını ve en önemlisi dünya değerler sisteminde önemli dönüşümler görebileceğimiz gibi bir beklenti içindeyiz. Bundan dolaylı olarak biz de etkileneceğiz. Sonuçta Kıbrıs sorununu çözmek isteyen ve bunun için elinden gelen her çabayı ortaya koyan taraf olarak bizim endişe edeceğimiz bir şey yok. Tam tersine dünya sorunlarını barışçıl yollardan çözmesi yönünde hedef gütmesini umduğumuz ABD'nin, Kıbrıs sorununa katkıda bulunması son derece doğaldır diye düşünüyorum. Bu bakımdan olumlu etkisi olacağı umudundayım.''
OBAMA'NIN SÖZLERİ
Bir gazetecinin, ''Obama'nın, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs'ta 'işgalci' olduğu yönünde açıklamaları bulunduğu'' şeklinde görüşleri olduğunu hatırlatması üzerine Talat, düşüncelerini şöyle açıkladı:
''Ne söyledi, ne söylemedi bilmiyorum. O dönemde Obama'nın bu konuda bir politikası olduğunu öğrendiğimizde araştırdık ve Obama'nın resmi internet sitesinde böyle açıklamaya rastlamadık. Ama unutmayın, seçim kampanyası sırasında özellikle batılı ülkelerde çok fazla şey söylendi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da 'Umarız ki, seçim meydanında söylenenler seçim meydanında kalır' dedi. Dolayısıyla seçim meydanında söylenenlerin Sayın Obama'nın politikasına ne kadar yansıyacağını hep birlikte göreceğiz.''
Böyle bir yaklaşımı doğru bulmadıklarını, kendilerinin haklı olduğunu anlatan Talat, Türkiye'nin Kıbrıs'ın kuzeyini ''işgal'' etmediğini, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan bir görevi yerine getirmek üzere adaya müdahale ettiğini vurguladı.
Talat, ''O günden bugüne Kıbrıs sorunu çözülemediği için de Türk ordusu buradadır. Türkiye zaten 'ben burada kalıcıyım' demiyor, 'Kıbrıs sorunu adil bir çözüme kavuşturulsun, ben gideceğim' diyor'' ifadesini kullandı. ''MÜZAKERELER YAVAŞ İLERLİYOR''
Kıbrıs sorununun çözümü yönünde Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile müzakerelere başladıklarını ve Rum tarafındaki sıkıntıların çeşitli düzeyde sürece yansımasına rağmen süreci götürdüklerini belirten Talat, Rum tarafı herhangi bir müzakere zemini tespit edemediği için bekledikleri hızı yakalayamadıklarına işaret etti.
Talat, müzakerelerin Annan Planı'nda bırakılan yerden devam etmesi önerilerinin kabul görmediğini ifade ederek, ''Bütün onlardan yoksun kalmış olduk ve baştan başladık. Görüşmelerde BM parametrelerinin bir kısmını kullanıyoruz, ama bir kısmının aleyhine yaklaşım gösteriyoruz'' dedi.
İki tarafın da masadan kalkmama taahhüdünde bulunduğunu bildiren Talat, bunun önemli bir şey olduğunu söyledi ve ''Şimdi dolayısıyla bir süreç devam edecek, ne pahasına olursa olsun'' diye konuştu.
Talat, azami esneklik gösterilerek, yapabileceklerinin en iyisini yaparak bir sonuca gitmeye çalışacaklarını ifade ederek, ''Ama bir sonuca gidecek diye güvence vermek mümkün değil'' dedi.
Müzakerelerde yürütmeyi görüştüklerini, şimdi yasama ile ilgili konuları ele aldıklarını kaydeden Talat, ''Yavaş ilerliyoruz. Özellikle Rum tarafı Annan Planı'na değinmek istemeyince her şey adeta sıfırdan başlıyor, öyle olunca da zaman kaybı oluyor'' açıklamasında bulundu.
BASINA KARARTMA
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, ''Hristofyas ile baş başa görüşmelerinizde hangi konular gündeme geliyor'' sorusu üzerine, ''baş başa görüşmelerde, basının yarattığı çeşitli sıkıntıları ortadan kaldırmaya çalıştıklarını'' söyledi.
Talat, müzakere masasında tartışılanların içeriğini basına açıklamama yönünde karar aldıklarını, ancak Rum basınında müzakere masasında konuşulanların neredeyse tümünün yayımlandığını, bunun sürece zarar verdiğini belirtti. ''GEREKENLERİ BİLGİLENDİRİYORUZ''
Talat, ''Müzakerelere ilişkin kamuoyuna yeterli bilgi verilmediği ve masada pazarlık yapıldığı yönünde endişeler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz'' sorusunu ise ''Biz açıklamayacağımızı söyledik. Bunun için böyle bir şeyi kabul etmem mümkün değil. 'Konuştuklarımızı açıklayacağız' diye bir taahhüdümüz olmadı.
Tam tersine 'Tartışma konularını açıklamayacağız ve tartışmayı basın yoluyla yapmayacağız' dedik. Bu nedenle eleştirileri sağlıklı görmüyorum. Ama bilgilenmesi gereken yerleri, kurumları bilgilendiriyoruz'' diye yanıtladı.
Talat, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile müzakere sürecinde fikir alışverişinde bulunup bulunmadıklarının sorulması üzerine de ''Müzakere süreci ile ilgili değil, ama zaman zaman temaslarımız var. Denktaş'ın politikası farklıydı. Onun da sonucu olarak günlük bir birlikte değerlendirme süreci içinde değiliz'' dedi.
''1974'ten sonra adaya yerleşenlerin durumuna'' ilişkin bir soru üzerine ise Talat, ''1974 sonrasında KKTC'ye yerleşenleri Rum tarafının istediği gibi ülkelerine gönderecek değiliz. Vatandaşlarımız arasında ayrım yapılmasına sıcak bakmıyoruz'' diye konuştu. AB İLERLEME RAPORU
Cumhurbaşkanı Talat, bir gazetecinin, ''AB İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin Kıbrıs sorununun çözümü konusundaki çabalarının takdirle karşılandığı, ama eksikleri olduğu yönünde ifadeler bulunuyor. Bu eksiklikler nelerdir'' sorusuna karşılık, şunları söyledi:
''Vallahi ben de soruyorum onlara daha başka ne bekliyorlar. Hiç anlayabilmiş değilim. Avrupalıları gördüğümde soracağım. Merak ediyoruz, ne istiyorsunuz daha? Bilmiyorum, ama belki limanların açılmasını istiyorlar. Başka bir şey isteyemezler. Gündemde başka bir şey yok. Herhalde odur. Veya söylemesi belki biraz hoş değil, ama ne istediklerini bilmiyorlar. Bu da olabilir.''