Giriş Saati : 28.10.2008 10:02 Güncelleme : 28.10.2008 19:59
''Ergenekon'' davasının görülmesine 30 Ekim Perşembe günü devam edilecek. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın bugün yapılan 4. duruşması sona erdi.
Mahkeme heyeti, davanın bir sonraki duruşmasının 30 Ekim Perşembe günü yapılmasını kararlaştırdı. Mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklardan eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu hakkındaki adli kontrol uygulamasını ise kaldırdı. Alemdaroğlu, polis merkezine gidip imza atmak zorunda kalmayacak.
''Ergenekon'' davasının bugünkü duruşmasında da okunmasına devam edilen 2455 sayfalık iddianamenin, şu ana kadar 121 sayfalık bölümü okunabildi.
Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesindeki duruşma salonunda, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince bugün 4'üncüsü görülen duruşmada, davanın 2455 sayfalık iddianamesinin okunmasına devam edildi.
Dünkü duruşmada 73. sayfasına gelinen ve Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından dönüşümlü olarak okunan iddianamede bugünde 121. sayfaya ulaşılabildi. Bugün savcılar, 2 saat 45 dakikada iddianamenin ancak 47 sayfasını okuyabildi.
Duruşmada, iddianamenin okunmasına bugünlük ara veren Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, sanık ve avukatlarına söz verdi.
MAHKEMEYE GÖNDERİLEN DİLEKÇELER
Şengün, mahkemeye gönderilen bazı dilekçeleri de okuyarak, İlhan Selçuk'un avukatlarınca, müvekkillerinin sağlık durumu nedeniyle iddianamenin okunmasının tamamlanmasının ardından duruşmaya katılmak istediklerini bildiren dilekçe gönderildiğini kaydetti.
Selçuk'un avukatlarının, iddianamenin, net ve açık olmadığı gerekçesiyle savcıların bölümleri net olarak ortaya koyarak okuması gerektiğini belirten dilekçe de verdiklerini ifade eden başkan Şengün, Haldun Çelebioğlu adlı bir kişinin de davaya katılmak için dilekçesinin bulunduğunu söyledi.
KAÇAK İNŞAATLARLA İLGİLİ HAKKINI ARIYOR
Başkan Şengün'ün, Çelebioğlu'nun dilekçesinde, mahallesinde kaçak inşaatlarla ilgili yasal haklarını engelleyen ''Ergenekon Terör Örgütünün'' davasına müdahil olmak istediğini anlattığını kaydetmesi üzerine salonda gülüşmeler oldu.
Tutuklu sanıklardan Mehmet Demirtaş, 502 gündür tutuklu olduğunu belirterek, ''Mesnetsiz iftiralarla bu davaya sebep olan tutuksuz sanık Ali Yiğit'in her duruşmaya katılmasını istiyorum'' dedi.
Sanık İsmail Yıldız, iddianame okunurken İ. Yıldız olarak yapılan kısaltmaların açık şekilde belirtilmesini istedi.
KEMAL KERİNÇSİZ'İN TALEBİ
Diğer sanık Kemal Kerinçsiz, mesleki faaliyetlerine ilişkin konulardan dolayı yargılandığını ve hakkındaki bazı suçların ağır cezayı kapsamadığını savunarak, kendisiyle ilgili kovuşturma yapılmasının suç olduğunu ileri sürdü. Kerinçsiz, Adalet Bakanlığına müracaat edilerek, bu dava nedeniyle hakkında yapılan kovuşturmanın durdurulmasını talep etti.
''Ergenekon'' iddianamesinde, Ümraniye'de ele geçirilen bombaların kime ait olduklarının belli olmadığını, bu bombaların 1. Ordu Komutanlığınca incelenmeden imha edildiğini öne süren Kerinçsiz, ''Bombalar imha edildiği için üzerinde araştırma yapılamıyor. Bombaların mülkiyetinin tespitini istiyorum. Bombaların Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait olup olmadığının belirlenmesini istiyorum'' dedi.
DOĞU PERİNÇEK
Tutuklu sanıklardan İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, 1960'ta Yassıada duruşmalarında 400'ün üzerinde sanığın yargılandığını ifade ederek, bunlar hakkında düzenlenen ve 10 yıllık iktidar dönemini kapsayan iddianamenin 312 sayfa olduğuna işaret etti.
12 Eylül dönemindeki MHP davasında da 800 sanık olmasına rağmen 600 sayfa iddianame düzenlendiğini kaydeden Perinçek, sıkıyönetim mahkemesinde yargılandığı davaların iddianamelerinin de ''Ergenekon'' iddianamesi kadar uzun olmadığını söyledi.
''NE ZAMAN DARBE OLSA YARGILANIYORUM''
Perinçek, ''Türkiye'de ne zaman darbe olsa yargılanıyorum, darbeciler hep beni yargılamışlardır. Ben o darbecilerle şimdi de olsa savaşımı sürdürüyorum'' dedi.
İddianame okunarak davanın uzatıldığını iddia eden Perinçek, devam eden soruşturmayla ilgili iddianamenin de çok uzun olacağını kaydetti.
Perinçek, daha önceki duruşmalarda iddianamenin okunmasını isteyen avukat Uğur Alacakaptan'a katılmadığını da ifade ederek, ''Alacakaptan gitsin savcıların yanında otursun, gelsin buradan baksın. Buradaki insanlar tutukludur. Bir iddia 9 yerde, bazı bölümlerde 16 yerde tekrar geçmektedir. Bu tekrarların kısaltılmasıyla iddianame kısalır. Mahkeme, böyle hukuki olmayan iddianameyi kabul ederek hukuk hatası yapmıştır'' şeklinde konuştu.
''Veli Küçük'e mektup yazdığı ve altında da 'arz ederim' dediği'' şeklindeki iddiaların da doğru olmadığını savunan Perinçek, ''Bunlar yalan söylüyor. Bu savcılar 'F' tipi savcılarıdır, 'C' tipi savcılar değildir'' deyince, salondakilerce alkışlandı.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, bunun üzerine, ''Hepinizi dışarı çıkarırım. Lütfen siz de dozunuzu ayarlayın'' diyerek sert bir şekilde herkesi uyardı. Perinçek de Şengün'e, ''Siz benim savunma ve taleplerime karışamazsınız. Sınırınızı bileceksiniz başkan'' dedi.
Köksal Şengün'ün de ''savunmanın, birilerine suçlama yapmak olmadığını'' söylemesinin ardından Perinçek, savcıların iddianameyi özetlemesini istedi.
DİĞER SANIKLAR
Bu davadan tutuksuz yargılanan sanık Semih Tufan Gülaltay, eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ı öldürmek için Korkmaz Yiğit ile anlaşıp 250 bin dolar para aldığı yönünde bir rapor olduğunun iddia edildiğini belirterek, ''MİT böyle bir rapor olmadığını açıkladığı halde bu raporun savcılıkça basına sızdırıldığını'' iddia etti.
Mesut Yılmaz'ın kardeşi Turgut Yılmaz'ın Küçükyalı'da bir plazada 17 yıllık komşusu olduğunu anlatan Gülaltay, iddianamenin siyasi olduğunu ileri sürdü.
Gülaltay, sahte olduğunu söylediği MİT raporunun iddianameden çıkarılmasını istedi.
''BU DAVA ANKARA'DA İŞLENEN CİNAYETLERİN ÖZÜ''
Sanıklardan Hüseyin Görüm, ''bu davanın, Ankara'da işlenen cinayetlerin özü olduğunu'' iddia ederek, ''2455 sayfa. Hepsini Allah şahidimdir birebir yaşadım'' dedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün de Görüm'ü, ''Bunları savunmanda anlatırsın şimdi değil'' diyerek uyardı.
Görüm, daha sonra ''Doğu Bey ve Semih Bey bir şey söyledi. F tipi diye. 2455 sayfanın neyi ifade ettiğini anlatabilirim'' şeklinde konuştu.
Önceki celse duruşma salonundan dışarı çıkartıldıktan 5 dakika sonra avukatının kendisi hakkında 'şizofren' dediğini söyleyen Görüm, ''Benim avukatım filan yok'' dedi.
Sanık Bekir Öztürk, iddianamede ''basına suikast planı'' şeklinde bir bölüm olduğunu belirterek, böyle bir suikast planının olmadığını öne sürdü.
Duruşmada, sanıklardan eski yüzbaşı Mehmet Zekeriya Öztürk, iddianame okunurken 83 ve 85. sayfaların okunmadığını dile getirerek, o sayfalarda örgütün yapılanması bölümüne ilişkin ifadelerin yer aldığını söyledi.
Mahmut Öztürk, 13 yıl önce astsubaylıktan sağlık nedeniyle emekli olduğunu ifade ederek, ''17 aydır tutukluyum, niye tutuklu olduğumu bilmiyorum. Herhalde Muzaffer Tekin'in arkadaşıyım diye'' dedi. İddianamede, ''sistemle barışık olmadığının'' söylendiğini anlatan Öztürk, ''Hangi sistem?'' diye sordu.
Aydın Yüksek 17 aydır tutuklu bulunduğunu, bunun usule aykırı olduğunu savunurken, Ali Kutlu da halen avukatının gelmediğini söyledi.
Vedat Yenerer, ev ve iş yerindeki aramaların tutanaklarında olmamasına rağmen, savcılıkça dosyaya bir tabancaya ilişkin bilgi konulduğunu ve bunun iddianamede yer aldığını belirterek, bu bölümün çıkarılmasını istedi.
Tutuksuz sanıklardan Fuat Ermiş, avukatının olmadığını ifade ederek, avukat temin edilmesini talep etti.
Beyanlar sırasında söz alan avukat Uğur Alacakaptan, öğrencisi ve arkadaşı Doğu Perinçek'in, nasıl bir sıkıntı ve psikoloji içinde olduğunu anlayabildiğini söyledi.
''ERGENEKON ÖRGÜTÜ HAYALİ'' İDDİASI
Tutuklu sanık Sevgi Erenerol'un avukatı Mehmet Kozan da iddianamede ifade edilen örgütün hayali olduğunu savunarak, bir mitolojik kitapta da yer alan ifadelerin iddianamede bulunduğunu söyledi.
Kozan, Cumhuriyet savcıları hakkında TCK'nın 204/2. maddesi uyarınca işlem yapılmasını istedi.
ERTEKİN'İN TUTUKSUZ YARGILANMASI İSTEMİ
Tutuklu sanık Hayrettin Ertekin'in avukatı Taner Uzun, iddianamenin temelinin telefon dinleme tapelerine dayalı olduğunu savunarak, kesin, inandırıcı delil elde edilemediğinden dinleme tedbirine başvurulduğunu ileri sürdü.
Ertekin'in, tansiyon, kalp ve şeker hastası olduğunu söyleyen Uzun, müvekkilinin tedavisinin yapılabilmesi için tutuksuz yargılanmasını istedi.
Sanık avukatlarından Engin Çelikkadıgil, dünkü ''power point'' sunumunun birer kopyasını istediklerini ifade etti.
VELİ KÜÇÜK'ÜN KIZI VE AVUKATI ZEYNEP KÜÇÜK
Tutuklu yargılanan emekli Tuğgeral Veli Küçük'ün kızı ve avukatı Zeynep Küçük, bazı tapelerin iddia makamınca okunmadan geçildiğini belirterek, hangi görüşmelerin okunup okunmayacağının iddia makamının takdirinde olmaması gerektiğini savundu.
Sami Hoştan'ın avukatı Kemal Ökke, müvekkilinin tutukluluk durumunun gözden geçirilmesini istedi.
DURUŞMANIN CD'LERİ VERİLSİN
Sanık Güler Kömürcü Öztürk ile Kemal Yalçın Alemderoğlu'nun avukatı Metin Çetinbaş, duruşmanın CD kayıtlarının verilmesini isteyerek, aksi takdirde ara kararları takip etme imkanları olmadığını anlattı.
Hayrettin Ertekin'in yeniden söz alan avukatı Taner Uzun, müvekkilinin kendisine bir not yazıp gönderdiğini, notta ''tansiyonum 19-20'ye çıkıyor. Nefes alıp veremiyorum'' ifadelerinin yazılı olduğunu aktardı.
MAHKEME VE SAVCILARA YAPILAN HAKARET SAVCILIĞA BİLDİRİLSİN
Bu arada, duruşmada söz verilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, ilk duruşmadan itibaren mahkemeye ve Cumhuriyet savcılarına yapılan hakaret ve iftiraların Silivri Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesini istedi.
Duruşmaya verilen ara sırasında, tutuklu sanıklardan İsmail Yıldız'ın eşi tarafından getirilen 7 aylık bebeği Belya Arda Yıldız, bir sanık avukatı tarafından alınarak babasına götürüldü. Yeniden başlayan duruşmanın ardından sanık avukatlarına 23 Ekim'deki duruşmanın yazılı kayıtlarının olduğu CD'ler verildi.
ARA KARARLAR
Verilen aranın ardından ara kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, Kemal Yalçın Alemdaroğlu'nun 15 günde bir imza atmasını gerektiren adli kontrol tedbiri sisteminin, hakkında isnat edilen suçun ceza miktarını da dikkate alarak kaldırdı.
Alemdaroğlu'nun yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması yönündeki talebinin ise savunmasının alınmasının ardından karara bağlanmasına hükmeden Heyet, buradaki duruşma salonunun genişletilerek 400'e yakın kişinin faydalanabileceği hale getirildiği gerekçesiyle, avukatların bu salonda duruşma yapılmaması yönündeki taleplerini reddetti.
DAHA BÜYÜK BİR DURUŞMA SALONU GEREKLİ OLABİLİR
Mahkeme heyeti, yeni düzenlenecek başka iddianamelerin bu davayla birleştirilmesi ihtimali ve bu iddianamelerdeki sanık sayıları dikkate alındığında, duruşma yapılan salonun ileriye dönük ihtiyaca cevap veremeyeceği gerekçesiyle en kısa zamanda daha büyük bir duruşma salonunun düzenlenmesi için ilgili yerlere yazı yazılmasını kararlaştırdı.
Tutuksuz sanıkların savunmaları alınamadığı için duruşmalardan vareste tutulmaları yönündeki istemlerini de kabul etmeyen mahkeme heyeti, davaya müdahil olmak isteyen Haldun Çelebioğlu'nun istemi ile teknik araçlarla yapılan ses ve görüntü kayıtlarının taraflara verilmesi yönündeki talepleri de reddetti.
Mahkeme heyeti, duruşma salonunda, mahkeme heyetinin ve Cumhuriyet savcılarının oturduğu bölümdeki Adalet Bakanlığınca verilen bilgisayarların görüntü kaydı alma özelliği bulunmadığını belirterek, yargılamanın görüntülü ve sesli sistemde yapılması nedeniyle, aynı bilgisayarlarda UYAP sistemi ve internet bağlantısı varsa bu sistemlerin devreden çıkarılmasını karara bağladı.
DURUŞMALARIN CANLI YAYINLANMASINA RET
Mahkeme heyeti, duruşmanın canlı yayınlanması konusundaki istemi de duruşmayı 70'ten fazla basın mensubu, 100'ün üzerinde de izleyicinin takip etmesi nedeniyle kabul etmedi.
Heyet, bir kısım sanıklar ve avukatlarının, iddia makamı hakkında suç duyurusu yapılması yönündeki taleplerinin ise bu işlemi bizzat kendilerinin yapabileceğini dikkate alarak reddetti.
Mahkeme heyeti, Cumhuriyet Savcısı Pekgülen'in mahkemeye ve Cumhuriyet savcılarına yönelik hakaret ve iftıraların Silivri Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesine ilişkin talebiyle ilgili de bu oturumdaki beyanları içeren çıktıların bir suretinin gereğinin yapılması için Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmetti.
Tutuklu sanıklardan Oktay Yıldırım'ın cezaevi şartları ile ilgili taleplerinin ilgili savcılığa iletilmesine de hükmeden mahkeme heyeti, savcılığın iddianameyi okurken kısa süre kullandığı ''power point'' sunumunun sanık ve avukatlarına verilmesi talebini ise çeşitli nedenlerle kabul etmedi.
Sanıklardan Abdülmuttalip Tonçer'in yazılı olarak verdiği ve gizlenmesini istediği adresinin bir zarf içine konularak mühürlenmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, Kemal Kerinçsiz'in kendisi yönünden açılan davanın durdurulmasına ilişkin istemini de reddetti.
Başka suçtan tutuklu bulunan Semih Tufan Gülaltay ile Sedat Peker'in de duruşmalarda hazır edilmeleri için kaldıkları cezaevine faks çekilmesine karar veren mahkeme heyeti, bugünkü duruşmada rahatsızlanan Hayrettin Ertekin'in Adli Tıp Kurumuna gönderilerek hastalığının kesin tanısı konusunda rapor alınmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 30 Ekim Perşembe günü saat 09.30'a bıraktı.
ZEKERİYA ÖZTÜRK DURUŞMA SALONUNDAN ÇIKARTILDI
Ergenekon davasının tutuklu sanığı Emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk, itirazları nedeniyle duruşma salonundan çıkartıldı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Cumhuriyet Savcısı'nın iddianameyi okuması sırasında Ergenekon Terer Örgütü'nün deşifre edilen askeri kanat bölümünde "Örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içine sızmaya çalıştığı" cümlesinden sonra sanık Emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk, "Genelkurmay Başkanlığı'ndan sorun" şeklinde bağırması üzerine mahkeme başkanı, "Oturduğunuz yerden bağırmayın! Saygısızlık yapmayın! çıkarın dışarı! " diyerek askeri görevlilere talimat verdi. Jandarmalar da sanık Zekeriya Öztürk'ü duruşma salonundan çıkardı.
KORİDORDA YÜRÜRKEN YERE DÜŞTÜ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon duruşmasının bugünkü oturumunda tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin rahatsızlandı. Salondan çıkan Ertekin, koridorda yürürken yere düştü. Görevlilerin müdahale ettiği Ertekin, dinlenme odasına alındı. Ertekin'in, dün akşam yüksek tansiyon ve göğüs sıkışması nedeniyle Silivri Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığı öğrenildi. Duruşma sırasında Ertekin'in avukatı Taner Uzun, mahkeme başkanından, dün akşam kalp grafiği ekilen Ertekin'in sağlığından endişe duyduklarını, bu nedenle sağlık kontrolünden geçirilmesini istedi. Mahkeme başkanı da, "Her türlü imkanımız var. Kontrolden geçirilsin" şeklinde talimat verdi.
Salondan çıkan Avukat Taner Uzun, "Daha önce de bu dosyada özel tedavi alamadıkları için ölenler oldu. Biz de bundan korkuyoruz. Çünkü akşam kalp grafiğini çeken doktor, göğüs ve kalp uzmanı değil. Bir stajyer bunu anlayamaz. Uzman bir doktorun kontrol etmesini istiyoruz." diye konuştu.
Hayrettin Ertekin'in kardeşi ise, "Kardeşim dünkü ifadesinde, 20 gündür ilaçlarını alamadığını ve banyo yapamadığını söyledi. Tutuklandığından beri 17 kilo verdi. Bunu sizin takdirlerinize sunuyorum." dedi.