| 18 Ekim 2008, Cumartesi |
"Çevre eleştirileri ideolojik"
Giriş Saati : 18.10.2008 16:04
Güncelleme : 18.10.2008 22:57
Güncelleme : 18.10.2008 22:57
Başbakan Erdoğan, Elazığ'ın Karakoçan İlçesi Balçali Köyü mevkiinde Peri Suyu üzerinde Limak Holding A.Ş ile Bilgin Enerji Yatırım Holding A.Ş tarafından yapılan Seyrantepe Hidroelektrik Santrali'nin açılış törenine katıldı.
Elazığ-Tunceli sınırında palılan santralin açılış töreninde bir konuşma yapan Erdoğan, yapılan barajın Elazığ ve Tunceli illerinin tam sınırında yer almasının her iki ilin gelişmesi ve kalkınması yönündeki çabaların somut bir sembolü olduğunu söyledi. Yılda 180 milyon kilowat saat enerji üretecek olan barajın 150 milyon dolara mal olduğunu belirten Erdoğan, barajın yapımını gerçekleştiren firmalara teşekkür etti.
Erdoğan barajın bu kadar kısa sürede bitirilmesinin kamulaştırma dahil işin bütün aşamalarının özel sektör tarafından gerçekleştirilmesiyle mümkün olduğunu ifade ederek, "3.5 yıl boyunca burada 500 civarında işçi çalıştı. Bunların büyük bölümü bölge insanıydı. Yine 3.5 yıl boyunca zorunlu olarak dışarıdan getirilmesi gereken araçlar dışında hemen her şey bu bölgeden temin edildi. Dolayısıyla baraj inşası bölgede istihdama ve ticaret hayatına ciddi bir katkı sağladı" dedi.
"TÜRKİYE'NİN İHTİYACI KISIR ÇEKİŞMELER DEĞİL"
"Türkiye'nin ihtiyacı ne kısır siyasi çekişmeler ne de toplumsal yapımızda ayrımcılık tohumlarını yetiştirilmesi değil, İşte bu tür projelerdir, yatırımlardır" diye konuşan Erdoğan şöyle devam etti:
"İnsanımıza aş, iş, huzur sağlayacak olan bu ülkenin vatandaşı olma gururunu ona hissettirecek olan işte bu yaklaşımdır. Elazığ'da, Tunceli'de, Bingöl'de, Malatya'da ve bölgedeki diğer bütün şehirlerimizde yaşayan vatandaşlarımızın isteği ve beklentisi budur. Biz de bu isteği gerçekleştirmek için 6 yıldır yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. Demokrasi ve kalkınmayı birlikte gerçekleştirebildiğimiz zaman üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yok. Türkiye korkularının ardından giden değil hedeflerinin peşinde koşan bir ülke olmak zorunda. İçerde ve dışarıda. Atılan bütün adımlar meyvelerini veriyor. Dün Türkiye 47 yıl aradan sonra hamdolsun BM Güvenlik Konseyine de geçici üye olarak seçildi ve 1. turda seçildi.
Onun için kendinize güvenmemiz insanımızı kökeninden, inancından, bölgesinden dolayı ayrıma tabi tutmaksızın topyekün kucaklamamız gerekiyor. Esasen bu anlayış üzerinde bulunduğumuz toprakların tarihinde ve özünde zaten birlik var beraberlik var. Yaradılanı yaradandan ötürü sevmek var. Üzeri kimi olumsuz tecrübeler sebebiyle küllenmiş o birlik ruhunu beraberlik anlayışını yeniden canlandırmaktır. Bu doğrultuda bölgeye ilişkin bütün çalışmalarımızı birlik ve beraberlik ruhuyla kardeşlik kültürüyle ruhuyla yürütüyoruz. Bu yaklaşımın vatandaşlarımızdan da tasvip gördüğü her vesileyle ortaya çıkıyor."
130 ÜNİVERSİTENİN 54'Ü BİZİM
Başbakan Erdoğan bu anlayış içinde 81 ilin tamamında üniversite kurduklarını belirterek, Türkiye'deki toplam 130 üniversitenin 54'ünün kendi dönemlerinde açıldığını söyledi.
Hükümet olarak önceliklerinin Türkiye'nin kendi kaynaklarına dayalı olarak hidroelektrik enerji üretmek olduğunu kaydeden Erdoğan, "Geçmişte, öncelik dışardan alınan kaynaklara verildiği için Türkiye risk altına girdi. Sadece risk altına girmekle kalmamış ve pahalı enerji elde etmeyle karşı karşıya kalmıştır. Biz yürüttüğümüz çalışmalarla bu durumu düzeltme yolunda önemli mesafeler kaydettik" dedi.
ENERJİDE 2023 HEDEFİ
Erdoğan, enerji alanında yaptıkları yasal düzenlemeler sonucunda özel sektörün yatırımları daha kısa sürede bitirdiğini söyledi. Erdoğan, Ekim ayı itibariyle bin 1497 adet HES projesini gerçekleştirmek için özel sektörden devlete başvuru olduğunu bunlardan 378'inin gerekli lisansı aldığını ve 135'inin de inşaata başladığı bilgisini verdi.
Türkiye'nin hidroelektrik enerji potansiyelinin üçte birini gerçekleştirdiğine işaret den Erdoğan, bu oranın Avrupa'da yüzde 75, Kuzey Amerika'da ise yüzde 70 civarında olduğunu, Türkiye'nin mevcut kapasitesini 2 katına çıkardığı zaman ancak gelişmiş ülkeler düzeyine ulaşabileceğine dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin 2010 yılında hidroelektrik enerji üretimini 65 bin gigawatsaate, 2023 yılında da potansiyelin tamamını devreye alma gayreti içinde olduklarını söyleyerek, "Biliyoruz ki yenilenebilir bir kaynak olduğu için hidroelektrik enerji dünyada en çok teşvik edilen enerji. Tükettiği yakıt ve çevreye verdiği zarar olmaması da dolayı h e ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor" dedi.
"ELEŞTİRİLER İDEOLOJİK"
Çevrecilerin enerji konusunda yapılan yatırımlara yönelik yaptıkları eleştirileri ideolojik bulduğunu belirten Erdoğan şöyle konuştu:
"Bu yatırımları yaparken doğal hayatı da göz önünde bulunduruyoruz. Bu konuda medyada çıkan eleştirilerin çok büyük bir bölümünün ideolojik olduğunu biliyoruz. Bunun yanında gerçekten haklı ve samimi eleştirileri zaten dikkate alıyoruz ve bunları inceliyoruz. Biz nasıl demokrasi ile güvenlik dengesini gözetiyorsak kalkınma ile çevre arasındaki dengeli yaklaşımı sürdürüyoruz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ama unutmayalım Çevre çevre derken önce insan demeyi unutmayalım. Çünkü her şeyden önce insan. İnsanın yaşam koşulları bizim için çok önemli."
Erdoğan daha sonra Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Bilgin Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Bilgin ile birlikte "Ya Allah Bismillah" diyerek kurdelayı kesti. Erdoğan daha sonra santralı gezertek yetkililerden bilgi aldı.
(ANKA)
Elazığ-Tunceli sınırında palılan santralin açılış töreninde bir konuşma yapan Erdoğan, yapılan barajın Elazığ ve Tunceli illerinin tam sınırında yer almasının her iki ilin gelişmesi ve kalkınması yönündeki çabaların somut bir sembolü olduğunu söyledi. Yılda 180 milyon kilowat saat enerji üretecek olan barajın 150 milyon dolara mal olduğunu belirten Erdoğan, barajın yapımını gerçekleştiren firmalara teşekkür etti.
Erdoğan barajın bu kadar kısa sürede bitirilmesinin kamulaştırma dahil işin bütün aşamalarının özel sektör tarafından gerçekleştirilmesiyle mümkün olduğunu ifade ederek, "3.5 yıl boyunca burada 500 civarında işçi çalıştı. Bunların büyük bölümü bölge insanıydı. Yine 3.5 yıl boyunca zorunlu olarak dışarıdan getirilmesi gereken araçlar dışında hemen her şey bu bölgeden temin edildi. Dolayısıyla baraj inşası bölgede istihdama ve ticaret hayatına ciddi bir katkı sağladı" dedi.
"TÜRKİYE'NİN İHTİYACI KISIR ÇEKİŞMELER DEĞİL"
"Türkiye'nin ihtiyacı ne kısır siyasi çekişmeler ne de toplumsal yapımızda ayrımcılık tohumlarını yetiştirilmesi değil, İşte bu tür projelerdir, yatırımlardır" diye konuşan Erdoğan şöyle devam etti:
"İnsanımıza aş, iş, huzur sağlayacak olan bu ülkenin vatandaşı olma gururunu ona hissettirecek olan işte bu yaklaşımdır. Elazığ'da, Tunceli'de, Bingöl'de, Malatya'da ve bölgedeki diğer bütün şehirlerimizde yaşayan vatandaşlarımızın isteği ve beklentisi budur. Biz de bu isteği gerçekleştirmek için 6 yıldır yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. Demokrasi ve kalkınmayı birlikte gerçekleştirebildiğimiz zaman üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yok. Türkiye korkularının ardından giden değil hedeflerinin peşinde koşan bir ülke olmak zorunda. İçerde ve dışarıda. Atılan bütün adımlar meyvelerini veriyor. Dün Türkiye 47 yıl aradan sonra hamdolsun BM Güvenlik Konseyine de geçici üye olarak seçildi ve 1. turda seçildi.
Onun için kendinize güvenmemiz insanımızı kökeninden, inancından, bölgesinden dolayı ayrıma tabi tutmaksızın topyekün kucaklamamız gerekiyor. Esasen bu anlayış üzerinde bulunduğumuz toprakların tarihinde ve özünde zaten birlik var beraberlik var. Yaradılanı yaradandan ötürü sevmek var. Üzeri kimi olumsuz tecrübeler sebebiyle küllenmiş o birlik ruhunu beraberlik anlayışını yeniden canlandırmaktır. Bu doğrultuda bölgeye ilişkin bütün çalışmalarımızı birlik ve beraberlik ruhuyla kardeşlik kültürüyle ruhuyla yürütüyoruz. Bu yaklaşımın vatandaşlarımızdan da tasvip gördüğü her vesileyle ortaya çıkıyor."
130 ÜNİVERSİTENİN 54'Ü BİZİM
Başbakan Erdoğan bu anlayış içinde 81 ilin tamamında üniversite kurduklarını belirterek, Türkiye'deki toplam 130 üniversitenin 54'ünün kendi dönemlerinde açıldığını söyledi.
Hükümet olarak önceliklerinin Türkiye'nin kendi kaynaklarına dayalı olarak hidroelektrik enerji üretmek olduğunu kaydeden Erdoğan, "Geçmişte, öncelik dışardan alınan kaynaklara verildiği için Türkiye risk altına girdi. Sadece risk altına girmekle kalmamış ve pahalı enerji elde etmeyle karşı karşıya kalmıştır. Biz yürüttüğümüz çalışmalarla bu durumu düzeltme yolunda önemli mesafeler kaydettik" dedi.
ENERJİDE 2023 HEDEFİ
Erdoğan, enerji alanında yaptıkları yasal düzenlemeler sonucunda özel sektörün yatırımları daha kısa sürede bitirdiğini söyledi. Erdoğan, Ekim ayı itibariyle bin 1497 adet HES projesini gerçekleştirmek için özel sektörden devlete başvuru olduğunu bunlardan 378'inin gerekli lisansı aldığını ve 135'inin de inşaata başladığı bilgisini verdi.
Türkiye'nin hidroelektrik enerji potansiyelinin üçte birini gerçekleştirdiğine işaret den Erdoğan, bu oranın Avrupa'da yüzde 75, Kuzey Amerika'da ise yüzde 70 civarında olduğunu, Türkiye'nin mevcut kapasitesini 2 katına çıkardığı zaman ancak gelişmiş ülkeler düzeyine ulaşabileceğine dikkat çekti. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin 2010 yılında hidroelektrik enerji üretimini 65 bin gigawatsaate, 2023 yılında da potansiyelin tamamını devreye alma gayreti içinde olduklarını söyleyerek, "Biliyoruz ki yenilenebilir bir kaynak olduğu için hidroelektrik enerji dünyada en çok teşvik edilen enerji. Tükettiği yakıt ve çevreye verdiği zarar olmaması da dolayı h e ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor" dedi.
"ELEŞTİRİLER İDEOLOJİK"
Çevrecilerin enerji konusunda yapılan yatırımlara yönelik yaptıkları eleştirileri ideolojik bulduğunu belirten Erdoğan şöyle konuştu:
"Bu yatırımları yaparken doğal hayatı da göz önünde bulunduruyoruz. Bu konuda medyada çıkan eleştirilerin çok büyük bir bölümünün ideolojik olduğunu biliyoruz. Bunun yanında gerçekten haklı ve samimi eleştirileri zaten dikkate alıyoruz ve bunları inceliyoruz. Biz nasıl demokrasi ile güvenlik dengesini gözetiyorsak kalkınma ile çevre arasındaki dengeli yaklaşımı sürdürüyoruz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Ama unutmayalım Çevre çevre derken önce insan demeyi unutmayalım. Çünkü her şeyden önce insan. İnsanın yaşam koşulları bizim için çok önemli."
Erdoğan daha sonra Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Bilgin Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Bilgin ile birlikte "Ya Allah Bismillah" diyerek kurdelayı kesti. Erdoğan daha sonra santralı gezertek yetkililerden bilgi aldı.
(ANKA)
Yayın tarihi: 18 Ekim 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/18//haber,C42ED02775494EFD8C722C0D024B2354.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.
Siyaset Haberleri
Son Dakika | Ana Sayfa | Yazarlar | Çizerler | Günün İçinden | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Dosyalar | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Sağlık | Magazin | Teknoloji | Otomobil | Turizm Rehberi | Emlak | İşte İnsan | Sabah Çocuk | Mobil Eğlence | Detaylı Arama | Cuma | Cumartesi | Pazar | Kültür-Sanat | EGazete | Gazete Reklam | Internet Reklam | Künye | Bize Ulaşın
 |
Copyright © 2003-2008 Tüm hakları saklıdır. TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş. | 
|