CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Maliye Bakanlığının ekonomide yaşanan son gelişmeler karşısında ciddi önlemler alması gerektiğini söyledi.
Baykal, "Türkiye artık şunu anlamış olmalıdır ki, ekonomi üretimdir. Üretim, yatırımdır. Ekonomi son tahlilde hiç kuşku yok reel sektördür. Gerçek yatırıma, üretime ve gerçek ihracata öncelik vermeyen bir ekonomi politikasının bir ülkede ne istihdamı gerçekleştirmesi, ne refah artışını kalıcı kılması mümkün olmayabilir. O nedenle ekonomi yaklaşımımızı reel sektöre yönelik olarak, kalkınmaya, sanayiye, yatırıma yönelik olarak bir yeni anlayışın içine taşıma zorunluluğumuz vardır diye düşünüyorum" diye konuştu.
CHP Lideri Baykal, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TURMOB) 19'ncu Seçimli Olağan Genel Kurulu'na katıldı. Genel Kurulu gelişi sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğine seçilmesine ilişkin değerlendirmede bulundu. Bu gelişmenin çok sevindirici olduğunu söyleyen Baykal, Türkiye'nin bundan önce de üç kez Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçildiğini hatırlattı. Baykal, "Bundan büyük bir mutluluk duyuyorum. Türkiye'nin çok önemli sorunlarla çevrili coğrafyada yaşadığı açık. Türkiye'nin üyeliği dünya barışına önemli katkılar yapabilir" dedi.
Baykal, daha sonra Genel Kurul'da bir konuşma yaptı. Türkiye'nin ekonomi gündemine ilişkin değerlendirmeler yapan Baykal, ekonomik tablonun içte ve dışta ciddi bir sarsıntı döneminin içinden geçtiğini söyledi. Baykal, "Böyle geçiş dönemleri bizim durum değerlendirmesi yapmamız için bir fırsattır" dedi. Dünya ekonomisine yön veren psikolojinin değiştiğini ifade eden CHP Lideri Baykal, "globalleşme fantezisinin" bütün insanlar için geçerliği olmadığına işaret etti.
Globalleşmenin dünyanın gerçeği olduğuna dikkat çeken Baykal, hiçbir ülke ekonomisinin kendisini dünya ekonomisinin dışında tarif edemeyeceğini kaydetti ve "Her ekonominin ayrıca kendi yararlarını çıkarlarını özel hesabını da genel çerçeve içinde tutmasının kaçınılmaz olduğu yaşanarak ortaya çıkmıştır. Bu özel hesabı doğru tutanlar bu ortamda globalleşmeden yararlanmayı başarmışlardır" dedi. Liberalizmin, temel söylemi olan "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' sözünü hatırlatan Baykal, "Serbest Pazar ideolojisini bir bayrak gibi yıllardır dalgalandıranların geldikleri noktalarda ekonominin en hassas kumanda odaları finans sektörü ekonominin en önemli odak noktaları kamu kontrolü altına geçirilmiştir. Bu gerçekten değerlendirilmesi gereken önemli tablodur" diye konuştu.
Dünyadaki ekonomik krizin bir gerçek haline dönüşmeden Türkiye'nin özellikle 2008 başından itibaren makro ekonomik göstergeler açısından sıkıntılı bir noktada olduğunun görülmeye başlandığını belirten Baykal, "Büyüme tablosunda yavaşlama bir gerçek olarak ortaya çıktı. Finansman sorunlarında güçlüklerle karşılaşacağımız kendisini göstermeye başladı. Döviz girişinin niteliği değişti" dedi.
CARİ AÇIK UYARISI
Büyümenin yavaşlamasıyla istihdam sorunlarının ön plana çıktığını anlatan Baykal, özetle şunları söyledi:
"Türkiye'yi daha önceki likitide bolluğu ortamında devamlı olarak Türkiye'ye ucuz ya da karşılıksız döviz girişi devam edeceği varsayımına dayalı olarak oluşturulan ekonomi politikası yeni şartlar içinde sıkıntılarla karşılaşmaya başlamıştır. Bugün geldiğimiz noktada hepimiz görüyoruz cari açık Türkiye'nin en temel sorunu haline dönüşmeye başlamıştır. Cari açığının altında dış ticaret açığı yatar.
Cari açık konusundaki duyarsızlık bir temel yanlış olmuştur. Bir başka temel yanlışlık, Türkiye'nin bir sanayileşme politikası ortaya koymamış olması. Bir sanayileşme politikası ihtiyacını hiç hissetmemiş olması. İthalatı, Türkiye'de ekonominin temel dayanak noktası haline dönüştürülmüş olması. Ara malı üretiminin dahi ithalatla karşılanması karşısında bir duyarsızlık içine girilmesi bir temel sorun olarak ortaya çıkmıştır. Bankacılık sisteminde dikkat eksikliğinin ortaya çıktığı, bankaların yabancılara satılması konusunda izlenen tutumun yerinde olmadığının bugün daha açık biçimde anlaşılmaya başladığını görüyoruz."
UNAKITAN'A ELEŞTİRİ
Baykal, konuşmasında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın, yurtdışındaki tasarruflara yönelik, "Türkiye'ye almak istiyoruz. Her türlü sorgulama anlayışını bir tarafa bıraktık. Ne paradır, niçin gelmektedir, vergi konumu, mali statüsü nedir, bununla meşgul olmayacağız, bavula paraları doldurun Türkiye'ye getirin" şeklinde yaklaştığını belirterek sert bir dille eleştirdi. Baykal, şunları söyledi:
"Bu bir önlem olmaktan çok Türk ekonomisinin saygınlığına, güvenirliliğine, ciddiyetine vurulmuş bir darbedir. Hiç kuşku yok ki, anlık sıkıntıları çözeceğiz diye bir ekonominin temel saygınlığına zarar verecek böyle telaşla ortaya atılan önlemler yarardan çok zarar getirir. Bunların işlerliği de kuşkuludur. Niye kuşkuludur? Çünkü dünyanın bütün ekonomileri her türlü mevduata mutlak garanti ilan etmişlerdir. Yurt dışından, Türkiye'ye getirilmesi söz konusu olan paralar mutlak güvence altında bulunurken, şimdi daha bu konuda harekete geçememiş bir ekonomiye bunun getirilmesi Maliye Bakanımızın sevimli daveti ile gerçekleşecek bir olay olarak gözükmemektedir."
EKONOMİ ÜRETİMDİR
Baykal, Maliye Bakanı'nın son gelişmeler karşısında ciddi önlemler alması gerektiğini vurgularken, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye artık şunu anlamış olmalıdır ki, ekonomi üretimdir. Üretim, yatırımdır. Ekonomi son tahlilde hiç kuşku yok reel sektördür. Gerçek yatırıma, üretime ve gerçek ihracata öncelik vermeyen bir ekonomi politikasının bir ülkede ne istihdamı gerçekleştirmesi, ne refah artışını kalıcı kılması mümkün olmayabilir. O nedenle ekonomi yaklaşımımızı reel sektöre yönelik olarak, kalkınmaya, sanayiye, yatırıma yönelik olarak bir yeni anlayışın içine taşıma zorunluluğumuz vardır diye düşünüyorum." Baykal, konuşmasında ayrıca TÜRMOB'un meslek sorunlarına da değindi.