Antalya Radyosu kapatılmasın

Antalya Radyosu kapatılıyor. TRT aldığı bir kararla, bu gözde ilimizin tam 46 yıllık radyosunu kapatıyor, çalışanları Çukurova Radyosu'na naklediyor. Hatırlıyorum; geçmişte kimbilir kaç Antalya Festivali sırasında bu radyoya gelip festival, sinema, hayat üzerine konuştuğumu, bilgili elemanlarla söyleştiğimizi... Radyoculuğu hâlâ çok severim, fırsat bulsam yaparım. Peki, böylesine önemli bir ilimizin tarihsel değer kazanmış radyosu hangi akla hizmet kapatılıyor? KESK haber sendikası, tam 29 örgüt adına bunu protesto ediyor ve özellikle şöyle diyor: "TRT bugün 13 radyo (dört ulusal, sekiz bölgesel ve bir turizm), yedi TV kanalından yayın yapıyor, yayınlarını uydular ve internet üzerinden tüm dünyaya ulaştırıyor. TRT yönetim kurulunca oluşturulan yeni teşkilat şemasında Antalya Radyosu yok. Yani, 46 yıldır Antalya'nın kentsel kimliğine, dokusuna, gelişimine, günlük yaşamına özgün bir renk katan bu radyo yok ediliyor.
Bölgenin diğer illeriyle birlikte, kentler, köyler, kasabalar arasında ortak bir dil ve iletişim köprüsü oluşturan, Gazipaşa'dan Isparta'ya, Kaş'tan Afyonkarahisar'a, Libya'dan Mısır'a, İtalya'dan Kıbrıs'a çok geniş bir coğrafyada yaşayan insanlarımızın sözüne, sesine tercüman olan Antalya Radyosu tarihe gömülüyor. Oysa kamu hizmeti yayıncılığı TRT'nin varoluş nedenidir. TRT radyoları, Türkiye'nin şarkısıdır, türküsüdür, neşesidir, hüznüdür. Yolcuya yoldaş, gurbetçiye kardaş, esnafa arkadaş, ev kadınına sırdaştır.
Antalya'nın Mersin Valiliği'ne bağlanması ne kadar mantıklıysa, Antalya Radyosu'nun Çukurova Radyosu'na bağlanması da ancak o kadar mantıklıdır. Antalya, Türkiye turizminin kalbidir.
Türkiye'nin uluslararası kongre merkezidir. Sahip olduğu olanaklar ve zenginliklerle, bölgenin ve Türkiye ekonomisinin can damarlarından biridir.
Ev sahipliği yaptığı festivaller, kültür-sanat etkinlikleri, konserler, uluslararası kongreler ve spor organizasyonları ile Antalya, bir dünya kentidir. Bölge radyosunun kapatılması, bölge halkının sesinin kısılması demektir. Biz, radyomuza sahip çıkmaya kararlıyız." Ben de TRT'yi bu son derece yanlış kararından vazgeçmeye çağırıyorum. Ve bu dönemde RTÜK'ün başında, aslında bu tür kararlara karşı çıkması gereken bir otoritenin bulunmamasına da ayrıca üzülüyorum.