Önce, siyaset ile medya arasındaki tartışmanın canımı sıktığını söyleyerek yazıma başlayayım. Ama maalesef, Tayyip Erdoğan'ın iddiaları da doğru. Sorun, gazete ve
televizyon sahiplerinin devletle işi olmasından kaynaklanıyor.
Bir yandan gazetenizde MNG'nin Güvercinlik'teki inşaatına
çevrecilik adına karşı çıkarken, Hilton'un bulunduğu arazideki emsal oranı
0.7'den 2.7'ye yükseltip,
43 bin metrekarelik yer üstü inşaat alanını,
233 bin metrekareye çıkarırsanız, çevrecilik hikâyesi de inandırıcılığını kaybeder.
Elbette her işadamı inşaat alanını genişletmek ister ama, Hilton ve arazisi Emekli Sandığı'ndan ihaleyle alındığı için, haksız rekabet doğar. Bundan dolayı, emsalin artırılması büyük tartışma yaratır.
Acaba Aydın Doğan, ihalede en yüksek bedele çıkarken, günün birinde emsali artırabileceğini düşünmüş müydü? Erdoğan,
"Düşündü" diyor,
"Ama biz geçit vermedik" diye ilave ediyor. Halbuki, Radyo
Televizyon Kanunu'nda,
"televizyon sahipleri kamu ihalesine giremez" hükmü kalsaydı, bugün böyle bir tartışma doğmayacaktı.
Aynı şekilde, İş Bankası'nın elindeki POAŞ hisselerinin Doğan Holding tarafından alınması da, çok eleştirilmişti. Çünkü, Eylül 2005'te İş Bankası'nın POAŞ'taki % 34 hissesini 476 milyon dolara alan Doğan, 6 ay sonra aynı hisseleri % 120 kârla, 1 milyar 54 milyon dolara Orta Avrupa'nın önde gelen petrol ve doğalgaz şirketi OMV'ye satmıştı. O tarihte İş Bankası'nın hisselerini Aydın Doğan'a ucuza verdiği, bunu sağlamak için Vatan gazetesinde, İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince aleyhine yayınlar yapıldığı hatırlatılıyor.
Zaten Tayyip Erdoğan'ın
"Ticari amaçla gazetelerini kullandılar" şeklindeki iddiasının altında da bu olay yatıyor.
Hiç de hoş olmayan bir tartışmayla karşı karşıyayız ama, maalesef medya sektörü de, geçmişten gelen tutum ve davranışıyla buna çanak tuttu.
Yayın tarihi: 10 Eylül 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/10//haber,18779AB22BA941E09AED2905A8237627.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.