Laik cumhuriyete bağlılık,
"içki içip içmemek" ile ölçülemez. Sözgelimi, birisi inancı gereği içki içmeyebilir ama, gene de laiklikle alıp veremediği yoktur. Lâkin, sembollerin ön plana çıktığı
Türkiye'de, bu konu kafa karıştırmaya devam ediyor. Meselâ, Tayyip Erdoğan bir lokantaya gidip de, içki içenlere kadehini kaldırsa, halkın bir kesiminin
"Boşuna endişe ediyormuşuz" diye düşüneceğini söyleyenler var. Bu teklife sütununda yer veren Ertuğrul Özkök'e, bir zamanlar Tayyip Erdoğan
"Kafanızı niçin içkiye taktınız?" diye de sormuştu. Yanlış hatırlıyorsam ve sormamışsa dahi, mutlaka aklından geçirmiştir.
Adil olmak lâzım. Kafayı
tersinden içkiye takanlar da var. Meselâ, niçin
belediye tesislerinin hiçbirinde içki servisi yapılmıyor? Sadece mevcutlar değil, Üsküdar'da yeni inşa edilen lokantada da içki ikram edilmeyecekmiş. Moda İskelesi'nde bulunan restoranın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Beltur'a devredilmesinden sonra içki satışının yasaklanması da bir başka örnek.
Bazı muhafazakâr ailelerin, içkisiz mekanları tercih ettiğini biliyoruz. Elbette onların gidebileceği yerler olmalı. Ama, ister istemez insanın zihnini
"Niçin hiçbir belediye tesisinde içki servisi yok?" sorusu kurcalıyor. Dolayısıyla, içkiyi kafaya takan yalnız, Ertuğrul Özkök gibi düşünenler değil. Olur olmaz her tesise içki yasağı koyup, bu yasağı savunanlar için de, aynı şeyi söyleyebiliriz. Bu bakımdan
"hayat tarzımıza müdahale edemezsiniz" mesajını vermeye çalışan Modalıları haklı buluyorum.
Yayın tarihi: 1 Eylül 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/09/01//haber,73B5DC9B920741B498672749F993447B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.