Bugün dünya çapındaki takımlar kalelerini dünya çapında isimlere emanet ediyor.
Real Madrid: Casillas,
Chelsea: Cech,
Juventus: Buffon,
Valencia: Canizares,
Fiorentina: Frey.
Geçen sezon birçok karşılaşmada bu isimler takımlarını kurtardı. İyi bir orta saha ve forvet hattına sahip
Barcelona Victor Valdes'den daha iyi bir kaleci bulamadığı için şampiyonluğu kaybetti.
Dört yıl önce Guardian gazetesinde
Türkiye'nin İngiltere maçı öncesi kaleci krizi yaşadığı hakkında bir haber vardı.
Barcelona'da Rüştü formsuzdu, yedekleri Ömer ve Zafer güven vermiyordu.
Dört yılda ne değişti? Maalesef hiçbir şey. Volkan, Avrupa Futbol Şampiyonası'nda akılsız bir hatayla takımını yalnız bıraktı. Rüştü,
Almanya maçında yediği golle belki
milli takımımızı şampiyonluktan etti.
Deniyor ki, bizim kalecilere şans verilmiyor. Peki Rüştü'ye milli takımda, Fenerbahçe'de, hatta
Barcelona'da ve Beşiktaş'ta verilen şans. Ya Volkan'ın, kendisini hiç geliştirmemesine, bir adım ilerlememesine rağmen Fener kalesinin banko olmasına ne demeli?
Rüştü,
Barcelona'da hatalı goller yiyince dönemin teknik direktörü Frank Rijkaard,
"İspanyolca öğren" dedi. Çünkü savunmayla anlaşamıyordu.
Ama Rüştü, "Pardon" dışında tek kelime öğrenmedi. "Futbolun, müziğin ve seksin dili olmaz" dedi. Bunu deyince de, gittiği gibi geri geldi.
Sir Alex Ferguson'u efsane yapan isimlerin başında Danimarkalı kalecisi Schmeichel vardı. Oynadığı maçların yüzde 42'sinde takım gol yememişti.
'Üç büyükler'in kalesi Türk kalecilerde. Sizce hangisine teklif gelir? Hiçbirine.Skibbe'den şans bulan Aykut, Steaua maçında hatalı pasıyla Türk kalecilere hatalı bakışımızı, abartmamızı bir kez daha yüzümüze vurdu.
Yayın tarihi: 18 Ağustos 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/18//haber,DB3252565180468496042F07823FC0BF.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.