Kadınla erkeğin bebek yapmak için seks yapmasına hiç gerek yok. Embriyologlar elleriyle, çocuk sahibi olmak isteyen aileler için bebek yapabiliyorlar. Kapalı kapılar ardında çalışan embriyologların bulunduğu yerler, hastanelerin en gizli bölümleri arasında.....
Tüp bebek merkezlerinde bulunan embriyologların işi mikroskop altında bebek yapmak. 10 yıl, 20 yıl çocuk sahibi olmak için beklemiş, sonunda tek bir yumurtası kalmış kadınları anne, ameliyatla bütün vücudunda yalnızca bir sperm bulunabilen erkekleri baba yapıyorlar. Kapalı kapılar ardında çalışan embriyologların bulunduğu yerler, hastanelerin en gizli bölümleri arasında. Onların bembeyaz laboratuarlarına sayılı insan girebiliyor. Laboratuar kapılarının özel şifreleri var. Bazı hastaneler, yalnızca birkaç kişinin bu kapıları açabilmesi için gözbebeği tanıma cihazı kullanıyor. Çünkü içerde gerçekten önemli bir şey yapılıyor. Bir insanın ilk tohumu atılıyor. Özel bir yeminleri yok ama çok özel kuralları var. Öncelikle bebek yapılacak sperm ve yumurta sahibinin evli olması gerekiyor. Evlilik cüzdanına bakılıyor. Aileye ne kadar embriyo nakledilecekse ayrılıyor, bazıları donduruluyor ama geri kalanları çöpe atılıyor. Bunların anında imha edilmesi gerek, kimsenin embriyosunun başka birininkiyle karışmaması için çok özel kodlama sistemleri kullanılıyor; bunları ancak sayılı birkaç kişi biliyor.
ELLERİNİ OKUTUYORLAR
Dönüşü yok... Kollarını bir yere çarpıp, bu tüpleri dökseler bir bebek olma olasılığını bitirmiş oluyorlar. Spermleri ya da yumurtaları birbirine karıştırsalar, anne babaları farklı çocuk yapabilirler. Bunları önlemek için pek çok önlem alınmış durumda.. Bu birleştirme işlemi o kadar özel ki laboratuarın ısısından embriyoloğun eline kadar her şeyden etkileniyor. Ellerin hiç titrememesi gerekiyor. Embriyologlar işlerine çoğunlukla 'Bismillah' ile başlıyorlar. Aralarında ellerini okutanlar var. Reiki yaparak ellerinin uğurunu artıranlar bulunuyor. Çünkü burada el hüneri çok önemli. 10 kez tüp bebek denemesi yapmış ancak başarılı olamamış aileleri bebek sahibi yapabiliyor. Laboratuarın ısısı bile sabit, 24 derece. Embriyoların durduğu kaplar anne rahmi gibi döşenmiş. 37 derecede ve yüzde 95 nem içinde bulunuyor. Embriyolar cam tüplerin içindeler ama kendilerini annelerinin karnında zannediyorlar. Rahim taklidi tüpte bebekler, tam üç gün yaşıyorlar, eğer büyürlerse o zaman anne karnına naklediliyorlar. Büyümezlerse işte o zaman umutlar kırılıyor.
CİNSİYETİNİ SEÇEBİLİYORLAR
Embriyolog olabilmek için tıp fakültesi, genetik veya biyoloji mezunu olmak gerekiyor. Ancak tüp bebek embriyoloğu olabilmek için altı aylık özel sertifika programını bitirmek şart. Özel olarak seçiliyorlar çünkü ellerinde öyle imkânlar var ki insanı korkutuyor. Birbirlerini hiç tanımayan insanların bebeklerini yapabilirler. Başkasının spermini ya da yumurtasını kullanarak bebek yapabilirler... Cinsiyet seçebiliyorlar.
Türkiye'de yasak olduğu için cinsiyet seçimi yapılmıyor ancak bazı hastalıklardan ayıklamak amacıyla bu yöntem kullanılıyor. Bebek daha anne karnına girmeden kız mı erkek mi olacağına onlar karar verebiliyor. Bebekleri genetik hastalıklardan ayıklayıp, seçilmiş bebekler de yapabiliyorlar.
İŞLERİNE DİN KARIŞIYOR
Embriyologların işlerine din de karışıyor. İtalya gibi Katalolik ülkelerde embriyonun hakları bulunuyor. Embriyo öldürmek yasak kabul edildiği için laboratuarda ancak anne karnına nakledilebilecek kadar embriyo yapılabiliyor. Dondurmak yasak, hastalıklardan ayıklamak yasak. Yalnızca din değil, hukuk da embriyonlara karışıyor.
Türkiye'de dondurulmuş embriyoların yalnızca üç yıl saklanmasına izin veriliyor. Oysa bu embriyolar sekiz yıl saklanabiliyor. Eşler boşanmışsa ya da biri ölmüşse bu dondurulmuş embriyolar kendiliğinden imha ediliyor.
Yayın tarihi: 17 Ağustos 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/17/pz/haber,D481DFF849734148B9603EF396773901.html
Tüm hakları saklıdır.