20 yıl Amerika'da restoran işleten Levent Altan, aşk uğruna İstanbul'a döndü ve Devil or Angel adlı mekânı açtı. Hem diyet yapanlara hem de yapmayanlara hitap eden Devil or Angel, diyetisyeninizin verdiği listeye uygun yemekleri hazırlayıp evinize de yolluyor..
Levent Altan 1988 yılında, 17 yaşındayken gitti Amerika'ya. Amacı otelcilik ve işletme eğitimi almaktı. İki yıllık üniversite macerasından sonra okulu bırakıp kendini hızlı
New York hayatının akışına bıraktı. Bu sırada bir kafede müdürlük yapmaya başladı. Orada hep şefleri izliyordu yemek yaparlarken. Hoşuna gitmeye başladı bu iş. Derken Manhattan'da kendi yerini açtı. Cafe Soley'de Akdeniz mutfağı hakimdi. Tabii Türk yemekleri de yapıyordu. Yanında çalışan Fransız, Meksikalı gibi aşçılardan da onların mutfaklarını öğreniyordu bir yandan. Bu arada Long Island Food Culinary adlı ünlü bir yemek enstitüsünün aşçıları, ara sıra Cafe Soley'de yemek yemeye başladılar. Ve bir süre sonra, Levent Altan'ın kendi okullarında eğitim almaya davet ettiler. O da gidip eğitimini ve diplomasını aldı. İşte Amerika hikâyesi böyle sürüp giderken Levent Altan bir anda aşka düştü ve hayatı tamamen değişti... Altı yıl önce İstanbul'a bir gelişinde, ortak arkadaşları sayesinde SABAH sağlık editörü Esra Tüzün ile tanıştı. "İlk görüşte aşk gibi bir şeydi," diye anlatıyor o günü Altan. Amerika'ya döndüğünde de Tüzün hep aklındaydı. O İstanbul'a gidip geldikçe görüşmeye başladılar. Ve zamanla, hiç aklında olmayan 'yurda dönme' fikri güçlenmeye başladı: "Ve bir gün telefonda, onun için dönmeyi düşündüğümü söyledim. O istedi. Ben de döndüm." Bu dönüş sadece bir evliliği vesile olmamış. Devil or Angel adında bir mekânın kurulmasını da sağlamış. Akaretler'deki Beşiktaş Plaza'da yer alan mekân, Altan'ın, diyet yapanların listelerindeki mönüleri hazırlayıp evlerine servis yapmak isteyen iki kadınla tanışmasıyla oluşmuş. Ancak Altan bu fikri geliştirmiş. 'Diyet yapan'larla birlikte yemeğe çıkan 'diyet yapmayan'lara da bir mönü hazırlamak istemiş. Böylece Naz ve Funda Hanımlar 'Angel', Levent Altan da 'Devil' omuş!
MELEK Mİ ŞEYTAN MI? Malum, şehir hayatında herkesin dilinde bir "Rejime başlıyorum," lafı döner durur. İşi ciddiye alıp diyetisyenlerin yolunu tutan da çoktur. Ama iş, verilen listedeki yemekleri hazırlamaya gelince, genellikle kısa süre sonra pes edilir. İşte Devil or Angel öncelikle bu dertten mustarip olanların dermanı oluyor. İstanbul'un neresinde oturursanız oturun diyet listenize uygun yemekler, ara öğünler dahil günlük olarak kapınıza kadar yollanıyor. Bunun için önce sizinle görüşüp, neleri sevip nelerden nefret ettiğinizi öğreniyorlar. Ve diyetisyeninizin uygun gördüğü malzemelerden yapılabilecek en lezzetli ve aynı zaman görsel olarak da zevkli mönüleri hazırlıyorlar. Örneğin yağsız tuzsuz domates çorbasını zencefille tatlandırıyorlar ya da karışık sebze ızgaranın üzerine yağsız domates sos, diyet yoğurt, nane koyup adını da yalancı iskender koyuyorlar. Restorandaki mönünün Angel bölümünde en çok tercih edilen yemek ise ızgara tavuk. Onun dışında kepekli makarnalar, ızgaralar, kahvaltılıklar, sandviçler dikkat çekiyor. Devil mönüsünde ise hemen hemen aynı kalemlerin kalorili versiyonları yer alıyor. Özellikle etler ve balıklar çok rağbet görüyormuş. Bir de Devil burger...
Tel: (0212) 258 04 12
Yayın tarihi: 16 Ağustos 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/16/ct/haber,FFBA1B43116647F9A4532E863141CD05.html
Tüm hakları saklıdır.