Öfkelendiğimiz veya kinlendiğimiz kişi hakkında onun geleceğine dönük olumsuz temennilerimizi
"Beddua" lar içinde seslendiririz.
"Bed" Farsça kötü anlamına geldiğine göre, beddua da
"Dua"nın tam tersi anlam taşımakta.
Dini içerikli beddualar arasında
"Allah belanı versin", "Allah kahretsin", "Canın cehenneme", "İki cihanda yüzün gülmesin" gibi örnekler vardır.
Anadolu'da tarihten bugüne aktarılan beddualara da rastlarız.
Örneğin Kadeş Savaşı (MÖ 1274) sonrasında Firavun 2'nci Ramses'le barış antlaşması yapan Hitit Kralı Mutavalli, kızını da firavuna eş olarak verir. Ancak Anadolu kızı Mısır iklimine dayanamaz ve kısa süre sonra ölür. Bugün de bölgede
"Kızın Mısır'a gelin gide" diye beddua edildiği saptanmıştır.
Bu bedduaların zamana uyarlanmış olanları da bulunmakta.
Örneğin bilgisayar bağımlılarına
"İçtiğin çay klavyene dökülsün", cep telefonsuz yapamayanlara
"Kapsama alanı dışında kalasın" diye beddualar edildiğini duymuşsunuzdur.
Bunun gibi verilen sadakayı yetersiz bulan dilencilerin
"Benden beter olasın" dediğini internet sitelerinden öğrendik. Bazı yörelerimizde ise,
"Allah sana uyuz vere, kaşınacak tırnak vermeye" benzeri özgün bedduaların kullanıldığını da biliyoruz.
Günümüz
Türkiye'sinin gazete manşetlerine ilişkin bedduaları üretmek de zor olmasa gerek.
Güncel beddualar Bazı denemeler yapalım:
- Tuzla tersanelerinde işverenlikten çıkıp işçiliğe mahkum olasın...- Deneme teknelerinde işçiler yerine işverenin yakınları kum çuvalı olarak kullanıla... Kilolu ve selülitli kadınlara dönük beddualar da üretebiliriz:
- Magazin ekinde Eda Taşpınar'ın yanında bikinili fotoğrafın yayınlana...- Kalçana paparazziler takıla... Ancak bugünlerde kamuoyu önündeki kişilere dönük seslendirilebilecek en ürkütücü beddualar herhalde şöyle olabilir.
- Ergenekon iddianamesinde adın çıksın! -
Yakınların hakkında telefonda söylediklerin İddianame'de yer alsın! Gerçekten bu İddianame'de yer alan
"iddialar" tefrika edildikçe,
"Ergenekon"a dönük ciddi endişeler yanında, bu
"proje"nin ciddiyeti hakkındaki kuşkular da artıyor.
Mastır plan Dün ANKA'nın bülteninde, Ergenekon operasyonu kapsamında ortaya çıkartılan belgeler arasında
"Türk Kadını Mastır Planı"nın yer aldığı haberi de vardı. Buna göre Ergenekon iddianamesi kapsamında gözaltına alınan birçok kişinin bilgisayarlarında bulunan
"Türk Kadını Mastır Planı"nı hazırlayanlar, Türk kadınının
"eksileri"ni şöyle listelemişler:
- Yaşama bakışlarında
"Yoksulluk" alın yazısı olarak kabullenilmiş ve kişiliklere sindirilmiştir.
- Toplumsal ruh yapısı olarak geçmişi ve günü yaşayan, gelecek için beklenti ve güvenleri olmayan toplumsal pasiflik içindedirler.
- Özgüvenleri yoktur. Düşünmekten korkan veya düşünme tembelliği içindedirler. Aile içinde etkinlikleri yoktur. Korkan ve
"Bana neci" kişilik ağır basmaktadır.
- Hurafelere inanma eğilimi vardır
- Orta Asya'dan gelen köklerimiz hakkında hiçbir bilgileri yoktur.
"Anaerkil" aile yapımızın özellikleri unutturulmuştur.
- Kişisel ve aile yaşamlarında cinsel baskı altındadırlar. Dinsel tercihlerinde erkeklerin ve aile dışı baskıların etkisi altındadırlar.
Artı özellikler "Türk Kadını Mastır Planı"nda Türk kadınının
"artı özellikler"i ise şöyle sıralanmış:
- Henüz genetik yapıları bozulmamıştır. Çok çalışkan, zeki ve enerjiktirler.
- Türklük ve vatan sevgisi ruhlarının diplerinde bir anıt gibi durmaktadır.
- Eğitime, yeniliğe ve yönlendirmeye açıktırlar.
- Aile içi bağlar çok kuvvetlidir. Analık duyguları çok ön plandadır.
- Sağduyu kullanma yetenekleri çok yüksektir.
- Kadınlık onuruna düşkünlükleri çok yüksektir.
Bir bölümü diğer bölümünü yalanlayan bu mastır plan üzerine bir beddua üretelim mi?
- Mastır Plan kadar taş başınıza düşsün!
Yayın tarihi: 13 Ağustos 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/13//haber,F53A4E5FD1414CDA8FABD774E372BF01.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.