Büyük işletmelerinize dahi sendika sokmayacaksınız, çalışanların haklarını kemireceksiniz ama
"insan hakları treni" kaldıracak, demokrat, cumhuriyetçi, ahlaklı, adil, AB'ci, serbest piyasacı
"burjuvazi" olacaksınız.
Demokrasi, hukuk raporları filan hazırlayan
"sivil toplum örgütü" veya
"think tank" filan olacaksınız ama bu gibi demokrasi ve hak konularına asla bulaşmayacaksınız.
Üç veya çift vardiyalı iş düzenlerini lağvederek, bankalardan tersanelere, Emniyetten büyük mağazalara, asgari 12 saatlik iş günü dayatacak, ne maddi, ne manevi hak tanıyacak ama
"hukukun üstünlüğüne inançlı" ve de
"demokratik, sosyal hukuk devleti" kalacaksınız.
Koca koca karlarla büyük bankacı, kocaman bordrolarla parlak banka yöneticisi olacak, bankalarınızı birkaç milyar dolara satıp
"dünyanın en zenginleri" arasına girecek,
"ordu yardımlaşma" adını filan sürdürecek, lakin yoksul ve çaresiz, mahrum ve borca mahkum insanlar ülkesinde, (
New York Times'ın bile şaşırdığı üzre)
"kredi kartı başına ABD'den bile yüksek kar" dan sıkılmayacaksınız.
Sonra cart ve curt, herkese hukuk, cumhuriyet, adalet, demokrasi, serbest piyasa, liberalizm, rekabet, feraset dersleri vereceksiniz.
Müstahakız tabii!.. Ders almaya devam öyleyse! Mezuniyete kadar.
Dokuz evladını birden kahpe mayına, üç evladını birden tersane katliamına veren "cennet" ülkede!..
Yayın tarihi: 12 Ağustos 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/12//haber,8F46D323EC944E74839B2F57A6B28CA3.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.