Hasan Özcan, Şahmaran'ı bakıra ilk işleyen usta.
Bir şahmaran ustası
Şahmaran efsanesi, Mardin'in bakırcı ustalarının elinde bir sanata dönüşmüş. Camaltı resimlere ve bakır sinilere işlenen Şahmaran figürleri, birer sanat eseri niteliğinde..
Mardin'de çok eski uğraşlardan biri Şahmaran ustalığı. Eski Mardin abbaralarında (çarşı) artık sadece bir tane Şahmaran ustası var. Hasan Özcan (50) 10 yaşında başladığı baba mesleğini kendini bildiğinden beri, yani 40 yıldır sürdürüyor, hem de heyecanından bir şey yitirmeden. Mardin'in eski çarşısında oğullarıyla birlikte mesleği sürdüren son ustalardan biri Hasan usta. Eskiden Acem, Ermeni ve Süryani ustalarla paylaştığı çarşıda, şimdi yalnız başına: "Burada 1200 usta vardı, birlikte yaşardık, şimdi böyle yalnız başımıza kaldık." Arap kökenli olan Hasan Özcan, eski günleri özlemle yad ediyor. Şahmaran, Mardin'de kutsal sayılan bir figür. Bakıra Şahmaran figürlerini işleyen ilk kişi Hasan usta. Şahmaran resimlerinin ve figürlerinin asıldığı evlerin nazardan korunduğuna inanılıyor Mardin'de, o yüzden yaptıkları işe de uhrevi bir anlam yükleniyor: "Şahmaran'ın resmi hangi evde olursa o eve uğur ve bereket gelir. Şahmaran efsanesi bugüne de büyük mesajlar verir. İnsanın bir yanının da yılan olduğunu anlatır. Dünya malı için insanoğlunun ihanetini ifade eder." Hasan Özcan camın yanı sıra bakıra da Şahmaran işliyor. Eskiden Şahmaran resminin bütün evlerde asıldığını, yanı sıra Şahmaran duasının da asılı olduğunu anımsatan Hasan Özcan, bakırcılık mesleğinin giderek anlamını yitirdiğinden ve gerekli desteği almadığından yakınıyor. Mardin'in bakırcılığın ve ahşap işlemeciliğinin çıkış noktası olduğunu söyleyen Özcan, yaptıkları işten geçinemediklerini ve o yüzden Mardin'den başka bir kente taşınmayı düşündüğünü söylüyor. Hasan Özcan, cam tersinden yapılan camaltı resimlerine de Şahmaran figürü işliyor. 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarında Anadolu'da çok yaygın olan bu sanat 18. yüzyılda camın Anadolu'ya girmesiyle başlamış. İçlerinden gelen sanat ruhunu önceleri tahtalara, nakışlara ve halılara geçiren Anadolu halkı, zamanla cama da işlemeye başlamış. Hasan usta, o zamanlar camaltlarına en çok çizilen figür ise başı insan, gövdesi yılan biçiminde olduğuna inanılan efsanevi Şahmaranlar olduğunu söylüyor. Ancak o yıllarda evlenecek kızların çeyizlerine mutlaka konulan camaltı resimleri, camın kırılgan olması ve kolay muhafaza edilememesi nedeniyle günümüze maalesef pek aktarılamamış. Bakırcılık gibi babadan oğula aktarılan bir zanaat olan camaltlarını yapan ustaların sayısı da giderek azalınca, camaltı şu günlerde nadir bulunur hale gelmiş.
Yayın tarihi: 9 Ağustos 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/08/09/ct/haber,D11AFE052FA642DA9343F7E665C57C98.html
Tüm hakları saklıdır.