Şu sıralar yöneticilerin dilinden düşmeyen bir kelime var;
Sürdürülebilirlik! Anlamı; her ne yapıyorsan, onu "
sürekli, biteviye" yapmak.
Osmanlı'nın da yönetim DNA'sında
Oğuz Kağan'dan miras "
devleti ebed müdded" vardır ve tam da "
sürdürülebilirliği" ifade eder.
Daha güncel bir örnek: Mesela söz konusu "
büyüme" ise, "
birkaç yıl büyüyüp sonra küçülmemeyi" anlatır.
Kısaca; günü kurtarmak veya kısa vadeli düşünmek yerine, işini, şirketini, kurumunu, çarkını; "
uzun dönem algısına" taşımaktan söz eder.
Söz eder de; sürdürülebilirlik kavramıyla
başımız hoş değildir aslında.
Tarihte kurulmuş
16 Türk Devleti'yle övünmemiz, aynı zamanda 15'inin sürdürülebilirlik sorununun itirafıdır.
İşin içine
zaman algısı girince, başarı grafiğimizin alaşağı gittiğini anlatan güncel örneklerden biri de
sosyal güvenlik sistemimiz.
Devlet Bakanı
Mehmet Şimşek'in Adana'da yaptığı bir tespit var; "
1990'dan bu yana sosyal güvenlik sisteminin açıklarının finansmanı için harcadığımız para 850 milyar YTL. Bu, 22 adet GAP demek."
Bu para eğitime, ar-ge'ye, altyapıya harcansaydı, neler olurdu tahmin edin.
Sosyal güvenlik sistemi, tam da bu noktada,
sürdürülebilir anlayışla tasarlanması gerekirken, popülist ve günübirlik davranışları tercih ettik.
İnsanlara 43-38 yaşında emeklilik imkanı (!) sağladık hatta seçim kazanma uğruna SSK primlerini dahi affettik.
Bakan Şimşek, şimdi bu "
devamlı açık veren ve batık sistemin" ayağa kalkması için
37 milyar YTL harcanacağını söylüyor.
Bu para, GAP'ın 4-5 yıllık harcamasına denk ve aktarım,
1 yılda olacak.
Peki sürdürülebilirlik kavramıyla başı hoş olmayan anlayışımızla, bu paranın da
öncekiler gibi ziyan edilmeyeceğinin garantisi var mı?
Tabii ki yok!..
Zira hepimizde, nimeti "
hemen" isterken bu nimetin gerektirdiği "
külfete" değil yıllarca, bir an dahi
tahammül edemeyen algı hakim.
Emeklilik, sosyal güvenlik; bir
aktüeryal matematiktir ve
sürdürülebilirlik gerektirir.
Bir karar alıyorsun ve daha insanlar emeklilik için çalışma süresini doldurmadan, bunu kısaltıveriyorsun.
Primini
ödeyeni enayi yerine koyduğun gibi "sürdürülebilir" olmadığın için çuvallıyorsun.
Sürdürülebilir kurnazlık ile "
Nimete şahin" ama "
külfete karga" anlayışla, bu iş nasıl olacak?
Yayın tarihi: 29 Temmuz 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/29//haber,8EB3AEEC37504633B499F7EC5029D88A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.