Küçük, Perinçek ve Apo üçgeninde PKK

Cumhuriyet tarihinin en önemli davalarından biri olarak nitelendirilen Ergenekon davasının iddianamesinde, Ergenekon'un, PKK terör örgütüyle ilişkisine dair çarpıcı ifadeler yer alıyor. İddianamede, Ergenekon-PKK ilişkisini gösteren kanıtlardan biri Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli Oğuz adında kişi ile Abdullah Öcalan'ın avukatı arasında yapılmış bir görüşme. Bu görüşmede Oğuz, Özel Kuvvetler Komutanlığı'na mensup olduğunu belirtiyor ve "İmralı'da bir tuğgeneral arkadaşımız var. Öcalan ile sorgu şeklinde olmayan görüşmeler yapıyor ve Genel Komutanlık'a rapor veriyor" diyor. Oğuz, ayrıca Genelkurmay Karargâhı'nda olan bir mektuptan söz ediyor ve "Biz rica ettik, mektubu yazdı. Mektup şimdi Genelkurmay Karargâhı'nda. Öcalan'a verildikten sonra elden götürülüp Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu'na bizzat verilecek. Genelkurmay Başkanı ile Öcalan'ın yakalanmasından sonra görüştüler" diyor. Oğuz şunları söylüyor: "Açıktan ilişki olmaz. Bu ilişkiyi kabul etmeye kamuoyu henüz hazır değil. Bu girişimi yayarsanız bir sonuç alınmadığı gibi barışçı yolları da tıkamış olursunuz."

KÜÇÜK'ÜN EVİNDEKİ BELGE
İddianameye göre, Ergenekon terör örgütü, PKK, Hizbullah ya da DHKP-C gibi terör örgütlerinin tasfiye edilmesinden değil, kontrol edilmesinden yana. Ergenekon adlı doküman, örgütün bu konudaki stratejisini ortaya koyuyor. Buna göre gerektiğinde naylon terör örgütü kurmak ve yabancı istihbarat örgütlerinin kurguladıkları oyunda mutlaka yer almak örgütün benimsediği bir prensip. Örgüt, bu strateji doğrultusunda PKK'ya sızma planı da yapmış. Veli Küçük ve Ümit Oğuztan'ın evinde ele geçirilen Panzehir adlı örgütsel dokümanda PKK'nın tamamen tasfiye edilmesi yerine Öcalan'la işbirliği yapılması ve Ergenekon terör örgütünde kendilerine genç subay diyen kişilerin PKK'da üst düzey görevlere getirilmesi gerektiği belirtiliyor.

TESLİM OLMA ŞARTLARI
Savcıya göre Ergenekon-PKK ilişkisinin kanıtlarından biri de Öcalan'ın avukatı Doğan Erbaş ile Perinçek arasında geçen bir görüşme. Görüşmede Öcalan'ın hangi şartlarla teslim olacağının konuşulduğu, Öcalan'ın Veli Küçük'e iletilmek üzere "Bir muhatap arıyorum" isimli kitabının verildiği belirtiliyor. Buna göre Öcalan teslim olmak için Karayılan ve Bayık'ın yurt dışına gönderilmesi başta olmak üzere bazı şartlar ileri sürmüş. Bu şartlar arasında "Avrupa'dan bir barış heyetinin gelmesi, Kuzey Irak'tan bir kısım gerillanın itirafçı olarak Türkiye'ye gelmesi, PKK'nın Kuzey Irak'ta kalması, silahlı PKK'lı sayısının 3 bine düşürülmesi" yer alıyor. İddianamede "Öcalan'ın avukatı, Veli Küçük ve Doğu Perinçek'in kendi aralarında alınan kararları birebir uyguladığı anlaşılmaktadır" deniyor.