kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 24 Temmuz 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Belediyelere ağır yaptırımlar geliyor

Yeni Haber
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, suyun kalitesinin insan sağlığını etkilediğini ve şakaya gelir tarafı olmadığını beliterek, belediyeleri uyardı. Yerel yönetimlerin denetlenmesi yetkisinin İçişleri Bakanlığı'nda olduğunu hatırlatan Atalay, "Denetim ve yaptırımlarımızı bundan sonra artıracağız" dedi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, İçişleri Bakanlığı Konferans Salonu'nda, şehir şebeke suları ile ilgili açıklama yaptı.

Bakan Atalay, suyun kalitesinin insan sağlığı açısından önemine vurgu yaparak, "Şakaya gelir tarafı yok" dedi. İçme ve kullanma suyunun temini ve hijyenik ortamda vatandaşa ulaştırılması görevinin belediyelerde olduğunu hatırlatan Atalay, "Yerel yönetimler bu konuda daha titiz davranmak zorunda. Sağlıklı suya ulaşmak en temel insan hakkıdır" diye konuştu.

Belediyelerin, içme suyunun kalitesini artırma konusunda gerekli önlemleri alarak, yatırımlar yapması gerektiğini aktaran Atalay, bu konuda gelirlerin azlığı mazeretinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Atalay, AK Parti hükümeti döneminde belediye gelirlerinin siyasi parti ayrımı gözetilmeksizin büyük oranda artırıldığını belirtti. Yaz aylarında belediyelerin gelirlerinde kesinti yapılmadığı kaydeden Atalay, belediyelerden bu gelir artışlarını öncelikle su hizmetlerinde kullanmalarını istedi.

Yerel yönetimlerin denetim yetkisinin İçişleri Bakanlığı'nda olduğunu hatırlatan Atalay, "Biz de denetim ve yaptırımlarımızı bundan sonra artıracağız. Yetkilerimizi daha ciddi ve etkili şekilde kullanacağız. Sorumlular hakkında her türlü yaptırım uygulanacak" ifadesini kullandı.
Vali ve kaymakamlıkların, içme ve kullanma suyunun uygun bir şekilde vatandaşa sunulması konusunda denetim ve ilgili kurumlar arası kordinasyonu sağlama görevi bulunduğunu anımsatan Atalay, "Biz, bu görevleri kendilerine hatırlatıyoruz. Kimsenin vatandaşın sağlığı ile oynama ve içme suyu konusunu hafife almaya hakkı yoktur" şeklinde konuştu.

Konuyla ilgili belediyelere yarın bir genelge de gönderileceğini söyleyen Atalay, belediyelere bazı çağrılarda da bulundu. Atalay, su yatırımlarına önem verilmesi, içme ve kullanma suları ile ilgili tahlillerin sürekli yapılarak şeffaf yönetim anlayışı ile kamuoyuna açıklanması, klorlamaya dikkat edilmesi, içme suyu depolarının temizliğine dikkat edilmesi, tasarruflu su kullanımı konsunda vatandaşların bilgilendirilmesi, kuyulardan su temin eden belediyelerin, klorlama işlemi yapmadan bu suyu şebekeye vermemesi gerektiğini söyledi.

"112 MİLYAR METREKÜP KULLANABİLECEĞİMİZ SU VAR"

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, konuşmasında, içme suyunda herhangi bir sıkıntı bulunmadığını aktardı. 112 milyar metreküp kullanılabilir suyun bulunduğunu kaydeden Eroğlu, bu suyun 6 milyar metreküpünün içme suyu, 4 milyar metreküpünün sanayi, 30 milyar metreküpünün ise sulama alanlarında kullanıldığını aktardı. Eroğlu, "Yani toplam 40 metreküp suya ihtiyaç var. Bizim en kötü şartlarda kullanabileceğimiz su miktarı ise 100 metreküp. Su eksikliği yok. Bazı şehirlerde yapılan kesintiler ise, geçmiş dönemlerde gerekli yatırımların yapılmamasından kaynaklanıyor" dedi.

Belediyelerin su konusuna önem vermesi gerektiğini yineleyen Eroğlu, "Düzenlenen festivallerden daha önemli" ifadesini kullandı.

Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Çevre ve Orman Bakanlığı'nın, su konusunda belediyeleri bilgilendirme çalışmalarını başlattığını belirten Eroğlu, bu yöndeki ilk bilgilendirme toplantısının İstanbul'da yapıldığını aktardı. Bu toplantıda belediyelerin yaklaşık yarısının eğitimden geçirildiğini ifade eden Eroğlu, bu toplantılara personel göndermeyen belediyeler bulunduğunu anlattı. Eroğlu, "Bunun anlamak çok zor. Biz siyasi ayrım gözetmeksizin, deneyimimizi her belediye ile paylaşmaya hazırız" dedi. Bazı belediyelerin şebeke suyunun klorlanmasını sağlayan cihazlarının yedeğinin bulunmadığını anlatan Eroğlu, "Bu durum bizi üzüyor" diye konuştu.

Depoların da sürekli denetlenmesi gerektiğinin altını çizen Eroğlu, vatandaşların da bu konuda hassas davranması gerektiğinin altını çizdi. Bazı apartman depolarının kapaklarının bulunmadığını, içinden kedi-köpek ölüsü çıkan depoların bile bulunduğunu söyleyen Eroğlu, "Vatandaş kendi evinin içine bakıyor ama apartman ile ilgilenmiyor. Tessisat çürümüş, deponun kapağı yokmuş önemsemiyor" dedi.

SAĞLIK BAKANI AKDAĞ: "EL TEMİZLİĞİNE ÖNEM VERİLMELİ"

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, temiz içme suyu sağlanması konusunun önemine değindi. Bu konuda gereken yapılmadığında faturanın vatandaşa çıktığını, ceremesinin ise Sağlık Bakanlığı'nın çektiğini söyleyen Akdağ, "Vatandaşlar temiz su içseydi, kimse hasta olmayacaktı. Yani sonuçlarla uğraşıyoruz. Belediyeler su konusuna dikkat etmeli" şeklinde konuştu.
Bu yıl bazı il ve ilçelerde meydana gelen ishal salgınlarını hatırlatan Akdağ, "Bunları önlemek belediyelerin elinde. Biz de her türlü desteği vermeye hazırız" dedi. Akdağ, vatandaşların da kişisel korunmaya önem vermesi gerektiğinin altını çizerek, "Vatandaşlar sabunla, bolca köpürterek ama suyu da israf etmeyerek ellerini yıkasın. Bu konuda gerekli hassasiyet gösterilirse hastalık riski de azalır" ifadesini kullandı.
Akdağ, içme suyu ile bulaşan bir çok hastalığın, kişiden kişiye de bulaşabildiğini aktararak, "Ellerinizi iyi yıkayın" dedi.

"İSTANBUL'UN SUYU RAHATLIKLA İÇİLEBİLİR"

Bakanlar, konuşmalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Ankara, İzmir ve İstanbul sularının temiz olmadığı, İstanbul'a su sağlayan Melen Çayı'na, kanalizasyon karıştığı yönünde çıkan haberlerin hatırlatılması üzerine Eroğlu, şunları dile getirdi:

"İstanbul'da dünyanın en ileri arıtma tesisleri var. İstanbul'un suyu da Avrupa'nın pekçok şehrinin suyundan daha kaliteli. Rahatlıkla içilebilir. İstanbul'da 400 ayrı noktadan, 4 ayrı koldan numune alınıyor. Ankara'da geçen senelerde kesinti olmuştu ama bu sene su akıyor. İstanbul'da kesinti yok, olmayacak da. İki şehirde de bütün parametreler standartlara uygun. İzmir'de ise belli yerlerde arsenik oranı yüksek."
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise, "Kirli suyla el yıkandığında da hastalık bulaşır mı?" şeklindeki soruya karşılık, bu durumun suyun kirlilik seviyesine göre değişebileceğini kaydetti. Akdağ, nörovirüs gibi bazı virüslerde, sudaki kirlilik oranının fazla olmasının risk oluşturabileceğini ifade etti. Ankara, İstanbul ve İzmir'in suyunun kirliliği noktasında bir problem bulunmadığını dile getiren Akdağ, "İzmir'de kuzey bölgesinde arsenik oranı yüksek. Ayrıca bu konuları polemik konusu yapmak son derece yanlış" dedi.

Akdağ, İzmir dışında 12 ilde daha arsenik oranlarının fazla olduğu yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, Kasım 2007'de 12 ilde arsenik oranlarının yüksek çıktığının belirlendiğini aktardı. Akdağ, 5 ilin bu sorunu giderdiğini, diğerlerinin ise yakın bir zamanda sorunu çözeceğini belirtti. Akdağ, "Bununla birlikte bu illerin hiçbirinde arsenik oranı, İzmir'deki gibi düzenli ve istikrarlı bir şekilde sürekli yüksek çıkmadı. Semt semt bazı yüksekliklere rastlandı" şeklinde konuştu.

CİHAN