Ne çok erkek mustaripmiş hesap ödeme işinde!

Ben yazacağımı yazdım, meseleyi kapattım. Ama okuyucu kapatmıyor! İlişkiler konusunda yazı yazmanın suya yazı yazmak olduğunu düşünürüm. Çünkü kadın-erkek ilişkilerinin bir matematiğinin olduğuna inanmam. O yüzden de çok bulaşmam. Ne var ki bir arkadaşımın başına gelen 'şey'; çok yeniydi, çok gerçekti, çok sinirlendim, dayanamadım ve yazdım. İyi ki yazmışım, böylece herkes eteğindeki taşları döktü. Mesele şuydu: Kıbrıs'ta tanışıp görüştüğü bir adam İstanbul'a geliyor, iki gün kalıyor, taksi parasından, yemek parasına her şeyi kızın ödemesini bekliyor, barda hesaplar ortak ödenirken bile oralı olmuyor, hatta çok para gitmesin diye cep mesajıyla evlenme teklif ediyor vs. Özetle 'erkek müsveddesi' demiştim o arkadaşa. Sen misin diyen? Meğer kadınları yemeğe götürmekten, hesabı ödemekten mustarip ne çok erkek varmış! Beni de suçladılar tabii... 'Erkek para öderken iyi, kadınlar ödeyince niye karşı çıkıyorsun? Nerede kaldı eşitlik?' diye bombardıman. Herkes meseleyi istediği yerinden anlıyor tabii... 'İlişki paylaşmaktır' dedik, 'birlikte ödersin elbette' dedik, 'ama bu erkek müsveddesi hesabı paylaşmadı bile, iki günde kızın cebindeki bütün parayı yedi' dedik, anlatamadık. Sanıyorum ki yazıyı okuyan erkekler 'o gün, bugündür' dedi, 'sonunda mevzu açıldı' dedi; 'hesabı niye hep biz ödüyoruz' diye ağlaşmaya başladı. Maillerin birkaçını sizlerle paylaşayım ki manzara hakkında fikriniz olsun. Bu arada Hasan Pulur da cumartesi Milliyet'teki köşesinde yazımdan alıntı yapıp, olayın kahramanı kız arkadaşımı suçladı, 'Böyle kadınlara az bile' dedi. Bence bu ayrı tartışma konusu. Bir kadının ne hissederek bunu yaptığını asla bilemeyiz, değil mi?

"Yazınızı çok ilginç buldum. Ama ne kadar haklısınız? Bir adamın 'erkek' sayılması için kadına para ödetmemesi mi gerekir? Sizin 'erkek'likten anladığınız bu mudur? Söz konusu şahıs hoş, çekici vs. olmasaydı ama paralı biri olsaydı 'erkek' mi olurdu? 'Eşitlik ama parayı erkek öderse' demek ne kadar insanlıkla bağdaşır?" - Arif Şahin
Haklısınız; erkek dediğiniz, İstanbul'da kaldığı iki gün boyunca taksi parasından içtiği içkiye kadar her kuruşu kadına ödetmektir Arif Bey! Sizin oralarda eşitlik dediğiniz şey de, kadın bütün arkadaşlarıyla ortak hesap öderken erkeğin havalara bakmasıdır sanırım... Sorry!

"38 yaşındayım ve bugüne kadar birçok kız arkadaşım oldu ama içlerinde en zenginleri dahil hiçbirisi eline cebine atmadı. Kadın ve erkek eşit diyorsunuz ama bütün maddi yükümlülük erkeklerin üstünde! Sonra da bir adam çıkıyor, kadının yaptığı şeyi yapıyor, Türkiye'ye rezil ediyorsunuz. 10 sene yurtdışında yaşadım, kadınlar eşit şekilde elini cebine atıyor. Ama burası Türkiye n'apalım!" - Cem Varol
Eşitlikten şikayetçi olan yok. Yukarıdaki yazıyı tekrar okuyun!

"Bunu sizler hak ettiniz hanımefendi! 38 yaşındayım, eski eşim dahil tüm sevgililerime harcadığım paranın, aldığım hediyelerin, yaptığım sürprizlerin haddi hesabı yok. Sonuç sıfır. Buna karşın nerede bir öküz varsa etrafı kadın dolu. Çekin cezanızı!" - Yücel Yüksel
Siz de haklısınız Yücel Bey! Ne diyeyim...

"Adamın yaptığını tasvip etmiyorum ama olayın tersi olsa hiç yadırganmaz. Genelde ilk buluşma dahil her zaman hesap ödeyen erkek olmuştur, kadın sormaz bile... Bu şekilde düşününce etrafta kadın müsveddesi de çok diyemez miyiz acaba?" - Mücahit Onuk
Diyebiliriz tabii... Galiba olayın tersinin yadırganmamasının nedeni Türk toplumunda biçilen rollerle ilgili. 'Erkek davet eder' durumu bunda etkili olabilir. Bu kadınların tek başına yarattığı bir durum değil ki!

"Normal olan erkeğin ilişkilerde sürekli finansör rolü oynaması mıdır? Bahsini ettiğiniz konudaki davranış biçimlerini her iki taraf içinde uygun bulmadığınızı yazsaydınız gerçekten ayakta alkışlardım sizi." - Cem Arıcan
Bakınız yukarıdaki yazılara siz de Cem Bey! Ama şunu eklemeliyim; bu durumdan bu kadar rahatsızsınız madem... Bir kadınla yemeğe çıktığınızda 'hesabı paylaşalım' deyin, olsun bitsin!