atv Haber Bülteni anchorman'i deneyimli haberci Fuat Kozluklu: "Birçok televizyoncu ruhsal cinayet işledi. Ailemizle birlikte izlemekten utanç duyduğumuz şeyleri haber bülteni diye ekrana taşımış, değerlerimize tecavüz etmişler ağızlarını açmasınlar artık"..
atvAna Haber Bülteni'nin karizmatik anchorman'i Fuat Kozluklu haberciliği yaşam tarzı haline getiren, mesleğine aşık bir isim... Çok küçük yaşlarda, Malatya'da yerel bir gazetede başlayan meslek hayatında pek çok ülke görmüş, savaşlarda bulunmuş, en ünlü siyaset adamlarıyla röportajlar yapmış... 'Benim için haber her şeyden önce geldi' diyen Kozluklu ekranlardaki haber bültenlerini, alanda çalışmış ve kamera karşısına çıktığında promter cihazı olmadan haberi aktarabilenlerin sunması gerektiğini düşünüyor.
*
Gazetecilik hayatınıza nasıl başladınız?
1982'de, lise sonda okurken, Malatya'da 'Görüş' adlı yerel gazeteye başvurdum. Orada okul çıkışı gidip çalışmaya başladım. Kısa süre sonra da Cumhuriyet Gazetesi ile bir haber ajansının muhabirliğini üstlendim. Yalçın Bayer'in desteğiyle İstanbul'da Cumhuriyet'in merkezinde çalışmaya başladım.
*
Gazeteci olmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Babam sayesinde, ben henüz ilkokuldayken evimize giren 2 gazete ile basın dünyasına ilgi duymaya başladım. Çevremde olup-bitenlere duyarlıydım. Ortaokuldan itibaren gazeteciliği kafaya koymuştum.
*
Gazeteciliğe ilk başladığınızda pes ettiğiniz oldu mu?
Başlangıçta hayır... Ama 24 yılı doldurduğumda gazeteciliğin ruhumu doyurmasına karşın özellikle ülkemiz basın sektörünün yaşadığı yozluk pes ettirdi. Ama gazeteci doğmuştum ve kısa bir aradan sonra geri döndüm.
ABD'NİN İŞGALİNE TANIĞIM*
Savaş muhabirliği deneyimleriniz nasıldı?
Coşkun Aral ve Ergin Konuksever sayesinde savaş muhabirliğiyle tanıştım. Acı ve vahşeti görüntüleyip, bu felaketler bir daha olmasın diye haber yazmaya çalışırken gördüm ki beyhude bir ideal. İnsanlık savaşsız hiç yaşamamış ve yaşamayacak. ABD'nin Irak'ı işgaline tanıklık ettim. Ve bir akşam "Buradan sağ çıkabilirsem bir daha savaş tanıklığı yapmayacağım" dedim.
*
Özel hayatınız ve mesleğiniz arasında tercih yapmak zorunda kaldınız mı hiç?
Evet ama pişmanım. Anneme, babama ve kardeşlerime daha çok zaman ayırabilirdim. Onların mutlu ve acı günlerinde daha sık yanlarında bulunabilirdim. Ama benim için haber her şeyden önce geldi.
*
Hak ettiğiniz yerde misiniz?
Yeteneklerim ve birikimim çerçevesinde kendimi kandırmadan bakabildiğim kadarıyla 'çok şükür' diyorum.
CİNSİYET AYRIMI YANLIŞ*
'Anchorman'ler genelde neden erkek?
Cinsiyet ayrımını yanlış buluyorum. Batı ülkelerindeki gibi bizde de 35- 40 üzeri yaş grubu gazeteciler haber sunmalı.
*
Bir röportajınızda "En Kıro Man'ler var" demişsiniz...
Mecazi bir vurguydu yaptığım.
Türkiye'de özel televizyonculuk emekleme dönemini henüz bitirdi. 1990'dan alırsak 17 yıl geçmiş... Saman alevi gibi, gerçekte meslekle ilgisi olmayan o kadar insanı haber sunucusu olarak ekranlara çıkardılar ki, onlara 60 yılı aşkın süredir yayında olan Amerikan televizyonlarını anımsadığımda "Ne enkırmeni, olsa olsa 'enkıromen' bunlar" demiştim.
*
Bir anchorman, inandırıcı olmak için neler yapmalı ?
Haber bugün
Türkiye'de, duyum, itiraf, anı, istihbarat, ham bilgi, söylenti, dedikodu, reklam, iddia, yalan ve bence en önemlisi, demokrasi dışı yapılanmaların propagandası ile eşanlamlı hale getirilmeye çalışılıyor. Birçok gazeteci ve televizyoncu yıllardır ruhsal cinayet işledi. Anne ve babalarımızla, eşimiz, kardeşimizle izlemekten utanç duyduğumuz şeyleri ana haber bülteni diye ekranlara taşımış, tüm değerlerimize tecavüz etmiş olanlar artık ağızlarını açıp konuşmasınlar. Haberi, alanda çalışmış ve promter cihazı olmadan anlatabilenler sunmalı. Tıpkı batılı meslektaşlarımız gibi... Hem neyimiz eksik ki onlardan? Yeter ki bu çerçevede yaklaşım gösterilsin.