- Görünürde toplumdaki bu çatışma ve kamplaşma 'laiklikşeriat' ekseninde. Gerçek sebep bu mu, fotoğrafın arkasında flu başka şeyler var mı?
- Adına bugün
Türkiye Cumhuriyeti dediğimiz, Osmanlı'dan kalmış olan bu ulus devlet büyük ölçüde bürokrasi tarafından kurulmuştur. Askeri bürokrasi ise sivil bürokrasiden her zaman önde ve öncelikli olmuştur. Bu bürokrasi bir tür heykel yaratmış bir sanatkâr gibi kendi eserine de hayran! Onun herhangi bir şekilde değişmesine razı değil. Halbuki toplum bir heykel değildir. Toplumlar canlıdır, büyür, gelişir, değişir. Ama uzun zaman, babasının büyüdüğünü kabul etmediği bir çocuk gibi kaldı
Türkiye toplumu. Onun için de biraz geri zekâlı çocuk haline geldi. Ama artık, Anadolu burjuvazisiyle, şusuyla busuyla o da bir toplum olma aşamasında. 'Rüştümü ispat etme yaşım geldi, bırak artık istediğim gibi yaşayayım' diyor babaya...
- 'Devlet baba' dediğimiz baba bu, değil mi?
- Evet, babayı çocuğuna düşman falan etmek de istemiyorum, çünkü uzun vadede karşılıklı konuşmak ve uzlaşmak gerekir. Onun için hakaret etmeden söyleyeyim; pedagojisi sıfır bir baba bu! Ve
Avrupa Birliği'ydi, şuydu buydu, bu demokratlaşma böyle bir babanın otoritesinin ortadan kalkması demek. Dolayısıyla baba kendi iktidarını bırakmamak için korkunç bir mücadele veriyor. Bir gün komünizm, bir gün Kürtçülük, bir gün irticayı öne sürüyor korku yaymak için. Ama asıl büyük tehlike, dördüncüdür; yani demokrasi. Asıl korktukları bu ülkenin demokrat olmasıdır. Onun adını söylemek ayıp kaçtığı için söylemezler, o yüzden öbürlerinin adını ortada dolaştırırlar.
- Anlamadım! Yani AKP çok mu demokrat da bu rahatsızlık had safhaya ulaşmış durumda?
- AKP'nin içinde hareket ettiği ideoloji henüz demokratize olmuş bir ideoloji değil. Toplum da demokrat olmadığı için, kendisini daha demokrat hale getirmiyor. Ama AKP yaşayabilmek için, can havliyle,
Türkiye'yi AB'ye götürüyor...
Yayın tarihi: 13 Temmuz 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/13/pz/haber,10AD2E185CD242678FFABE635246451E.html
Tüm hakları saklıdır.