Ete kemiğe bürünen videolar

Besici, gurme Emre Mermer'in Defne Koryürek ile dört sene önce Armutlu'daki Atatürk Caddesi'nde açtığı Steakhouse / Dükkân isimli lüks et lokantası ve kasabı, geçen ay müessese civarında birdenbire biriken lüks müşteri otomobilleri ve kurumun nakliye minibüsleri ile, ateşi hiç düşmeyen ızgara siparişlerinin cızırtı sesleri arasında, kendi kendinin 'sanat nesnesi' oluşuna tanıklık etti. Video sanatçısı Ali Kazma, İtalya'da yeni hazırladığı Household Goods Factory, Çorlu'da görüntülediği Jean Factory ve Steakhouse'a özgü, İzmit Uzuntarla'da çekilmiş Meat adlı video sanatı çalışmalarını, sürpriz bir katılımla lokantaya gelmiş, seçkin müşterilerle paylaştı. Zira Meat adlı iş, etin İzmit'teki 'canlı pazarlığı'ndan, ızgaraya uzanan öyküsünü çarpıcı bir dille işliyordu. Bu arada Ali Kazma'nın çalışmalarının, 9 Temmuz'da yapılacak bir ön izleme ile, Londra'daki Whitechapel Galerisi'nde WangJianwei'nin videoları ile birlikte 17 Ağustos'a kadar sergileneceğini ekleyelim.

- Filmleriniz aracılığıyla izlediğimiz üretim mekanizmasına ait mi olmalıyız?
- İzlediğiniz işlerdeki göz ve algı düzeyi, emekten ziyade, dönüşümden yana. Burada değişimi yaratan her ne ise, o önemli benim için. Bunun adı işçi de, patron da olabilir. Mesela saatçiyi görüntülediğim bir çalışmamda patron da, işçi de aynı adamdı. İşçi de, patron da, benim gerçekle arama giren kavramlar. Benim için değeri yaratan, dönüşümü yaratandır. Eğer o unsur işçiyse, işçi değerlidir; patronsa, patron değerlidir. Yani, bir şeyi, başka bir şeye dönüştüren insanların peşindeyim ben... Bu efendi de olabilir, köle de olabilir. Benim için önemli olan, bu hareket çünkü...

- Anlamaya çalıştığınız, yaratıcılık mı?
- Benim anlamaya çalıştığım, aslında tüm ciddi insanların hayat boyu anlamaya çalıştığı şey. Nasıl ve ne şekilde varız? Bizim olduğumuz yerde, bizi tanımlayan şeyler neler? Bunlar benim için hep hayatı yeniden, tekrar yaratmak ve bir tür dönüşüme denk geliyor. Ve benim için de bu değerli. Ben kendimi hep bunun olduğu yerlere yöneltiyorum. İnsan eğer bu dönüşüm dürtüsünü kendi vücuduna yöneltirse, bunun adı dans olur... Bir beyin cerrahının bir beyin üzerinde çalışması olur ya da bir saatçinin, bozulmuş bir saat üzerinde çalışması olur. Yani bu dönüşüm meselesi beni bayağı ilgilendiriyor. Çünkü benim yaptığım iş de bu. Ben, hayattaki tüm yarattığımız bu artı değerlerin, bu dönüşümler içerisinden çıktığını düşünüyorum.