Çam ağaçlarıyla çevrilmiş, denize nazır Büyükada Hayvan Barınağı'nda hayvanlar serbest dolaşıyor, karınları tok ve sağlıklılar. Bu başarının ardında Adalar Belediyesi ile Doğayı ve Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği'nin birlikte hareket etmesi yatıyor..
Bundan iki yıl önce SABAH Cumartesi ekinde, Büyükada Hayvan Barınağı'yla ilgili bir haber daha yapmıştık. Bu geçmişteki haberde barınağın çok kötü koşullarda olduğunu, hayvanların pislik, hastalık ve açlıkla boğuştuklarını yazmıştık. Aradan iki yıl geçti ve Ada barınağı sanki sihirli bir değnek dokunmuş gibi yepyeni bir çehreye büründü. Ada'nın tepesinde manzaralı, serin, çam ağaçları içindeki barınakta yaşayan köpekler serbest dolaşıyor, karınları tok ve çok sağlıklılar. Peki bu hızlı değişim nasıl gerçekleşti? Tabii ki hayvan dostlarının destekleri ve yönlendirmelerinin payı büyük. Şimdi İstanbul'da örnek gösterilebilecek birkaç hayvan barınağından biri haline gelen Adalar Barınağı'nın başarısı, sivil toplum örgütleriyle belediyelerin işbirliği içinde çalışmasının önemini bir kez daha kanıtlıyor. DOHAYKO (Doğayı ve Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği) Adalar temsilcisi Sultan Gülyar, hiç pes etmeden belediyeye yaptığı ziyaretler sonucunda Adalar Belediye Başkanı Coşkun Özden'i ikna etmeyi başarmış: "Ben 2002 yılından beri Adalar Barınağı ile ilgileniyorum. O zaman belediyede ödenek yoktu ve kimse ilgilenmiyordu. Daha sonra Belediye Başkanımız Coşkun Özden Bey'i sürekli ziyaret ediyordum. Barınak içler acısı durumdaydı. Sadece dört telle çevriliydi. Ne yiyecekleri yemek, ne de su kapları vardı. En sonunda başkanımız 2006 yılının nisan ayında bütün çalışmalarımızda bize destek olacağına ve barınağın ihtiyaçlarını karşılayacağına dair söz verdi ve sözünde de durdu. Sivil toplum örgütleriyle belediyeler birlikte çalıştıkları zaman sonuç başarılı oluyor. Ortak bir noktada buluşmayı başardık. İyi niyet çok önemli. Kavga dövüşle bir yere varamazsınız." 2008 ocak ayından beri yeni yerinde hizmet veren Büyükada Hayvan Barınağı'nda eskiye göre bir milat yaşandığını söylüyor Sultan Gülyar: "Öncelikle fiziki şartlar çok güzel. Barınak dört bölümden oluşuyor. Hayvanlar tamamen doğal ortamda yaşıyorlar. Kafes sistemi de var ama kafeslerde sadece tedavi altında olan hasta hayvanlar tutuluyor. Tedavileri bittikten sonra bahçe kısmı dediğimiz açık alana alınıyor. İhtiyaçları belediye tarafından karşılanıyor. Bizler de takviyede bulunuyoruz. Hasta olan hayvanlar hemen tedavi ediliyor. Eskiden barınağın yüzde 90'ında deri hastalığı vardı. Şimdi bir iki tanesinde var."
VETERİNER GEREKLİ
Her şey çok güzel gibi görünse de Adalar Barınağı'nın da sorunları yok değil. Sultan Gülyar acilen bir veteriner hekime ihtiyaç duyduklarını belirtiyor: "Adalar Belediyesi'ne bağlı olan veteriner hekimimiz diğer dört adaya da baktığı için yetişemiyor. Bir veterinere ihtiyacımız var. Belediye bunu da en yakın zamanda temin edecek. Sürekli kısırlaştırma yapabilsek, bir yıl içinde Adalar'da sokak hayvanı sorunu kalmaz. Şimdiye kadar 1400'ün üzerinde kedi ve köpek kısırlaştırdık. Bunların hepsinin kayıtları bende mevcut. Adalar'da 50 yıldır kuduz vakası yok. Sokaktaki hayvanların yüzde 90'ı aşılandı ve kısırlaştırıldı." Adalar'da sokak hayvanlarıyla ilgili en büyük sorunlardan birini sahipli hayvanların oluşturduğunu söylüyor Gülyar: "Sahipli olanlar kısırlaştırılmıyor. Bir de sezon başında çocuk için köpek alıyorlar. Yaz bitince sokağa atıp gidiyorlar. Her yaz sonunda böyle hayvanlar kalıyor. Bir keresinde Koli cinsi bir köpeği bırakıp gitmişler, hayvan kapıları tırmalıyordu. Bir hafta içinde bir deri bir kemik kaldı stresten. Resmen ağlıyordu. Sonra iyileştirdim onu ve sahiplendirdim." Tüm bunlara rağmen Adalar'da çok fazla hayvan popülasyonu olmadığını söyleyen Sultan Gülyar, Ada'daki sokak hayvanlarının kış aylarında çok zorluk yaşadıkları görüşünde: "Kış aylarında insan nüfusu azaldığı için onlar da yemek bulamıyor. Genelde iskelede vapurları beklerler. Çok hüzünlüdür onların o bakışları. Kış aylarında adadaki hayvanları beslemek için gelen çok iyi niyetli gönüllüler var. Ama bu yeterli olmuyor. Haftada bir ya da iki öğün yemek yiyorlar. Siz bir öğün atlasanız duramıyorsunuz. Bunların ızdırabını düşünebiliyor musunuz?" Adalar'daki sıkıntılarından birinin de gönüllü azlığı olduğunu söylüyor Gülyar: "Ferdi olarak çalışan arkadaşlarımız var. Ama barınağın tek gönüllüsü benim. Tabii arkamda DOHAYKO ve HAYTAP var. Onlar çok büyük destek veriyorlar. Çok desteğe ihtiyacımız var. Kuru, yaş mama ve makarna alabilirler, kulübe yaptırabilirler. Kısırlaştırma ilaçlarına ihtiyacımız var. Gönüllüye de ihtiyacımız var. Barınakta bir personel var. Birini daha almak istiyoruz. Personelimiz çok iyi. Su kapları tertemiz, yemeklerini, ilaçlarını tam vaktinde veriyor. Çok iyi bakıyor." Yardımda bulunmak isterseniz tel: (0532) 273 16 51
Yayın tarihi: 12 Temmuz 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/12/ct/haber,274BF5FC28C24842A3A87779973823C0.html
Tüm hakları saklıdır.