O gece... Bir dostun öldüğü gece. TV kameralarına bir şey söylenmem istendiği an ne diyeceğimi bilemedim. Sonra bir şeyler söyledim:
Türkiye düğün eviydi, şimdi cenaze evine döndü! Şöyle bir kafamı toparladım bir şey daha söyledim:
Türkiye Hasan Doğan'ı geç buldu, çabuk kaybetti! O uzun ve acılı gecede hastane kapısında beklerken Sayın Başbakan Recep Tayip Erdogan'ı görünce duygulandım. Erdoğan ve eşi Emine hanımın bana baş sağlığı dilemesinin nezaketi altında şunu anladım; Hasan Doğan bizlerin başkanıydı! Elbette; hayat çok acımasız. Elbette; devam ediyor.
Ama; şunu bir kenara not edin: Hasan Doğan'dan sonra Türk futbolunda kaos olacaktır. Nedeni basit; Fatih Terim, Hasan Doğan'a sen varsan ben de varım dedi.
Şimdi Doğan yok, Terim ise bekliyor! Bir dostun ölümünden, 'seçilmiş başkanlara' verdiği mesaj şudur; Türk futbolu 7 yıldır başkanlık yapan Haluk Ulusoy'u onca başarıya rağmen sevmedi, sevemedi Ama
Türkiye, Türk futboluna 143 gün hizmet eden Hasan Doğan'ı sonsuza kadar sevecek.
MESAJ: Hıncal usta; Hasan Doğan için hoş ve güzel şeyler yazdın ama çok geç yazdın. Ayrıca;
'meşhur İsviçre maçı öncesi planlayıcısı olma ithamlarına yanıt vermemişti Federasyon Asbaşkanı olarak' diyorsun. Verdi! Sen anlamadın. O utanç maçını önleyemediği için istifa etti. Ben tanığım. Keşke; hep olayların dışındakilere akıl soruyorsun. Bir de gerçek dostlarına sorsan ne olur? Ne zaman sordun ki?
Yayın tarihi: 11 Temmuz 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/11//haber,38CA95E67C6846D499E7A38CE84E20D2.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.