Nazara karşı en etkili çare firuze

İçinde gökyüzü mavisi ile deniz yeşilini barındıran firuze (turkuaz), mücevher dünyasının insanı en çok rahatlatan ve neşeli kılan taşlarından biri. Günümüzde 'nazardan koruyan Türk taşı' olarak bilinen firuzenin geçmişi çok eskiye dayanıyor. Eskiden firuzeye 'tılsımlı taş' derlermiş. Bu taşın, renk değiştirerek, taşıyanı hastalıklara karşı uyardığına inanılırmış.

ADI ROTASINDAN!
Milattan önce 3 bin yılında Mısır'da paha biçilmez bir taşmış. Öyle ki ödül olarak verilirmiş. İran'ın da ulusal taşı olarak biliniyormuş. Bu ükede, firuze taşlı bir aksesuvar takanın asla fakirlik yüzü görmeyeceğine inanılırmış. Peki, Mısır ve İran'da bu kadar önemliyken, firuzeye neden Türk taşı yani turkuaz deniliyor? Bu değerli taşa, Osmanlı döneminde İran'dan Avrupa'ya Türkiye üzerinden gönderildiği için 'Türkiye'den gelen' anlamındaki bu isim verilmiş. Yani taşın ismi Türkler'i değil, rotasını anlatıyor.

ÇOK HASSAS!
Firuze doğada pek çok tonda bulunur. İçindeki bakır oranı arttıkça rengi maviye, demir ve krom oranı arttıkça da yeşile yaklaşır. En kaliteli olanları; mavi olanlarıdır. Ancak bu taş çok hassastır. Güneş ışığına fazla maruz kaldığında rengi açılır. Zamanla yeşile hatta beyaza döner. Bu yüzden firuze mücevherleri uzun süreli ve direkt güneş ışığından uzak tutmak gerekir. Ayrıca bu taşı, yumuşak bir bezle sık sık temizlemek de şarttır. (Goldİstanbul)