Ayşe Arman, Psikolog Esin Acıman ile yeni dünyada çocuk yetiştirmek üzerine bir röportaj yapmış. Çocukların eğitimi üzerine yoğunlaşan Psikolog Acıman, "Büyük şehrin stres ve rekabetinden uzakta yetişen bir çocuk sakin, dingin, sevgi dolu biri olur. Ama bu hırstan, rekabetten uzak büyümüş çocuk yeni dünyada nasıl var olacak? Ya da nasıl iddialı olacak?" diyerek, rekabetin arttığı dünyada başarının mutlulukla eşdeğer olduğuna ve çocuklarımızı doğdukları andan itibaren bir proje olarak görüp, rekabete hazırlayarak yetiştirmemiz gerektiğine inandığını anlatıyor. Sevgili Ayşe Arman, terapisti Bu çocuklarımızın ruh sağlığı için kötü bir şey değil mi?' diye sorguluyor. Acıman, aslında kalbinin farklı söylediğini, ama beyninin onu bu şekilde yönlendirdiğini kabul ediyor.
EBEVEYNLERİ HIRS BASTI Çocuk yetiştirmenin, anne-babaların 'çocukları için gerçekleştirmek istedikleri bir hayat' olarak limitlenmesi, çocuklar adına büyük bencillik... Gittikçe artan anne-baba hırsı ile 'kaygısız çocukluk devri' artık yok oldu. Hepimiz çocuğumuzun akıllı ve başarılı olmasını, kendi sahip olamadığımız her şeye sahip olmasını istiyoruz. Bir çocuğun hayal gücü kadar geniş bir dünya yok. Hayal gücü ve yaratıcılık bazılarına bir ağacın altında oturup, düşünceyi salmakla geliyor; bazılarına da planlı bir aktiviteye katıldıklarında. Bu yüzden çocuğun kendi potansiyelini keşfetmesi için imkanınız dahilinde seçenekler sunmak tabii ki önemli. Her şey çok masum ve iyi niyetle başlıyor. Önce bir kursa yazdırıyorsunuz, sonra ikinciye, hatta üçüncüye... Aman müzik ve resim dersleri almazsa yaratıcı olamaz, ikinci lisan da şart... Takviye için özel hocalar... Etrafta çocuklarını yarış atı gibi hazırlayan aileleri görünce, 'Ben yeterince uğraşmıyor muyum acaba' diye kendinizi yetersiz hissediyorsunuz. Proje daha doğmadan başlıyor; ana rahminde 'Mozart' dinleyen çocuk daha zeki olurmuş...
SAPLANTIYA DÖNÜŞÜYOR Sonra bir bakıyorsunuz gittikçe zorlaşan, rekabet dolu dünyanın hızına ayak uydurması için 'süper çocuk' yetiştirme fikri saplantı haline gelmiş. Çocuğa seçenek sunmak ile baskı ve stres yüklemek arasındaki çizgi yok olmuş. Çocuk, kendi hayalini keşfedeceğine, sizin arzu ve hayalinizi yaşamaya zorlanıyor. İdare edebileceğinizden fazlasını hayatımıza sıkıştırmaya çalışarak, bu rekabeti yaratan biz yetişkinler değil miyiz? Çocukları rekabete zorlayarak onlara gerçekten yardımcı oluyor muyuz? Etrafınıza bir bakın... Obez çocuk sayısı gittikçe artıyor. Endişe ve depresif ruh hali için ilaç kullanmaya başlayan çocuk sayısı tavana fırlıyor. Çocuklar kendilerini gittikçe daha yalnız hissediyorlar. 'Ne yaparsam yapayım, yeterli değilim' hissi ile büyüyen bir nesil yetiştiriyoruz. Aile olarak çocuk yetiştirmenin rekabetçi bir spor olmadığını anlamamız gerekiyor. 'Benim çocuğum başkalarınkinden daha iyi olmalı' histerisinden kurtulduğunuzda, sanırım aileniz için en doğru dengeyi bulabilirsiniz. Aslında çoğumuz işin çığırından çıktığının farkındayız ama ilk kim frene basıp yavaşlayacak? Kimse geride kalmak istemiyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
Modern aileler çocuk yetiştirme yarışına girdi
Yayın tarihi: 5 Temmuz 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/05/gny/demirkan.html
Tüm hakları saklıdır.