Piyasada satılan akaryakıtı işaretlemek anlamına gelen ulusal marker, denetimler, baskınlar, kurulan komisyonlara rağmen ne yazık ki
Türkiye'de kaçak sorunu bitmiyor. Bitmemesi bir yana kaçağın halen fütursuzca yapılması insanı hayrete düşürüyor.
Geçtiğimiz aylarda Suriye'nin tarihi kentlerinden Halep'e turistik bir gezi amacı ile Hatay Cilvegözü sınır kapısından giriş yapmıştık. Dönüşte gümrükten geçerken, biraz ileride bazı insanların ellerinde bidonlarla otobüslere doğru koşturup, gizli depoları akaryakıt ile doldurduğunu, katırlarla kaçak akaryakıtın koruma altındaki sınırın hemen yanından geçtiğini gözlerimizle gördük.
Bölgede bu yaşananlar öyle doğal bir süreç haline gelmiş ki insanlar kafasını çevirip bakmıyor bile. İşin ilginci yılda 4 milyar dolarlık bir hacmi olduğu söylenen akaryakıt kaçakçılığının nasıl yapıldığını sistemin nasıl işlediğini hemen herkes bir şekilde biliyor. Raporlar hazırlanıyor, olaylar anlatılıyor ama kaçakçıların çarkı tıkır tıkır işliyor.
Hafta içinde üç gün boyunca devam eden Ulusal Enerji Formu'nun son gün konuklarından biri olan
Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Başkanı Mustafa Yıldırım'ın sözleri, kaçağın boyutlarını ortaya koyması açısından ilginçti. Belki anımsarsınız daha önce otobüs firmalarının kaçak akaryakıt ile ayakta kalmaya çalıştığını söyleyen Yıldırım, "Otobüslerde kullanılan akaryakıtın yüzde 30'u kaçak" diyerek adeta kendi sektörünü ihbar etmişti.
Yıldırım bu kez kaçak akaryakıtın nereden geldiğine de işaret etti. "Rakamlara baktığımızda denizcilikte akaryakıt kullanım oranı 17 kat artmış. Bakıyoruz ortada 17 kat büyüyen bir denizcilik sektörü yok. Vergisiz olarak aldıkları akaryakıtı içeriye satıyorlar. Bazen deniz
kenarında balık ekmek yediğinizde burnunuza bir mazot kokusu gelir. O teknede balık ekmekle birlikte kaçak mazotta vardır da ondan" diyen Yıldırım bazı teknelerin bu işe alet olduğuna dikkat çekti. Yıldırım'a kulak vermekte yarar var. Petrolün varil fiyatı 140145 dolarlarda seyrederken, 200 dolara kadar çıkma ihtimalinden söz edilirken akaryakıt fiyatlarını kimse tutamayacak gibi görünüyor. Yüksek fiyat ve verginin ise kaçaktan beslenenlerin ceplerini doldurduğu bir gerçek.
Havayolu şirketlerinin rekabeti ile yorulan otobüs firmaları, kendi başkanlarının da belirttiği gibi kaçaktan medet umuyorlar. Kaçak işine bulaşmayanlar ise maliyeti düşürmek için McDonald's gibi restoranlardan toplanan atık yağlarını araçlarda kullanıyor. Yani "
Türkiye'de balıklar mazot, otobüsler ise McDonald's gibi kokuyor" desek yalan olmaz!
Bugünkü Tüm Yazıları
Balıklar mazot, otobüsler McDonald's gibi kokuyor!
Yayın tarihi: 5 Temmuz 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/05//gemici.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.