Müjdemi isterim tatile hasret ya da tatil planları yapan okur! An itibariyle Bodrum'a ayak basmış bulunuyorum. Sadece bir günlüğüne ama olsun... Akbank'ın yaz daveti var dediler, ben de bindim uçağa geldim. Biraz söylendim ya ayrı, çaktırmayın! Bir günlük tatil mi olur canııım... Bu arada Türk Hava Yolları'nın yaz geldi mi uçakları saatinde kaldıramamasına hastayım. Her yaz aynı nakarat. Yine yarım saat geç bindik uçağa. Neyse... Biraz deniz, biraz uyku bütün isteğim buydu Bodrum Bodrum'dayım işte. Peki nerede kalıyorum? La Boutique Alkoçlar dediler. Torba'da dediler. Sakın kayak pisti olmasın! Alkoçlar deyince insanın aklına Uludağ geliyor da... Ya kısmet! Havaalanından Torba'ya giderken çocukluğum geçiyor gözümün önünden. Babam direksiyonda, annem yanında, arkada Zeynep her zamanki gibi uyuyor, benimse yine çeneme vurmuş cırcırcır konuşuyorum. Güvercinlik göründü mü çığlıklar atıyorum, babam kahkahayı basıyor... Çok eğleniyoruz çok! Ama hayat bu... Kabullenmeyi öğrenmiş yazarınız çaktı köfteyi; çocuklar büyüyor, her şey değişiyor işte. Ne diyelim: eskidendi çoook eskiden...
BEN AŞIK OLDUM... Anılar falan derken La Boutique Alkoçlar'a varıyoruz. Aa! Burası saklı bir cennet sanki. Bir rüya. İlk görüşte aşık oluyorum. Bünyem fazla aşksız kalamıyor zannımca. Daha otelin açılışının dokuzuncu günüymüş. Tazecikmiş yani. Denize sıfır, 33 suitten oluşuyor. Ağaçları, beyaz odaları ve sıcacık atmosferiyle şahane bir yer! Hemen bir yetkili arıyorum. Bana versin coşkuyu. Detay isterim detay! Otelin güzel işletmecisi on parmağında on marifet Gülşah Alkoçlar'ı elinde torbalar koştururken yakalıyorum. Bakalım neler varmış buralarda? Deniz kenarındaki havuzunda Balili kızlar masaj yapıyormuş. Akşamüstleri yoga dersleri varmış. Nişantaşı'ndaki salı partileriyle ünlü Leea, restoranı işletiyormuş. Aman da aman! Aklınızda bulunsun. Ben en kısa zamanda yeniden geleceğim. Tavsiye ederim.
TÜRKLER DAHA ZOR Eşinin mesleğinden dolayı 1988'den beri otellerde yaşayan ve çalışan 39 yaşındaki Gülşah Alkoçlar'ı yakalamışken ayaküstü sorgu sual yaptım. Buyurun...
* 20 senedir otelde yaşıyorsunuz. Otelde yaşamanın avantajı ne?
Düzenli bir yaşam ve hizmet alışverişi. Ben düzeni çok seviyorum. Bir de arkadaş ağırlamak kolay oluyor.
* Peki ya dezavantajı?
Özel hayat diye bir şeyim yok. Devamlı koşturuyorum.
* Sizin eviniz yok mu?
İstanbul'da var ama iki sezon arası uğrayabiliyorum evime. Toplam yılda 1.5 ay kadar.
* Otellerde en çok tüketilen şey nedir?
Temizlik ürünleri. En başta da el sabunu. Sonra şampuan ve havlu.
* Ya yerli müşteriyle yabancı müşteri farkı?
Yabancılar daha hoşgörülü ve verilenle tatmin oluyorlar. Türkler'de beklentiler çok yüksek. Biz de o beklentileri karşılamaya çalışıyoruz.
* Son soru; kışlık Uludağ mı yoksa Bodrum mu?
Kesinlikle Uludağ! İlk gözağrım çünkü...
Yayın tarihi: 4 Temmuz 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/04/gny/haber,F7B868F2510B41578082945C862BE132.html
Tüm hakları saklıdır.